Olli Rehn'den 'çok dilli' uzaklaştırmaya yanıt

Avrupa Parlamentosu milletvekili Feleknas Uca AB Komisyonu’nun yanıtlaması istemiyle AP Başkanlığı’na verdiği yazılı soru önergesinde, belediye işlemlerinde Türkçe’den başka bir dil kullanılmasını sağladığı için görevinden uzaklaştırılan ve hakkında yargı süreci başlatılan Diyarbakır Sur Belediye Başkanı’nın durumunu sordu. Feleknas Uca önergesinde Danıştay’ın İçişleri Bakanlığı’nın başvurusu üzerine Diyarbakır Sur Belediye Meclisi’nin feshi ve Belediye Başkanı Abdullah Demirtaş’ın görevinden uzaklaştırılmasından yana karar verdiğini anımsattı. Kararın vatandaşlara verilen belediye hizmetlerinde Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve Süryanice kullanmasından kaynaklandığını kaydeden Feleknas Uca, “2006’da belediyenin dil farklılıkları üzerinde yapılan bir anket vatandaşlarının yüzde 24’ünün Türkçe, yüzde 72’sinin Kürtçe, yüzde 3’ünün Süryanice ve Ermenice, yüzde 1’inin ise Arapça konuştuğunu ortaya çıkarmıştır" dedi. Uca önergesine şöyle devam etti:

“İçişleri Bakanlığı’nın Diyarbakır’daki bu inisiyatifi engelleme girişimleri açıkça, Türkçe’nin belediyelerde tek bir resmi dil olmaya devam ettiğini ve açık bir şekilde ifade özgürlüğüne karşıdır ve Kürt halkının kültürel ve dilsel haklarının inkarıdır.“

Azınlıklara ve ifade özgürlüğüne saygının AB üyeliğinin temel şartlarından olduğunu kaydeden Feleknas Uca, Türkiye’nin de bu temelde AB’yle görüşmeler yapmayı kabul ettiğini bildirdi. Uca komisyonun bu konudaki görüşünü öğrenmek isterken “Komisyon Türk otoriteleri nezdinde bu konuyla ilgili ne gibi bir girişim yapmayı planlamaktadır” diye sordu.

REHN: TÜRKİYE ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMALI

AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ise yanıtında, uygulamanın Türk Anayasası’nda devlet işlerinde Türkçeden başka dil kullanılma yasağından kaynaklandığını anımsattı. Kararla ilgili temyiz sürecinin devam ettiğini belirten Olli Rehn, “Komisyon devam eden yargı sürecine müdahale etmez. Bununla birlikte Danıştay’ın bir ilk derece mahkemesi olarak kararı söz konusudur. Türkiye’nin, tüm vatandaşları için, geçmiş ve kökenlerine bakmadan, onların dillerini, kültürlerini, örgütlenme, toplanma ve ifade özgürlüklerini, inanç özgürlüklerini ve kamu hayatına etkin katılımlarını, Avrupa standartlarıyla uygun bir şekilde korumaya ve saygı gösterilmesini sağlayamaya ihtiyacı vardır” dedi.

Olli Rehn, AB Komisyonu’nun bu davadaki gelişmeleri izlemeyi sürdüreceğini ve sonbaharda yayınlanacak olan 2007 ilerleme raporunda bu konuya yer vereceğini kaydetti.