"Rusya NATO'ya üye olabilir"

Rammussen Der Spiegel’in sorularını yanıtladı.   �

NATO’nun “açık kapı politikası”nın devam edeceğini, ilke olarak her Avrupa ülkesinin NATO üyesi olma hakkı bulunduğunu kaydeden Rasmussen “Rusya dahil mi?” sorusuna “Rusya neden olmasın. Rusya bir Avrupa ülkesidir. Yani, prensipte evet” karşılığını verdi.

Anders Fogh Rasmussen, “Moskova ile ortak çıkarları nerede görüyorsunuz” sorusuna ise, “Daha yeni bir araya geldiğim kişileri NATO’nun Rusya için bir tehdit olmadığı yönünde temin ettim. Genel olarak terörizme karşı mücadele Moskova için, bizim için önemli olduğu kadar önemli. Bazı ülkelerin kitle imha silahları edinimi de aynı şekilde ilgilendiriyor. Örneğin İran füzeleri, sadece NATO ülkeleri için bir tehdit değil, nitekim kolayca Rusya’ya da yönelebilir” dedi.

 Rasmussen, “Kremlin’in İran’ın nükleer silahlarına karşı tehdit duygusu içinde bulunduğuna mı inanıyorsunuz?” sorusunu “Bu görüşün Moskova’da etkili olmaya başladığına inanıyorum” diye yanıtladı.

"EN İYİ DOSTLARIM TÜRK"

Rasmussen en iyi dostları ve destekçileri arasında Türklerin bulunduğunu bildirdi. Rasmussen, “Afganistan’da ülkenin bir kez daha terörist kaynayan bir yatak olmasını engellemek için varız. Afganistan kökenli olan 11 Eylül 2001 saldırılarını ve Madrid ve İstanbul’daki saldırılar için ilhamın Afganistan’dan geldiğini de hatırlamalıyız” dedi. Rasmussen bir Avrupa ülkesi olduğunu belirttiği Rusya’nın NATO’ya girebileceğini bildirdi.

 “NATO’yu yönetmekten memnun musunuz? Türkiye sizin atanmasını engellemeye çalışmıştı. Muhammed karikatürleri tartışmasındaki uzlaşmaz tutumunuz için eleştirilmiştiniz” sorusuna Rasmussen, “Türkler şu anda NATO’da benim en iyi dostlarım ve destekçilerim arasında bulunuyor” karşılığını verdi.

Afganistan’a en az 37 bin asker gönderileceğini, rakamın artabileceğini, güvenliği kademeli olarak Afgan asker ve polislerine devretmek istediklerini bu nedenle eğitime önem verdiklerini belirten Rasmussen “Ülke yönetimi üzerinde daha iyi bir kontrol kurmak, uyuşturucu ticareti ve yolsuzlukla azimli bir şekilde mücadele etmek Afganistan’ın yeni hükümetinin sorumluluğu altındadır. Ve birçok ülke ve örgüt sivil yeniden yapılanma dönemine katkı taahhüdünde bulundu. AB şimdiden bir eylem planına sahip ve Japonya 5 milyar dolar söz verdi. Tüm bunlar birlikte misyonumuza yeni bir ivme kazandıracak. Göreceksiniz Afganistan’da kısa bir süre sonra ilerleme başlayacak” dedi.

Batı kamuoylarında askerlerin biran önce geri çekilmesi gibi bir düşünce bulunduğunun hatırlatılması üzerine Rasmussen, “Afganistan’ın teröristler için güvenli bir liman ve geri çekilme bölgesi olmasını engellemeliyiz. Aksi taktirde buradan, Orta Asya ve ilerisine yönelmek için bir üs olarak yararlanabilirler. Ayrıca nükleere bir güç olan komşu Pakistan’ı destabilize edebilirler. Bu hem biz hem de başkaları için son derece tehlikeli olabilir” dedi.

İSTANBUL, MADRİD SALDIRILARININ İLHAMI AFGANİSTAN’DAN

Spiegel’in “Misyonumuz tam olarak ne? Kabil’de batı tarzı bir demokrasi mi kuracağız, kuyular mı kazacağız ya da kızların okula devam etmelerini mi sağlayacağız? Ya da ABD ve Avrupa’yı El Kaide terörist organizasyonundan korumakla mı yetineceğiz?” sorusuna Rasmussen, “Afganistan’da ülkenin bir kez daha terörist kaynayan bir yatak olmasını engellemek için varız. Afganistan kökenli olan 11 Eylül 2001 saldırılarını ve Madrid ve İstanbul’daki saldırılar için ilhamın Afganistan’dan geldiğini de hatırlamalıyız” diyerek yanıt verdi. (ANKA)