Bu semt suç merkezi olmaktan çıkarılsın
Güncelleme Tarihi:
Çok sayıda Türkün yaşadığı ve esnafın büyük bölümünü Türkiye kökenlilerin oluşturduğu Berlin’in Kreuzberg semti, son senelerde uyuşturucu ticaretinin, soygun, kapkaç gibi kriminal eylemlerin merkezi haline geldi. Berlin Başbakanı Michael Müller, sorunlarla boğuşan Kreuzberg’in Türk esnafını ziyaret edip, sorunlarını dinledi.
BERLİN Kreuzberg’te faaliyet gösteren Türk esnaf, dükkanlarını ve tezgahlarını uzun süre, gece geç saatlere kadar açarak ve yeni yaratımcı fikirleriyle semtin canlanmasını, özellikle turistler için bir cazibe merkezi olmasını sağladı. Şimdi ise artan kiralarla, emlak spekülatörleriyle baş etmek zorunda kalan Kreuzberg esnafı, artan polisiye olaylarla kendini dışlanmış ve iyice köşeye sıkışmış hissediyor.
Micheal Müller, Berlin Başbakanı olduktan sonra ilk kez semte gidip, esnafla bir araya geldi. Müller, Kotbussertor Meydanı’nda esnafı gezdi ve şikayetlerini dinledi. Bölgede artan suç vakaları karşısında çaresiz kalan ve ciro kaybı yaşayan esnaf, Müller’den bir an önce duruma müdahale etmesini istedi.
ESNAFA GÖRE ‘BU BİR PROVOKASYON’
Michael Müller ile toplantı sonrası bir değerlendirme yapan kafe işletmecisi ve sosyal danışman Ercan Yaşaroğlu, semtte yaşananları ‘provokasyon’ olarak nitelendirdi. 2.5 senedir uygulanan politikayla bölgede yaşayan göçmenlerin ötekileştirilmeye çalışıldığı iddiasında bulunan Yaşaroğlu, “Hırsızlık, soygun, tecavüz, homofobi ve uyuşturucu ticaretinin pazar haline geldiği bir mahallede yaşıyoruz. Fakat 2.5 yıldır hiçbir şey yapılmadı. Biz Müller’e buralı olduğumuzu, buranın bir parçası olduğumuzu söyledik ve buranın kaderine teslim edilmemesi gerektiğini aktardık” dedi.
TÜRK MİLLETVEKİLLERİNE ÇAĞRI
Bölgeden seçilen Türkiye kökenli milletvekillerine de çağrı yapan Yaşaroğlu, şöyle dedi:
“Parlamentoya giren arkadaşlara da tavsiyem, seçim alanlarınıza gelin, seçim alanlarınızdaki problemleri çözün ve bu alanlarda var olan problemleri dile getirin. Sizleri biz Bundestag’a gönderirken Almanya’nın dışişleri bakanı gibi çalışın diye göndermedik. Yaşadığımız ülkenin problemleri burada, seçim alanı burada, bizim yaşam alanımız burada, buradaki sorunlara sahip çıkın. Buradaki sorunlara sahip çıkamıyorsanız seçim zamanı da gelip bizden oy istemeyin. Beklentimiz buranın tekrar bir vatandaş bölgesi haline getirilmesi. Burası vatandaş bölgesi olarak görülmüyor. Ne yazık ki, ‘Burası göçmen mahallesi, onlar bizim vatandaşımız değil’ anlayışında partiler var. Bunlar artık farklı düşünmeyi öğrenmek zorunda.”