Dünya, Suriye’deki kanı izliyor

Güncelleme Tarihi:

Dünya, Suriye’deki kanı izliyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2013 00:00

Ailesi Esad rejimini desteklediği halde kendisi aylarca protesto gösterilerine katıldı. Suriyeli kadın yazar Samar Yazbek, bir yıl önce kaçtığı Paris’te bir kitap yazdı ve rejimin katliamlarını tanıklıklarla aktardı.

Haberin Devamı

Samar Yazbek, Suriyeli kadın bir gazeteci- yazar. Üstelik Nusayri. Ülkede ayaklanma başladığında aylarca ailesinin desteklediği Esad rejimine karşı çıktı, protesto gösterilerine katıldı. Yazbek, bir yıl önce Paris’e kaçtı ve ‘Çapraz Ateşte Bir Kadın’ adlı kitabı yazdı. PEN Cesaret Ödülü’nü kazanan Yazbek’in kitabı, Timaş Yayınları’ndan çıktı. Yazbek’le Suriye’yi konuştuk.

MEZHEP SAVAŞI TEHLİKESİ

Suriye’deki ayaklanma ne zaman ‘mezhepler arası iç savaş’ olarak tanımlanmaya başladı?
- Ayaklanmanın ikinci ayında Esad’ın danışmanı Buseyna Şaban basının karşısına çıktı ve “Gerçekleşen şey mezhep savaşıdır” dedi. Bu açıklama gerçekten çok kötüydü. Çünkü o sırada Suriyeliler sadece barışçıl bir hak mücadelesi içine girmişti. Suriye halkı adalet, özgürlük ve onur istiyordu. Bunu isteyenler de farklı din ve mezheplerdendi. Suriye’de ortaya çıkan bir mezhep savaşı değildi. Bu bir halk devrimidir. Ancak Beşar Esad rejimi, son iki yılda daha önce görülmemiş çapta barbarlık ve canilikler yaptı. Şimdi Suriye mezhep savaşı tehlikesi altında.
Sizi bu kitabı yazmaya iten faktör neydi?
- Çok açık bir sebebi var. O da basın kuruluşlarının ve istihbarat güçlerinin yalanlarını ortaya çıkarmak. Devrimin nasıl başladığını dünya kamuoyuna anlatmak çok önemliydi. Bu da tutukluların ve devrimin başladığı şehirlerdeki aktivistlerin ifadelerini yazmakla mümkün olurdu. Çünkü bu ifadeler rejimin caniliğini açıkça ortaya koyuyor. Kitap şunu gösteriyor: Suriyeliler onur, özgürlük ve adalet için yola çıktılar. Ve kendi insanlıklarını geri almalarının bedeli ölüm oldu. Yazdıklarım tarihi belge niteliğindedir. Suriye halkının akan kanının boşa gitmemesi için yazıldı.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eb1bf3f018fbb8f8abaae7
 ‘Çapraz Ateşte Bir Kadın’da hem tanıklıklar hem de gerçek bir yaşam öyküsü var. Ancak sizin öykünüz daha geri planda. Neden diğer insanların hayatlarına öncelik verdiniz?
- Kişisel tecrübem ikinci sıradaydı. İnsanlardan ve çektikleri sıkıntılardan bahsetmek istedim. Bu insanların sesiyle dış dünya arasında bir köprü oluşturmak istedim. Bunu planlı ve bilinçli bir şekilde yaptım. Kendimi nasıl Suriye devriminden bahseden bir kitabın merkezi haline getirebilirim ki? Ben sadece devrimi izleyen bir tanığım. Her gün binlerce kişinin ölümü karşısında ben kim oluyorum ki?
Kitabınızda diyorsunuz ki; ‘Bütün ülkeler uzlaşmış: Suriye tek başına ölmeli.’ ilk defa ne zaman bu şekilde hissettiniz?
- Bu, özellikle son aylarda, ABD’nin Nusret cephesi gibi bazı silahlı muhalif grupları ‘terörist’ olarak adlandırmasıyla başladı. Bu noktadan sonra terörle mücadele adı altında her fırsatta devrimcilere uzatılması gereken yardım elinin geri çekildiğini gördüm. Gerçekte Suriye’deki tek terör Beşar ve onun rejiminin terörüdür. Nusret cephesinin ve ona benzer radikal İslamcı tugayların önüne geçebilmek için Esad’ın rejiminin ortadan kaldırılması gerekiyor.
Şu anda bütün dünyanın gözü Suriye’de. Uluslararası toplumun Suriye’ye genel yaklaşımı hakkındaki görüşünüz nedir?
- Aslında insanlığın en az hissedildiği yerler insanlık hakkında en çok tartışılan yerler. Yani Birleşmiş Milletler örgütü, siyasetçilerin ofisleri gibi yerler. Çok çaba sarf edenler de oldu. Ama sonuçta ülkelerin çıkarları Suriyelilerin kanından üstün geldi. Dünya uzaktan Suriye’nin kanını izlemekle yetindi. Suriye halkına karşı katliamlar hâlâ devam ediyor.
Sizce önümüzdeki günlerde Suriye’yi neler bekliyor?
- Gelecek günlerin güzel olacağını sanmıyorum. Suriyeliler daha beterini bekliyorlar. Birleşmiş Milletler’den Esad’ın Uluslararası Adalet Divanı’na gönderilmesiyle ilgili bir karar almasını istiyoruz. BM hâlâ Esad rejimini meşru bir rejim sayıyor, bu da insani çöküşün zirve noktasıdır! İnsani yardım geçişlerinin sağlanmasını istiyoruz. Muhaliflere cephanelerin ulaştırılmasını istiyoruz. Suriye’deki katliamların durdurulması için medeni dünyaya düşen bunlar. Aksi halde Suriye’deki kanın akıtılmasına ortak olurlar.

Haberin Devamı

ESAD KORUNUYOR

Paris’e gittikten sonra hayatınız nasıl değişti? Kızınız bu deneyimin üstesinden nasıl geldi?
- Burada da Suriye hakkında konuşmak amacıyla uluslararası seminerlere katılıyorum. Yersiz bir hayat yaşıyorum diyebilirim. Elimden geldiğince Suriyelilere farklı yollarla da olsa yardım etmeye çalışıyorum. Suriye’ye temelli olarak geri dönme hevesim var. Bunu en yakın zamanda gerçekleştirebilme dileğindeyim.
Mısır ve Tunus’la karşılaştırılınca Suriye’deki ayaklanma çok acı ve uzun oldu. Bunun sebebi nedir?
- Mısır’daki rejim ve ordunun yapısı Suriye’den farklıydı. Aynı zamanda ülkede Suriye’deki gibi din ve mezhep çeşitliği yoktu. Ama bana göre iki devrimin içeriklerinin farklı olmasının temel sebebi Esad’ın uluslararası toplum tarafından korunması.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!