Hamburg neden karıştı

Güncelleme Tarihi:

Hamburg neden karıştı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2014 01:21

2012’nin Noel arifesinde Hamburg’da elimi kolumu sallayarak eyalet parlamentosunun binasına girdim. Ne bir polis, ne bir x-ray cihazı. İnsanda saygı uyandıran güven. Avluya geçtiğimde dış mimarideki kilise estetiği ve figürleri dikkatimi çekti. Bana eşlik eden Sol Parti’den milletvekili Mehmet Yıldız başka bir şeye dikkatimi çekti; avlunun diğer yakasındaki bitişik ticarethanenin parlamentoya engelsiz geçişini sağlayacak şekilde inşa edilmişti. Din, para ve iktidar; gücün temel üç bileşkesi. Büyük buhran ve 2. Dünya Savaşı’nın yıkıntılar arasında yükselen sosyal devlet bu binaya sinen kapitalist ruhu azcık perdelemişti. Ancak Hamburg bugünlerde sosyal devletin son kalıntılarına gözünü diken kapitalistin iştahına öfkeli.

Haberin Devamı

Bu öfke 21 Aralık’ta bir polis ve anti-faşist ya da anarşistlerin şiddetiyle gölgelenen bir gösteriyle kendini gösterdi. Noel şenliği arasında gümbürtüye gitti. Sonra tekrar nüksetti. Hükümet işi Altona, St. Pauli, Sternschanze semtlerini ‘tehlikeli bölge’ ilan etme noktasına vardırdı. Bunun mimarı ise Uyum Bakanı Aydan Özoğuz’un eşi Hamburg Eyaleti İçişleri Bakanı Michael Neumann.

Anadolu Ajansı’nın ‘Gezi rövanşizmi’ tadında verdiği haberlerin ötesinde ne olduğunu merak edip Mehmet Yıldız’ı aradım. Tatlı tatlı anlattıklarını özetleyeyim: Hamburg’da 15-20 yıldır çok büyük bir özelleştirme yaşandı. Hastaneler, konutlar özelleştirildi. Elektrik kurumları, devletin arsaları peşkeş çekildi. Eğitimde kamusal harcamalar kısıldı. Hatta encümenlik kendi binalarını sattı, şimdi o binalarda kiracı olarak oturuyor. Konut sektörüne yatırım yapılmaması emekliler ve işsizlerin evsiz kalmasına yol açtı. Hamburg’da 10 bin insan evsiz. Yarısı mülteci, yarısı Hamburglu. Bu insanlar devletin yaptığı yurtlarda kalıyor. Bir odada 3-5 kişi yaşıyor. Evsizler yurdunda kalan yüzlerce aile var. 5-6 yıldır bu gidişata karşı halk arasında tepki başladı. Küçük küçük halk inisiyatifleri kuruldu. İlk merkez inisiyatif “Bu şehir hepimizindir” sloganıyla çıktı. Her semtte artık inisiyatifler var. Bu sadece solcuların, partilerin ya da sendikaların meselesi olmaktan çıktı. Halk gidişatı kabullenemiyor. 8-10 bin kişinin katıldığı gösteriler oldu. Özelleştirme girişimlerine karşı referandumlar yapıldı. Mesela 22 Eylül 2013’teki referandumda elektrik, gaz ve kalorifer sistemlerinin tekrar kamulaştırılmasına evet oyu çıktı. 3 yıl önce çıkartılan yasaya göre 10 bin geçerli imza ile halk inisiyatif kuruluyor. Bu inisiyatif yaklaşık 70 bin imza toplayarak halk oylamasına gitme hakkı kazanıyor. Oylamaya katılanların üçte ikisinin oyu Evet ya da ‘hayır’ için yeterli. Sonuca hükümet uymak zorunda.

Haberin Devamı

Hamburg’a 34 milyarder aile ve binlerce miliyoner hükmediyor. 60 bin çocuk yoksulluk sınırında yaşıyor. Ailelerle birlikte bu rakam yüzbinleri buluyor. Yiyecek içecek dağıtan yardım kurumlarında kuyruklar oluşuyor. Pervasızca yoksulluk artıyor. Bir mülteci kriziyle duyarlılık daha da arttı. Geçen yıl Libya’dan İtalya’nın Lampedusa adasına sığınanlardan 300’ü Hamburg’a geldi. Bu insanlara oturma izni verilmedi. Halk 25 bin kişilik gösteri ile mültecilerle dayanışma sergiledi. Kiliseden tutun camiler ve sendikalara kadar partiler üstü bir hareket oluştu. İnsanlar mültecilere evlerini açtı.

Haberin Devamı

NİYE ŞİMDİ
Son kriz ise solcu grupların kültür merkezi olarak kullandığı eski opera evi Rote Flora’nın boşaltılması girişimi yüzünden patlak verdi. 1989’da opera binasını pahalı olduğu gerekçesiyle onarmaktan vazgeçip yeni bir bina yaptılar. Eski yeri antifaşistler işgal edip alternatif kültür merkezi yarattı. Bu binayı 370 bin marka satın alan Klausmartin Kretschmer 30 milyon avroya satmaya kalkıştı. Kretschmer “20 Aralık’a kadar boşaltmazsanız polis zoruyla boşalttıracağım” dedi. Rote Flora’ya yapılacak yatırım orantısız rant yaratıyor, kira artışlarına yol açıyor. Bu tür yatırımlar dar gelirlerin dışlanmasına neden oluyor. Geçen yıl Altona’da açılması planlanan İKEA aynı etkiyi yaptı ve bölgedeki kiralar yükseldi. 21 Aralık’ta Rote Flora’nın boşaltılmasına karşı barışçıl bir gösteri düzenlendi. Polis yürüyüşü yasaklayamadığı için provokasyona başvurdu. Yürüyüşü engellemek için su, gaz ve copla müdahale etti. Anarşistler taş atarak karşılık verdi, ortalık karıştı: 480’i sivil 120’si polis yaralandı. Hâlbuki yürüyüşe katılan 10 bine yakın insanın yüzde 95’i normal vatandaştı. İnsanlar çocuklarıyla, bebek arabalarıyla gelmişti. Polis engellenmeseydi şiddet olmazdı. Ardından St. Pauli semtinde karakola saldırı oldu bahanesiyle tehlikeli bölgeler oluşturuldu. Rote Flora’daki anarşistler saldırdı diye propaganda yaptılar. Hâlbuki eğlenen 20-30 kişilik bir gruba müdahale sonrası çıkan bir olaydı. Karakolun saldırıya yalanı ortaya çıkınca rezil oldular. Yeşiller ve Sol Parti’un önerisi üzerine İçişleri Komisyonu toplantı yaptı, Türklerin damadı Neumann polisin her pervasızlığını savundu. Neumann Soysal Demokrat Parti’nin (SPD) sağcı kanadından. Asker kökenli ve toplumu asker gibi yönetmeye çalışıyor. Bütün bunlar sosyal demokrat bir iktidarda oluyor. Yıldız’ın anlattıklarından çıkardığım bunlar…

Haberin Devamı

Yıldız’a göre 2014’teki yerel seçimleri kaybettiği takdirde 2015’teki eyalet seçimlerinin riske gireceğinden korkan SPD, orta sınıfta oluşan hoşnutsuzluğu anarşist çıkışlara bağlayarak liberal kesimlere oynuyor. Hamburg’un hem ekonomik-sosyal dönüşümü hem buna karşı halkın itirazlarına verilen şiddetli yanıtın çok daha katmerlisini Türkiye’ye yaşatanlardan “Almanya’yı kaygıyla izliyoruz” mesajları geliyor. İroni mi, parodi mi, karar sizin!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!