'Türk adaleti PKK'nın kılavuzluğuna izin verdi'

Güncelleme Tarihi:

Türk adaleti PKKnın kılavuzluğuna izin verdi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2009 15:07

AVUSTURYA'da yayınlanan günlük ‘Der Standard' gazetesi DTP’nin kapatılması ve siyasi yasaklar ile ilgili olarak “Türk adaleti, Kürt partisine karşı aldığı kararda PKK'nın kılavuzluk yapmasına izin verdiği” yorumunu yaptı.

Günlük olarak yayınlanan Der Standard gazetesinde Adelheid Wölfl imzasıyla yayınlanan bugünkü yorumda, Anayasa Mahkemesi'nin, haftalarca önceden değişen kamuoyu görüşüne uyduğu savunuldu. “Türkiye'de Cuma günü Meclis'teki tek Kürt partisi DTP yasaklandı” ara başlığıyla devam eden yorumda şunlar yazıldı: “Böylelikle Kürtler ile ilgili yürütülen barış süreci, bitmediyse de durduruldu. Milyonların, Başbakan Erdoğan'ın Kürtler'e daha fazla hak verilmesi inisiyatifi ve eski savaşçıların topluma entegrasyonu konusunda başarılı olacağı yönündeki umudu boşa çıkarıldı. Kürt halkının bir kısmı artık tekrar radikalleşecek ve demokratik süreçten uzaklaşacak. Nerede yanlış yapıldı? Daha birkaç hafta önce eski PKK savaşçıları dağdan dönmüş, Erdoğan onlara cezalandırılmayacakları sözü vermişti. Fakat savaş kıyafetleri içindeki adamların, Diyarbakır'da ‘savaş galipleri' gibi karşılanmaları çok sayıda Türk'te güvensizlik uyandırdı. Aşırı sağcılar Erdoğan'ı teröristlerle işbirliği yapmakla suçladı. Erdoğan, PKK tarafından küçük düşürüldüğünü düşünerek geri adım attı. Ardından PKK'nın iki acımasız saldırısı geldi. Mahkum PKK eski lideri Abdullah Öcalan barış sürecine daha fazla dahil edileceğini umuyordu anlaşılan. Şimdi ise AKP'ye yakın Anayasa Mahkemesi hakimleri dahi, partinin Erdoğan gibi Kürt sorununun siyasi çözümünden yana olmasına ve saldırıları kınamasına rağmen, kapatılması yönünde oy kullandı. DTP yasağı yalnızca yanlış kişileri vurmakla kalmıyor. DTP'nin Meclis'te olması hiç de tehlikeli olmamakla birlikte, barış için temel şarttır. Türk adaleti ise, barış istemeyen PKK’nın teröründen etkilenip onun isteği doğrultuda karar verdi.”

Yorumda, parti yasaklama kararının, sadece Türkiye'yi Kürt politikasında yıllarca geri atmakla kalmayacağı demokratikleşme sürecinde tümden geri götüreceği ileri sürüldü. Yorumda, şu görüşler savunuldu: “DTP gibi bir partiyi yasaklamak, siyasi özgürlükleri kısıtlamak anlamına geliyor. Karar Türk adaletinin eksik demokrasi anlayışından kaynaklanıyor. Bu, eski parti kapatmalarını ve çoktan aşıldı zannedilen zamanları hatırlatıyor. Fakat Başbakan Erdoğan da mevcut milliyetçi retorikten dolayı geri adım attı. Kürt politikası konusunda da, daha önce askeriye ve muhalefetin baskısından dolayı zik zak çizmişti, fakat Erdoğan yine de barış sürecini harekete geçirmiş olan tek kişi. Kısıtlı imkanlardan buralara gelen bu kişi için, Kürtler devlet düşmanı değil, onun gibi başarıyı arayan vatandaşlar. Ama öncelikle onlar birer seçmen. Bu nedenle Erdoğan, Kürtçe yayın yapan devlet televizyon kanalı ‘TRT-6’yı kurdurdu, Üniversitelerde Kürtçe öğretimi başlattı, Türkçeleştirilen köy isimlerini tekrar Kürtçe yazdırdı ve PKK savaşçıları için af konusunda düşündü. Ortamın yumuşaması hissediliyordu. Kamuya açık toplantılarında Kürtçe konuşanlar artık tutuklanmıyorlardı. Tüm başarıları tehlikeye atmamak için DTP'li vekiller parlamentoyu terk etmemeli. Kürtler'i siyasi alanda saf dışı bırakma, geçmişte yalnızca şiddete yol açtı. Erdoğan'ın ilerde, adaletin şu anki keyfi davranışı önlemeye yönelik yapılacak reformlar için AB’nin desteğine ihtiyacı var. Örneğin, güçler ayrımını ve azınlık haklarını içeren bir Anayasa reformu. Bu nedenle reformları destekleyen üyelik opsiyonunun devam etmesi mantıklı olur. 2007 yılındaki genel seçimler için DTP “Bin Umutö sloganıyla seçim kampanyası yürütmüştü. Benzer sloganla yeni bir Kürt partisinin seçimleri katılması umulur.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!