Akılcı adımlar ve açıklamalar

Bu açıklama, Yunan Dişişleri Bakanı'nın ilk cesur çıkışı değil. Papandreu, Abdullah Öcalan'ın Yunanistan Büyükelçiliği'nde saklanmasına sert tepki göstererek alışılmış Türk düşmanı Yunan politikasına ilk kez ‘aykırı’ davranmıştı.

Dışişleri Bakan Yardımcısı olduğu halde operasyonla ilgili bilgi verilmeyen Papandreu, skandal patladığı zaman Brüksel'deydi ve Başbakan Simitis'e bir mektup yazarak sorumluların derhal istifa etmesini istedi. Daha sonra istifa eden Pangalos'un yerine Dışişleri Bakanı olan Papandreu, Öcalan krizi sebebiyle bozulan ilişkileri düzeltmek için Türkiye'ye gelmek istediğini söyledi ve ‘Türk televizyon kanallarından Türk kamuoyuna seslenme fırsatı bulsaydım, Atina’nın pozisyonunu anlatabilirdim' dedi.

Papandreu, Kosova krizi sırasında Dışişleri Bakanı İsmail Cem'le telefon diplomasini başlattı. Plati kayalığında düzenlenen bir düğün yüzünden patlak veren krizi de Cem'i bizzat telefonla arayarak aştı.

Türkiye'yle terör sorununun görüşülmesi için de ağırlığı koydu.

Papandreu'nun bakanlık koltuğuna oturduğu günden beri yaptığı bazı cesur açıklamalar şöyle :

Kıbrıs Albaylar cuntasının hatasıdır. Türkiye, bundan yararlanınca Kıbrıs‘daki olaylar yaşandı.

Kıbrıs trajedisi Yunan milliyetçiliğinin çıkmazlarını ortaya koydu.

Tarihi olayları değerlendirirken tek boyutla bakmamak zorundayız.

Terör sorununda sanki suçluymuşuz izlenimi yaratıyoruz. Neden terörle mücadeleyi tartışmalayım. Terör bizim de sorunumuz.

Neden diyalogdan korkuyoruz anlamıyorum. Aramızdaki görüş ayrılıklarını sıralamak kolay. Zor olan bizi birleştirecek konuları bulup çalışmak.

Türk-Yunan sorunlarının temeline indiğimiz zaman belki de çözümün korktuğumuz kadar zor olmadığını görürüz.

Diyalog tahriklerin ve engellemeye çalışanların esiri olmamalıdır. Olmayacaktır.