Schröder: AB verdiği sözü tuttu

Güncelleme Tarihi:

Schröder: AB verdiği sözü tuttu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2005 00:00

Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, yazılı bir açıklama yaparak, “AB üyesi ülkelerin Türkiye'nin üyeliği konusunda müzakerelere başlanması yönünde karar almalarından memnun oldum” dedi. AB'nin böylece, Türkiye'ye 40 yıldan fazla bir süredir verilen bir sözü yerine getirdiğine dikkati çeken Schröder, Türkiye'nin de köklü değişiklikler başlattığını ve müzakerelere başlanması için gerekli şartları yerine getirdiğini kaydetti. Müzakerelerin uzun ve zorlu olacağını, tam üyelik hedefine ulaşmanın da Türkiye'nin elinde olduğunu ifade eden Schröder, ”Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki ortak hedefe ulaşılmasını diliyorum. Dinamik bir Türkiye, ekonomik açıdan çok cazip bir ortak. Ayrıca İslamiyet ile Avrupa'daki aydınlanmanın değerlerinin bağdaştırılabileceğini gösteren bir Türkiye, Avrupa'da ve dünyada istikrar ve güvenliğin büyük ölçüde artmasını sağlayacaktır” ifadesini kullandı. VERHEUGEN: HEM BİZİM HEM TÜRKİYE'NİN ÇIKARINA AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, Türkiye'deki reformların devam etmesinin hem Türkiye'nin, hem de AB'nin çıkarına olduğunu söyledi. Verheugen, bugün Münih kentinde Bavyera Eyaleti Başbakanı ve Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Edmund Stoiber ile yaptığı görüşmeden sonra, Türkiye ile AB üyelik müzakerelerine başlanması kararından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Verheugen, “Türkiye'deki siyasi, hukuki ve ekonomik reform sürecinin devam etmesi hem Türkiye'nin, hem de AB'nin çıkarına” dedi.Müzakerelerin ucu açık sürdürülmesi gerektiğini her zaman söylediğini ifade eden Verheugen, “Şimdi Türkiye'nin, AB tarafından talep edilen büyük istekleri yerine getirip getiremeyeceğini hep birlikte göreceğiz” diye konuştu. Stoiber ise Avusturya hükümetinin açık bir şekilde bazı noktalara değinmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirterek, Türkiye ile müzakerelerin “iyi ve yapıcı bir ruhla” sürdürüleceğini söyledi. Stoiber, gelecekte kurulacak Alman hükümetinin, müzakereler sırasında üzerinde varılan anlaşmaların yerine getirilmesini denetlemesi ve gerektiği takdirde müzakerelerin sona erdirilmesini talep etmesi gerektiğini kaydetti. ROTH: BÜYÜK HASAR MEYDANA GELDİ  Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, “Türkiye ile AB üyelik müzakerelerine başlanması aşamasında dün yaşanan tartışmalardan dolayı büyük bir hasar meydana geldiğini” söyledi. Roth, bugün başkent Berlin'de yaptığı açıklamada, Avusturya'nın olumsuz tutumunun sorumsuzca olduğunu belirterek, “Türkiye ile müzakerelere başlanması aşamasında yaşanan tartışmalardan dolayı büyük hasar meydana geldi” dedi. Bu tür tartışmaların Türkiye'deki AB yanlısı havayı olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Roth, ancak müzakerelere başlanması yönünde alınan kararın, 3 Ekim'i, hem Avrupa hem de Türkiye için önemli bir tarih haline getirdiğini kaydetti. Merkezi Essen kentinde bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı'nın Direktörü Faruk Şen de yaptığı açıklamada, “Türkiye 2014 yılında AB'ye tam üye olma gücüne sahip. Türkiye, 1 Ocak 2014 tarihinde AB'ye tam üye olabilir” dedi. Şen, AB'nin, aldığı kararla sadece kültürlerarası diyaloga çok önemli bir katkı sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda küresel bir güç olma yolunda çok önemli bir adım attığını belirtti. AB'nin bu kararıyla Avrupa'da Müslümanlara karşı artan “fobi”nin önüne geçilmesi konusunda da önemli bir adım atıldığına dikkat çeken Şen, “AB, tarihinde ilk kez, yüzde 99'unu Müslümanların oluşturduğu bir ülke ile masaya oturmuş ve tam üyelik müzakerelerine başlamıştır. Bu kararla AB toleransını göstermiş ve  Müslüman ülkelerin dikkatini çekmiştir. Bu karar, önümüzdeki dönemde, küreselleşen dünyanın en önemli sorunlarından biri olan küresel terörizmin önüne geçilmesinde çok önemli rol oynayacaktır” dedi. Şen, nüfusunun yüzde 55'ini 24 yaşın altındaki gençlerin oluşturduğu Türkiye'nin, yaşlanan Avrupa'nın sorunlarının çözülmesine önemli katkılar sağlayacağını kaydetti. Şen, “Bunun yanı sıra Türkiye, AB için Avrupa güvenlik ve savunma kimliği çerçevesinde çok önemli bir ortak durumuna gelecektir” dedi. Almanya Türk Toplumu (TGD) adına açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Kenan Kolat da Almanya'da yaşayan Türklerin AB'nin aldığı karardan büyük mutluluk duyduklarını belirterek, Avrupalıların bu kararla, müzakere hedefinin imtiyazlı ortaklık değil, tam üyelik olduğunu kabul ettiklerini söyledi. Türk toplumunun Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'e çabalarından dolayı teşekkür ettiğini kaydeden Kolat, “Müzakerelerin uzun süreceğini herkes biliyor. Almanya'daki kurum ve kuruluşları, bu süreci yapıcı bir eleştiriyle izlemeye çağırıyorum” dedi. AB'nin aldığı kararın, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin uyumuna da büyük katkı sağlayacağını belirten Kolat, Birlik partilerinden de(CDU/CSU) iktidara gelmeleri durumunda mevcut durumu kabullenmelerini istedi. ÖZDEMİR: AB, AVUSTURYA'YA RAĞMEN GÜVENİLİRLİĞİNİ ISPATLADI   Türkiye ile AB üyelik müzakerelerine başlanmasından büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Avrupa Parlamentosu milletvekili Cem Özdemir, Türkiye'nin tüm dostlarının AB'nin aldığı karardan mutluluk duymaları gerektiğini belirterek, ”AB'nin, Avusturya'nın blokajına rağmen genel olarak güvenilir bir ortak olduğunu ispatlamasından memnun oldum” dedi. Son günlerdeki tartışmalardan üzüntü duyduğunu belirten Özdemir, artık ileriye bakılması ve Ankara protokolünün Avrupa Parlamentosu tarafından da onaylanması gerektiğini kaydetti. Türkiye'deki reformların başka seçeneği bulunmadığını, Türk hükümetinin aşırı milliyetçilerin tutumu yüzünden hedefinden vazgeçmemesi gerektiğini belirten Özdemir, Türkiye'nin bu konuda AB'nin desteğini sağlamayı başarması durumunda gelecekte AB üyesi olabileceğini ifade etti. İRAN; TÜRKİYE'Yİ MUTLE EDEN BİZİ DE MUTLU EDERİran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hamid Rıza Asefi, Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamasını ”saygıyla karşıladıklarını” söyledi. Asefi, düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konuları değerlendirdi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hamid Rıza Asefi, Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başladığının hatırlatılarak bu konudaki düşüncelerinin sorulması üzerine, “Türkiye'nin AB ile müzakere sürecinin iki ülke (Türkiye-İran) ilişkilerine bir etki yapacağını düşünmüyorum. İran ve Türkiye dost, Müslüman ve kardeş iki ülkedir. İki ülkenin geleneksel ve tarihi ilişkileri vardır. Türkiye, dış siyasetinde ne karar alırsa alsın, iki ülkenin ilişkileri sağlam bir zeminde devam edecek. Biz Türk halkının AB'ye katılma konusundaki kararını ve tam üyelik müzakerelerine başlanmasını saygıyla karşılıyoruz. Türk halkının çıkarına olan her karar bizim de mutlu olmamızı sağlar” dedi.     İRAN'IN NÜKLEER PROGRAMI    Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) İran hakkındaki kararının ardından son durumu değerlendiren Asefi, kararın İran aleyhine çıkması için çaba sarf eden üç AB ülkesiyle (Almanya, İngiltere, Fransa) ekonomik ilişkileri gözden geçireceklerini söyledi. Bu konunun hükümetin gündeminde olduğunu belirten Asefi, “Ama karar almak için acele etmeyeceğiz. AB ülkelerinin tutumlarına göre karar vereceğiz” dedi. İran'ın nükleer sorununu çözümü için Rusya'nın arabulucu olarak devreye gireceğine ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine Asefi, konunun çözüme kavuşması için her ülkenin önerisine açık olduklarını, Dışişleri Bakanlığı'nın son bildirisinde de bu konunun açıkça dile getirildiğini kaydetti. ABD'nin silahların kontrolünden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Stephen Rademaker'ın “İran'ın nükleer projelerinde yer alan ülkelere İran ile bu alanda ilişkilerini durdurma” çağrısına da değinen Asefi, ”ABD kendi siyasetini başka ülkelere dikte edemez. Bu açıklamaların hiçbir hukuksal dayanağı yok. ABD hile ve aldatmanın sembolüdür, bu açıklamalar da bunun bir örneğidir. ABD nükleer silahlar bahanesiyle Irak'a saldırdı, ama orada bir şey bulamadı. ABD hile ve aldatmayla dünya kamuoyunu hep aldatıyor” diye konuştu. POLONYA; BORCUMUZU ÖDEDİKPolonya Dışişleri Bakanı Adam Rotfeld, “Polonya'nın Türkiye'ye ahlaki borcunu ödediğini” söyledi. Rotfeld, Rzeczpospolita gazetesine verdiği demeçte, Polonya'nın 1795'te; Rusya, Prusya ve Avusturya arasında paylaşılmasını tanımayan tek ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatarak, “Türkler, her zaman, güçlü bir Polonya'nın bulunmadığı bir Avrupa'yı siyaseten dengesiz olarak nitelediler. Bugün Türklere ahlaki bir borcu ödüyoruz” ifadesini kullandı. Polonyalı bakan, “Türkiye'nin 10, 15 ya da 20 yıl içinde AB'ye üye olması bu ülkenin modernizasyonunu hızlandıracaktır. Bu da İslam dünyası için bir örnek teşkil edecektir” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!