Düğünlerimiz böyle olur...

Arabaların ön plakalarındaki ‘‘Evleniyoruz’’, arka plakalarındaki ‘‘Mutluyuz’’ yazıları, papağanımsı yapının aklına başka iki kelime daha gelmediğini gösterir.

Silahları patlatarak eğlenmek, en sonunda damadın gelini alnından vurması ile doruk noktasına çıktıysa da, bu aslında dehşetin keyif verdiğini göstermez mi?..

Peki, siyasetçi-mafya-bürokrat en çok nerelerde bir araya geliyorlar da, biz onların muhabbetini çözdük?..

Düğünlerde...

*

Türkiye'yi; aşiret reisinin sevimli oğlunun pipisinin bilmem neredeyse trilyonluk düğünle kesilmesinden daha iyi ne anlatabilirdi?..

Ekonomi var:

Havada savrulan dolarlar bir yana, sevimli oğlunun pipisini kestirmek için trilyon harcayan babanın, ömründe zırnık vergi vermemiş olması, IMF'ye verilen niyet mektubundan daha açık ve çarpıcı değil mi?..

Kültür var:

Bir koluna sualtı saati takılmış, öbür eline altın tabanca tutuşturulmuş sevimli yavrunun arkasına dizilmiş ünlü sanatçıların fotoğrafına bakıyorum, bir kültür tablosu.

Adalet-hukuk var:

Aşiret reisi babanın cezaevinde olması gerekiyormuş. Daha doğrusu o an aslında içerde ama İstanbul'un en lüks otelinde, cebindeki dolarları gördüğünün başına savuruyor.

*

Benim anlayamadığım ise, niçin şaşırdığımız.

Bu ekonominin, bu kültürün, bu hukuk düzeninin düğünleri tabii ki böyle olur.

Tabancalı dizileri kaçırmayıp, Biri Bizi Gözetliyor'un işsizlerini ün sahibi yapıp, Banu Alkan'a bayılıp, Turgut Özal'ı anıtmezara gömüp, vergi affı vaat eden Demirel'i Başbakan-Cumhurbaşkanı yapıp, Tansu Çiller'i zıplayarak alkışlayıp, Bülent Ecevit'i hálá orada tutup, ama aslında içerde olması gereken, zırnık vergi vermemiş bizim ağanın trilyonluk düğününe şaşırmak niçin?..

Bu bizim düğün.

Vals yapılacak değil.

Dolarlar uçuşacak, altın tabancalar, kara paralar, aşiret, reis, baba, mastika...

Düğün bizim...