Dünya bizi edebiyatla tanısın

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Adalet Ağaoğlu'na 11 Aralık'ta Ohio Üniversitesi'nin Sonbahar Dönemi Diploma Töreni'nde Edebiyat Fahri Doktora Unvanı verilecek.

Törenden sonra iki gün de, Ağaoğlu'nun yazarlığı, edebiyat, tarih, toplum ilişkileri üstüne bir sempozyum düzenlendi. Çeşitli üniversitelerden araştırmacılar, edebiyat incelemecileri, Türkçe-İngilizce bildiriler sunacak. Ayrıca yazarla, Darbe Romanı çerçevesinde yapılacak bir söyleşi de var.

Yaşar Kemal de Berlin Hür Üniversitesi'nde fahri doktora unvanını aldı. Dünya bizi onlardan, onların eserlerinden tanıyor. Bence doğru bir tercih. Yabancı üniversitelerde, yazarlarımızın onurlandırılması, uluslararası alanda Türkiye'nin de onurlandırılması demektir.

İki yazara da verilen bu unvan, Türk edebiyatının, Türk yazarlarının okunması açısından da çok olumlu sonuçlar doğuracaktır.

Adalet Ağaoğlu, bu unvan dolayısıyla görüşlerini iletmiş. Hepsine katıldığım tesbitleri buraya alıyorum:

‘‘Toplumları doğru tanımanın, anlamanın yolu edebiyattan, özellikle roman ve şiirden geçer. Bir toplumun insanı, kendi özel tarihleri, iç dünyaları ile tanınmazsa, olan ekonominin, politik ilişkilerin, yazdırılmış tarihlerin çarpıtılmış ışığıyla tanınır, yani tanınmaz. Bunu her zaman böyle düşündüm. Romanın diriliğine bu bakımdan, insan diriliği kadar önem verdim. Bu açıdan bakınca, Çağdaş Türk edebiyatının bir üyesine, roman ve hikayecisine, oyun yazarına yabancı bir üniversitenin değer biçmesi, Türkiye'yi ve insanı doğru anlama çabası gibi görünüyor. Sevindirici, hem canım Türkiye neden sadece hamasi gürlemeleri, tüketim ekonomisinin çarpıttığı, sözde çağdaş yüzleriyle tanınsın.’’

*

AĞAOĞLU'nun, Türkiye'yi ve insanı doğru anlama çabası, sözüne dikkat edin. Bazı çevreler, yazarlarımızın doğru anlaşılmamızı sağlamalarına tahammül edemiyorlar.

Yazarlarımızın amaçları, sevdikleri ülkelerini, insanlarını doğru, gerçekçi biçimde yazmak. İçinde hiç kuşkusuz eleştiriler de olacak, ille de her şeyi onaylamayacaklar.

Çünkü artık dünya; ülkeleri, o ülkelerin insanlarını, sorunlarını, konumunu resmi tebliğlerden, temaslardan tanımak istemiyor. O dönem çoktan kapandı.

Bir zamanların, yabancılara bizi kötü gösteriyorlar saplantısı, zaten iletişim çağında bir gerçeği ifade etmiyor.

Romancılar, bir ülkenin insanının resmi olmayan tarihini yazarlar, sosyoloji de onların yazdıklarını belge olarak değerlendirir.

Köy gerçeğinden şehire uzanan insan öğesini Yaşar Kemal'in romanlarını okumadan, Cumhuriyet Türkiye'sinin çıtayı atlayamayan burjuvazisini Adalet Ağaoğlu'nu bilmeden anlamak mümkün değildir.

Unvanların bir önemi de, yabancı üniversitelerin bunları vermesidir. Akademik çevrelerin Türk yazarlarını değerlendirmeleridir.

Ağaoğlu üzerine sempozyum, bir Türk yazarını çeşitli yönleriyle oradaki okurlarına, akademisyenlere tanıtacaktır. Yabancı incelemecilerin, eleştirmenlerin de bir Türk yazarına bakışları, benim için çok değişik görüşler demektir.

*

BİZİM üniversitelerimizin de, unvanların yanısıra, yazarlarımız üzerine akademik çalışmalar yapmalarını, sempozyumlar düzenlemelerini diliyorum.



Yazarın Tüm Yazıları