Fethullah Gülen: Demokrasi için yeni bir anayasa şart

Gülen makalesinde Türkiye’nin tüm dünyada “inançlı Müslüman liderlerin yönettiği başarılı bir demokrasi olarak görüldüğünü” ancak son dönemde “hükümetin yönetici kadrosundan küçük bir grubun ülkenin gelişimini rehin aldığını” dile getirdi. Gülen bu süreçte toplumun büyük bir kesiminin hükümete verdiği desteğin de ülkenin Avrupa Birliği’ne girme olasılığı ile birlikte israf edildiğini iddia etti. Hükümetin adalet bakanına yargıçlar ve savcıları atama yetkisi vermesi, interneti sansürlemesi ve istihbarat teşkilatlarına diktatörlüklere benzer geniş yetkiler vermesinin Avrupa Birliği ve diğer Batılı devletlerin büyük tepkisini çektiğini belirten Gülen, Türkiye’de “askeri vesayetin yerini hükümetin vesayetinin aldığını” söyledi.

On yılda elde edilen tüm önemli başarılara son dönemde gölge düşürüldüğünü savunan Gülen, AKP hükümetinin hem halkın hem de uluslararası toplumun güvenini yeniden kazanmasının tek yolunun insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne olan inancını yeniden göstermesi olduğunu, bu inancı göstermenin tek yolunun ise demokratik ve sivil bir anayasa olduğunu yazdı. Makalesinde Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü karnesinin de umut kırıcı olduğunu dile getiren Gülen, “Olgun insanlar eleştirileri mutlulukla karşılar. Çünkü yerinde eleştiriler gelişmemizi sağlar” dedi.

HİÇBİR PARTİYİ DESTEKLEMEDİM

Din için siyasi iktidar peşinde koşmanın İslam’ın özüne aykırı olduğunu belirterek,”Din ile siyaset karışırsa her ikisi de zor duruma düşer, özellikle de din” diyen Gülen “hiçbir zaman herhangi bir siyasi partiyi ya da adayı desteklemediğini ve gelecekte de desteklemeyeceğini” kaydetti.

Son 15 yılı ruhsal bir inzivada geçirdiğini dile getiren Gülen, Türkiye’de ne olursa olsun bu şekilde yaşamaya da devam edeceğini belirtirken yazısını şu şekilde sonlandırdı: “Türkiye’nin şu anki sorunları demokrasiyi, özgürlükleri ve hukukun üstünlüğünü geliştirmek için bir yöntem olarak kullanmasını umuyorum. Demokrasinin temel ilkelerine olan bağlılığımızı yenileyerek güven ve istikrarı yeniden sağlayabileceğimizi ve hem bölgeye hem de dünyaya örnek olan Türkiye örneğini yeniden canlandırabileceğimize inanıyorum.”