Dul erkek, depresyonda dul kadına fark atıyor

Pskiyatrinin ‘‘soÄŸuk algınlığı’’ olarak nitelendirdiÄŸi depresyon her geçen gün yaygınlaşıyor. AraÅŸtırmalara göre, eÅŸinden ayrılmış ya da boÅŸanmış erkekler, kadınlarla kıyaslandığında daha sık depresyona giriyor.Dünya SaÄŸlık Örgütü, baÅŸta depresyon olmak üzere ruhsal hastalıkların 2020 yılında en temel saÄŸlık sorununu oluÅŸturacağını öngörüyor. Yapılan epidemiyolojik araÅŸtırmalar, ömür boyunca depresyon geçirme olasılığının kadınlar için yüzde 20-26, erkekler içinse yüzde 8-12 arasında olduÄŸunu gösteriyor. Öte yandan, depresyona karşı bağışıklık da söz konusu deÄŸil. Çünkü, her yaÅŸta, her sosyal sınıfta, her ülkede ve her kültürde görülebiliyor. Ancak bazı gruplarda depresyona daha sık rastlanıyor. Bu gruplar şöyle sıralanıyor:MEDENÄ° HALE GÖRE: EÅŸinden ayrılmış ya da boÅŸanmış kiÅŸilerde depresyon riski, evlilere oranla 2-4 kat daha fazla. Ayrılmış ya da boÅŸanmış erkeklerin riski de kadınlardan daha yüksek.SOSYO EKONOMÄ°K DURUMA GÖRE: Gelir ve eÄŸitim durumu yükseldikçe, depresyon oranları düşüyor. Ancak, depresyon haşır-neÅŸir ailelerin çocuklarında, aynı hastalığın ortaya çıkma ihtimali 2-3 kat daha fazla. AraÅŸtırmaların çoÄŸunda, depresyon baÅŸlangıcı ile stres yaratan herhangi bir olay arasında iliÅŸki tesbit edilmiÅŸ bulunuyor.SAÄžLIK DURUMUNA GÖRE: Özellikle kronik, uzun süre bakım ve tedavi gerektiren hastalıklarda, depresyona girme ihtimali oldukça yüksek. Â