İsrail-Fransa arasında kriz
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2009 10:10
İsrail'in Kanal 2 Televizyonu, geçen hafta başbakan Binyamin Netanyahu ile görüşen Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin, İsrail'in “şahin” politikacılarından dışişleri bakanı Avigdor Lieberman'dan kurtulmasını tavsiye ettiği öne sürüldü.
Kanal 2 Televizyonu'nun haberinde, Nicholas Sarkozy'nin, Binyamin Netanyahu'ya, dışişleri bakanı olarak da halen İsrail muhalefetinin başında bulunan Kadima Partisi'nin lideri Tzipi Livni'yi önerdiği kaydedildi. Habere göre Sarkozy, “Livni ve (savunma bakanı Ehud) Barak ile siz bir tarih yapabilirsiniz” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı'nın Netanyahu'ya, İsrail dışişleri bakanlarını her zaman kabul ettiğini hatırlatarak, Livni'yi Elize Sarayı'nda ağırlamaktan çok hoşnut olduğunu, ancak aynı şeyi Lieberman için söyleyemeyeceğini ifade ettiği belirtiliyor.
Sarkozy'ye göre, ayrıca Livni, Netanyahu kabinesine katılmayı reddederek stratejik bir hata yaptı. Sarkozy'nin bu konuşmalarına Netanyahu'nun yanısıra İsrailli 3 yetkilinin daha tanık oldukları aktarıldı.
Sarkozy'nin bu sözlerine karşı ise Netanyahu'nun, Fransa liderine, Lieberman'ın genelde verdiği izlenimin özel söyleşilerdeki izlenimlerden çok farklı olduğunu anlatmaya çalıştığı belirtildi.
Sarkozy'nin, Fransa'nın aşırı sağ politikacılarından Jean Marie Le Pen'i gündeme getirerek, onun da özel görüşmelerinde çok hoş biri olduğunu söylediği, Netanyahu'nun, “Lieberman, Le Pen ile aynı değil. İkisini birbiriyle mukayese etmemelisiniz” dediği öne sürüldü.
İsrail Başbakanlığı, haberin yayınlanmasının ardından Sarkozy'nin sözleriyle ilgili bir yorumda bulunmadı. Lieberman'ın basın sözcüsü Tzahi Moşe, “eğer doğruysa” Sarkozy'nin yorumlarını, “saygıdeğer bir demokratik ülkenin cumhurbaşkanının, bir diğer demokratik ülkenin işlerine çok ciddi ve kabul edilemez bir müdahalesi” olarak nitelendirdi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı ise “Konumu ne olursa olsun, bir yabancı ülkenin özel sorunlarına müdahaleyi İsrail'deki her siyasal kurumun kınamasını bekledikleri” açıklamasını yaptı. Avigdor Lieberman'ın lideri olduğu Yisrael Beiteniu (İsrail Evimiz) Partisi de Kanal 2'nin haberine tepki gösterdi.
Aynı partiden ulusal altyapı bakanı Uzi Landau, ordu radyosuna yaptığı açıklamada, dost bir ülke liderinin bu sözleri sarfettiğine inanmanın kendisi için çok zor olduğunu vurguladı ve “Ben başbakan olsaydım ve tüm bu sözler benim önünde sarfedilseydi, masaya vurup karşı çıkardım” dedi.
İsrail Parlamentosu'nun Arap milletvekillerinden Birleşik Arap Listesi-Ta'al milletvekili Ahmed Tibi ise, “uluslararası toplumun Lieberman'ın ortaya koyduğu faşizm tehlikesinin farkına varmaya başladığı” yorumunda bulundu.
Bu arada başbakan Netanyahu, Avrupa ülkeleri büyükelçileriyle Kudüs'te düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, Lieberman'a tam destek verdiğini vurguladı.
Netanyahu, Lieberman'ın barışa ve güvenliğe bağlı bir kişi olduğunu bildiğini, ayrıca demokratik İsrail devletinin seçilmiş hükümetinin önemli bir üyesi olduğunu söyledi.
Lieberman, geçen ay Avrupa ülkelerini kapsayan resmi bir ziyaret yapmış, Fransa'yı da kapsayan bu ziyarette Fransa Cumhurbaşkanlığı Genel sekreteri Claude Guéant ile görüşmüş, ancak Sarkozy ile biraraya gelmemişti.
Fransa Cumhurbaşkanı'nın Netanyahu'ya, İsrail dışişleri bakanlarını her zaman kabul ettiğini hatırlatarak, Livni'yi Elize Sarayı'nda ağırlamaktan çok hoşnut olduğunu, ancak aynı şeyi Lieberman için söyleyemeyeceğini ifade ettiği belirtiliyor.
Sarkozy'ye göre, ayrıca Livni, Netanyahu kabinesine katılmayı reddederek stratejik bir hata yaptı. Sarkozy'nin bu konuşmalarına Netanyahu'nun yanısıra İsrailli 3 yetkilinin daha tanık oldukları aktarıldı.
Sarkozy'nin bu sözlerine karşı ise Netanyahu'nun, Fransa liderine, Lieberman'ın genelde verdiği izlenimin özel söyleşilerdeki izlenimlerden çok farklı olduğunu anlatmaya çalıştığı belirtildi.
Sarkozy'nin, Fransa'nın aşırı sağ politikacılarından Jean Marie Le Pen'i gündeme getirerek, onun da özel görüşmelerinde çok hoş biri olduğunu söylediği, Netanyahu'nun, “Lieberman, Le Pen ile aynı değil. İkisini birbiriyle mukayese etmemelisiniz” dediği öne sürüldü.
İsrail Başbakanlığı, haberin yayınlanmasının ardından Sarkozy'nin sözleriyle ilgili bir yorumda bulunmadı. Lieberman'ın basın sözcüsü Tzahi Moşe, “eğer doğruysa” Sarkozy'nin yorumlarını, “saygıdeğer bir demokratik ülkenin cumhurbaşkanının, bir diğer demokratik ülkenin işlerine çok ciddi ve kabul edilemez bir müdahalesi” olarak nitelendirdi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı ise “Konumu ne olursa olsun, bir yabancı ülkenin özel sorunlarına müdahaleyi İsrail'deki her siyasal kurumun kınamasını bekledikleri” açıklamasını yaptı. Avigdor Lieberman'ın lideri olduğu Yisrael Beiteniu (İsrail Evimiz) Partisi de Kanal 2'nin haberine tepki gösterdi.
Aynı partiden ulusal altyapı bakanı Uzi Landau, ordu radyosuna yaptığı açıklamada, dost bir ülke liderinin bu sözleri sarfettiğine inanmanın kendisi için çok zor olduğunu vurguladı ve “Ben başbakan olsaydım ve tüm bu sözler benim önünde sarfedilseydi, masaya vurup karşı çıkardım” dedi.
İsrail Parlamentosu'nun Arap milletvekillerinden Birleşik Arap Listesi-Ta'al milletvekili Ahmed Tibi ise, “uluslararası toplumun Lieberman'ın ortaya koyduğu faşizm tehlikesinin farkına varmaya başladığı” yorumunda bulundu.
Bu arada başbakan Netanyahu, Avrupa ülkeleri büyükelçileriyle Kudüs'te düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, Lieberman'a tam destek verdiğini vurguladı.
Netanyahu, Lieberman'ın barışa ve güvenliğe bağlı bir kişi olduğunu bildiğini, ayrıca demokratik İsrail devletinin seçilmiş hükümetinin önemli bir üyesi olduğunu söyledi.
Lieberman, geçen ay Avrupa ülkelerini kapsayan resmi bir ziyaret yapmış, Fransa'yı da kapsayan bu ziyarette Fransa Cumhurbaşkanlığı Genel sekreteri Claude Guéant ile görüşmüş, ancak Sarkozy ile biraraya gelmemişti.