İlk 4 maddeye inanıyorum ama

Güncelleme Tarihi:

İlk 4 maddeye inanıyorum ama
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2015 23:16

Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yapacağı görüşme öncesinde mevcut Anayasa’nın ‘değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen’ maddelerine ilişkin “Ben o 4 maddeye inanıyorum ama halkıma, kendime, kuracağımız sisteme güveniyorum ki bunlar açık olsa bu 4 maddeyi değiştirmeyi kimse düşünmez” dedi. Sırbistan ziyaretinde gazetecilerle sohbet eden Davutoğlu, özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

MERKEZİNDE YENİ ANAYASA HUSUSU VAR

Anayasa görüşmeleri başlıyor. Sayın Kılıçdaroğlu ile yapacağınız görüşmeden umutlu musunuz, sonuç çıkabilecek mi?
Genel başkanlardan randevu istedim. İstiyorum ki bundan sonra her başbakan göreve başladığında muhalefet liderleriyle oturup kendi gündemindeki konuları, onların gündemindeki konuları tartışsın ve hatta mümkünse belli aralıklarla da bir araya gelinsin. Gündem olarak ne var diye sorduğunuzda; yeni anayasa, arkasından ikinci olarak üzerinde durmayı arzu ettiğimiz husus iç tüzük... Üçüncüsü açıkladığımız reform paketleri var. Bu üç konu üzerine odaklanacağız. Bir de bütçenin çabuk geçmesi için yardımcı olmalarını rica edeceğim. Esas itibariyle bu dört konu tabii bunların merkezinde yeni anayasa hususu var. Sayın Bahçeli ile de aynı şekilde.

Haberin Devamı

İlk 4 maddeye inanıyorum ama

Ruhu o kadar bozuk ki

Yani interaktif bir süreç başlatmak istiyorsunuz...
Önemli olan bu sürecin işlemesi. Bir şeyi konuşacağım Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile. Yöntem olarak onlar için en uygun yöntem nedir? Herhalde şunda ne Kılıçdaroğlu’nun ne Bahçeli’nin itirazı yoktur. HDP’yi de zikretmek isterdim ama bildiğiniz sebeplerle görüşmeyeceğiz. 12 Eylül anayasasının tümden değişmesi gerektiği konusunda kimsenin itirazı yok.
Şöyle bir formülü ben doğru görmüyorum; 12 Eylül’ün ruhu yaşasın formunu değiştirelim. Revizyonist yöntemleri ben oldum olası benimsememişimdir. Ruhu o kadar bozuk ki 12 Eylül anayasasının, olmuyor. Dolayısıyla 12 Eylül anayasasının ruhuna müteallik hususlarda hepimizin anlaşmasında fayda mulahaza ediyorum.


HER ŞEYE AÇIK OLMALI

İlk dört madde dahil mi?
Bu tür konularda her şeye açık olmak lazım. Kendine güvenen anayasa açık anayasadır. Halkına güvenen anayasa açık anayasadır. Ha bu 4 madde ile ilgili benim şüphe beyan ettiğim anlamına gelmiyor. Ben o 4 maddeye inanıyorum ama halkıma güveniyorum, kendime güveniyorum, kuracağımız sisteme güveniyorum ki bunlar açık da olsa bu 4 maddeyi değiştirmeyi kimse düşünmez yani aidiyeti kuvvetliyse böyle bir şeye ihtiyaç olmaz. Her koyduğunuz kısıtlama bir güvensizlik işaretidir. Bizim anayasa devlet odaklı. Halbuki devletin esası insandır. Dolayısıyla da insan onurunu esas alacak. İnsan onuruna aykırı her şey eskiden öyle denirdi; ‘Efradını cami, ağyarını mani’.
Güçler ayrılığı prensibi ruhtur, form değildir. Yani yasama, yürütme ve yargı arasındaki güçler ayrılığına dayanan prensip bir sistemin herhangi bir şekilde istismarını ortadan kaldıracak bir ilkedir. Bunu hepimizin savunması lazım. Yani başkanlık üzerinden diktatörlük doğar gibi bir kanaati serdedenlere söylüyorum en büyük diktatörlük bazen jüristokrasi üzerinden doğabilir. Mesela Hitler parlamenter sistem içinde gelişti.

Haberin Devamı

Yani anayasanın ruhu meselesinde anlaşabileceğinizi düşünüyorsunuz...
Düşünüyorum. Eğer bunun dışına çıkarsa zaten anti demokratik bir yaklaşım benimsemiş olur kim benimserse benimsesin. Bunların detaylarına geldiğimizde vatandaşlık tanımıydı, oydu, buydu... Türkiye’de herkesin kabul edebileceği, mümkün olan en geniş kabulü sağlayacak şekilde konuşmak lazım.
Meseleyi kişiselleştirmememiz lazım. Yani ‘Başkanlık gelirse Sayın Erdoğan başkan olur’ ya da bugünkü konjonktür ‘Başkanlık gelirse biz iktidar olamayız.’ Biz zaten AK Parti olarak daha önce başkanlığı teklif ettik. Yine başkanlığın Türkiye’deki evrilen sistem itibariyle geçişin kolay olacağı kanaatindeyim. Devleti öylesine yeniden tanzim edelim ki iyice düşünelim, konuşalım ama sonra idare etmek kolay olsun. Benim Sayın Kılıçdaroğlu’na söyleyeceğim bu.

Haberin Devamı

B PLANIMI ZİKRETMEM

Üç defa denedik dediniz yeni anayasayı. Her seferinde bir pazarlık meselesi oldu, olay yokuşa sürüldü. Bu sefer de aynı konu olursa başka bir planınız var mı?
Ben bu tür şeylerde zihnimde B planını tutarım ama zikretmem. Onu zikrettiğiniz anda karşı tarafa güvensizlik, saygısızlık olur. Önce biz beraber bir plan geliştirelim.

İŞTE O 4 MADDE

MADDE 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

MADDE 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

MADDE 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.

Haberin Devamı

MADDE 4: Anayasanın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Fotoğraf: Halil SAĞIRKAYA / AA 

İlk 4 maddeye inanıyorum ama

KALEMEGDAN POZU

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu ve Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuçiç dün Belgrad’da ortak basın toplantısı düzenledi. İki başbakan, ardından beraberlerindeki heyetlerle birlikte Türkiye ile Sırbistan ortak kültür mirasını yansıtan Kalemegdan’ı gezdi.

SİBER TEYAKKUZ

Rusya ile bir siber savaş da yapılıyor, bu konuyla ilgili paylaşacağınız bilgiler var mı?
Siber güvenlikle ilgili Bakanlar Kurulu’nda da ele aldık, bazı tedbirler de aldık. Tabii şimdi Rusya ile böyle bir savaş içindeyiz dememiz doğru değil, öyle bir veri yok ortada ama siber güvenlik şu anda her yerde ulusal güvenliğin bir parçası olarak telakki ediliyor. Çünkü bir anda bütün bir hayatı felç edebiliyor. Bunlara karşı hem teknik donanım hem de diğer tedbirler anlamında her türlü tedbiri aldık. Ama hiçbir ülke de ‘bu tehditlere karşı korunaklıyız’ diyebilecek durumda değil. O bakımdan ciddi bir teyakkuz halindeyiz. Yani dikkatle takip ediyoruz diyeyim.

Fotoğraf: Hakan GÖKTEPE / AA

Haberin Devamı

İlk 4 maddeye inanıyorum ama

Türbe ziyareti

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu ve Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuçiç, Damat Ali Paşa Türbesi ile Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi’ni ziyaret etti, yetkililerden bilgi aldı. Davutoğlu, Yunus Emre Enstitüsü Belgrad Türk Kültür Merkezi’nin açılışını yaptı, ardından Bayraklı Camisi’ni ziyaret etti.

DEMİRTAŞ’A SORDU:

Nedir bu hendekler hesap ver

HDP ile ilgili artık onlarla görüşmeyeceğiz dediniz. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Demirtaş’la ilgili bir soruşturma başlattı, ne bekleniyor buradan?
Şimdi benim hiç önyargım olmadığına herkes şahittir. Başbakan olduğumda Demirtaş’ı Başbakanlık’ta kabul ettim, çok eleştiri almama rağmen hiç tereddüt etmedim. Tarih 1 Ekim. 6 Ekim’de Kobani’yi kışkırtarak çıkarttılar. O zaman da samimi şekilde onları uyarmıştım. 7 Haziran’dan sonra hükümeti kurma görevini 9 Temmuz’da Cumhurbaşkanımızdan aldım, 15 Temmuz’da onları ziyaret ettim. 1 Kasım seçimlerinden sonra arada terörle mücadele dahil vahim açıklamalar yapmış olmalarına rağmen dikkat edin herkesle görüşeceğim dedim. Benim HDP’yle şu aşamada görüşmem siyasi bir risk, ben bu riski aldım hiç tereddüt etmeden. Çünkü ilkesel olarak doğru olanı yaptım. Terörle mücadele yürürken o resmi vermek siyasi bir risk gibi görünür. Doğru olanı yaptım. Onlar ne yaptılar? Daha randevunun mürekkebi kurumadan Demirtaş açıklama yaptı ‘Gelince şunu soracağız, bunu soracağız’ Hesap sorma makamı sanki.
Yahu sen önce kendi hesabını ver. Nedir bu hendekler bu barikatlar, nedir bu silahlar, bu saldırılar. Ne yapmak istiyorsunuz?
Şimdi randevu alıyorum ertesi gün bu açıklamayı yapıyor. Bir başkası da çıkıp ‘gelir çay içer gider’. Sanki benim çay içmek için onların çayına ihtiyacım var veya oturmaya konuşmaya.

HUKUKİ TEDBİRLER ALINIR

Bu başlatılan soruşturmaya gelince, hukuk devletinde, herkes kurallara uymak durumundadır. Kimse var olan bir hukuk sistemi işlerken kendi başına defacto özerklik falan ilan edemez. Bu suçtur. Şimdi Almanya’da diyelim ki bir akşam federal yeni bir yapı ilan ederseniz Alman hukuku buna sessiz kalır mı? Ya da Amerika’da 50 federal devlet var sen de bir federal devlet ilan ediyorsun bir köşede... Ha birisi bunu söyleyebilir fakat yapabilir mi? Böyle bir şey ilan ettim, şuralarda barikat kazdım, giremez diyebilir mi? O andan itibaren suç başlar. Bunu kimse fikir özgürlüğü olarak göremez. Bir ilan ve bunun parçası olarak da yapılmış hendekler, barikatlar, saldırılar, Doçkalar, Kanaslar var. Bunun karşısında da tabii ki hukuki her tedbir alınır.
Başka bir sıkıntı da, şiddet ve terörü alenen savunmaları ve desteklemeleridir. Bir siyasi partinin suçu ve suçluyu, terörü ve teröristi övmesi, savunması, toplumu bu faaliyetlere katılmaya davet etmesi kabul edilemez. Her demokratik hukuk düzeni bunu suç olarak telakki eder. Yani bu konuda hiç taviz yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!