Satürn'ün uydusundan hayat umudu

Güncelleme Tarihi:

Satürnün uydusundan hayat umudu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2009 21:28

Satürn'ün 60 uydusundan en dış halka üyesi Enceladus'da sodyumklorür (tuz) izine rastlandığından bu kartopu uyduda “hayat olasılığı” giderek güçleniyor.

Alman ve Amerikalı astrofizikçilerle nükleer biyoloji bilginleri, Ay'ın yarısı kadar olan 500 kilometrelik çapıyla Enceladus'un su ve tuz içerdiğini bildiriyor.
Enceladus üzerine iki araştırma, Nature (Doğa) dergisinde yayımlandı.

Almanya'nın güneybatısında Baden-Württemberg eyaleti Heidelberg kentindeki Max Planck Enstitüsü Fen Bilimleri Nükleer Fiziği Araştırma Kurumu'ndan astrofizikçi Frank Postberg, Enceladus'ta buharlaşmanın dev mağara oyuklarından ve tuzlu su ve deniz benzeri oluşumunun mümkün olduğunu söyledi.

Aynı görüşü, ABD'nin Colorado eyaleti Boulder Üniversitesi Güneybatı Araştırma Kurumu'ndan John Spencer de teyit etti.

Cassini uzay aracı, kasım ayında Enceladus'un yakınından 2 kez geçecek.

BÜYÜK CASSINI PROJESİNİN TARİHÇESİ

Nükleer enerji ve güneş enerjisiyle daha 200 yıl çalışabilecek olan ABD'nin Ulusal Havacılık ve Uzay Dairei'nin (NASA) Cassini-Huygens aracı, tarihte en pahalı uzay tasarımı: 3 milyar 400 milyon dolar.

NASA ile Avrupa Uzay Dairesi'nin (ESA) ortak yapımı olan, Satürn gezegenini inceleyen Cassini aracı-Huygens sondası, 1997'de 15 Ekim'de fırlatıldı.
Cassini, çizdiği çok geniş rotasıyla bugün önce yeniden Dünya'ya uğradı ve Yer'in çekim gücünden yararlanarak uzun yolculuğu için büyük mancınık hızını kazanmayı başardı.

Çok ince yörünge hesapları içinde matematikçilerin en büyük başarılarından biri olan “Büyük gezegenin çekim gücünden itme hızı kazanma” manevrası Cassini'ye kazandırıldı.

Cassini, 5 yıl süren ilk etap uzun yolculuğunun Dünya'ya en yakın noktasına ulaşıverdi.

Cassini, 171 kilometre gibi çok yakın mesafede, Büyük Okyanus'un güneyinin doğu bölgesi üzerinde yaklaşarak saniyede 5.5 kilometre hız kazandıran ivmesine kavuştu.

1973'TEN BERİ MANCINIK

Toplam 7 yıllık Satürn yolculuğuna çıkan ve Aralık 2000'de Jüpiter'in yanından uçan Cassini-Huygens'de uygulandığı gibi NASA, 1973'ten beri gezegenlerin (Dünya ve Venüs) kütleçekimini uzay araçlarını hızlandırmak için kullandı.
Cassini gibi plutonyum kullanan Galileo uzay aracı, Jüpiter'e giderken 2 kez rotada geri dönüş yapıp hız kazanmak için Dünya'nın çekiminden yararlandı ve hiçbir sorun çıkmadı.
Cassini, plutonyumu itici-aracı sevkedici güç olarak kullanmıyor, 12 ayrı cihazının ihtiyacı elektrik, plutonyumun ışıması (radyoaktif erime) sayesinde sağlanıyor.

TİTAN'IN CAZİBESİ

Cassini-Huygens, 2004 yılı temmuz ayında Satürn'e vardığında, aracın ünlü astronom Huygens'in adını taşıyan bölmesi Cassini'den ayrıldı ve Satürn'ün en büyük uydusu Titan'a indi.

Titan, astronomları en çok büyüleyen büyük gökcisimlerinden biri. Bunun bir nedeni, çok soğuk da olsa Titan'ın Dünya'ya jeolojik ve atmosferik yapılar bakımından çok benzemesi.

CASSINI'LER

Cassini, adını, İtalyan asıllı Fransız astronomu Gian Domenico Cassini'den alıyor ve 3 kuşak baba-oğul-torun astronom Cassiniler'in anısını yaşatıyor.

Fransızca adı Jean-Dominique Cassini olan, 8 Haziran 1625'te Perinaldo-Cenova Cumhuriyeti'nde doğan ve 14 Eylül 1712'de Paris'te ölen Domenico Cassini, Satürn'ün (A) ve (B) halkaları arasındaki karanlık aralığı (Cassini bölümü) keşfetmiş ve gezegenin 4 uydusunu belirlemişti.

Cassini adı, aynı zamanda, Satürn gezegeninin uydularının yörüngesel hareketlerinin cetvellerini ilk olarak derleyen, Gian Domenico Cassini'nin oğlu Jacques Cassini (1677-1756) ile Jacques Cassini'nin oğlu Cesar-François Cassini de Thury'nin (1714-1784) adlarına gönderme yapıyor.

Baba ve oğul Cassini, halef-selef Paris Gözlemevi'nin yöneticiliğini yaparken, torun 3. Cassini, astronominin yanısıra çalışmalarını jeodezi ve topografya alanlarında yönlendirdi ve Fransa'nın büyük topografya haritasına çıkarma çalışmalarını başlattı.

HUYGENS

Cassini sondasının Titan'a inen cihazının adını aldığı Flaman fizikçi, matematikçi ve astronom, Lahey doğumlu Christiaan Huygens (1629-1695), ışığın dalga kuramını buldu, Satürn'ün halkalarının gerçek biçimini keşfetti ve dinamik bilimine özgün katkılarda bulundu.

İngiliz gökbilimci William Herschel, Enceladus'u 1789'daki gözlemlerinde buldu.

Kütlesi Dünya'nınkinden 95 kat, hacmi 750 kat büyük olan Satürn'ün minik uydusu Enceladus hakkında NASA, eski Yunan mitolojisinde dev yaratık olan Enceladus'da su bulunabileceğini çok önceden açıklamıştı.

Güneş sisteminde Mars, Jüpiter'in uydusu Europa ve Enceladus “doğrudan su kanıtı” taşıyan 3 gökcismi.

NASA'nın eski açıklamasında, “Cassini, Enceladus'ta, ABD'nin Wyoming, Montana ve Idaho eyaletlerini kapsayan Yellowstone Milli Parkı'ndakilere benzeyen gayzerler bulunduğunu gösteren işaretler belirledi” dedi.

Cassini seferinden sorumlu bilim adamlarından Carolyn Porco, “Böylesine küçük ve soğuk gökcisminde sıvı halde su bulunduğunu gösteren kanıtlara sahip olduğumuzu sanıyoruz” diye konuştu ve suyun varlığının, bu esrarengiz ayla ilgili soruları arttırdığını bildirdi.

Enceladus'a yakın bakan Cassini Enceladus'un milyarlarca yıl önce oluşumundan hemen sonra içindeki radyoaktif bozulmadan kaynaklanan ısının, bugün yüzeyinden fışkıran gayzerlerin nedeni olabileceği ve bunun da yaşam için gerekli ortamı sağlayabileceği görüşü 5 yıl önce ortaya atıldı.

ABD'nin Texas eyaletinde her yıl düzenlenen Ay ve Gezegen Bilimleri Konferansı'nda, yüzey sıcaklığı eksi 201 derece civarında olan Enceladus'un iç kısmında ilkel yaşam için uygun ortam olabileceğini gösterdiği kaydedilmişti.

Bilim adamları, yeni geliştirdikleri bir modelle Enceladus'un içindeki ısının, eskiden meydana gelen radyoaktif bozulmadan kaynaklandığını ve bunun da Satürn'ün ayının sıcak güney yarıküresindeki su buharı bulutu ve periyodik buz kristali rüzgarlarının açıklaması olabileceğini dile getirdiler.

Icarus gökbilim dergisinde yayımlanmış kurama göre Enceladus, 4.5 milyar yıl önce alüminyum ve demir radyoaktif izotopları içeren kaya ve buz karışımı olarak oluştu.

Birkaç milyon yıl sonraki dönemde, 2 radyoaktif elementin hızlı biçimde bozulması, merkezde kayalık çekirdeğin mantodaki buz örtüsüne yaklaşmasıyla sonuçlanan sıcak patlamasına yol açtı.

Zamanla çekirdekteki bozulmadan geriye kalanlar da Enceladus'un içinde eridi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!