Dubai’den...

- Geçen hafta sonu Dubai’deydim. Eskiden şubat ayında hamam suyu kıvamına gelen Dubai denizinden çıkmazdım, bu kez küçük parmağımı bile suya sokamadım. Bizde nasıl kar kış bitmiyorsa, Dubai’ye de yaz bu sene gelememiş.

Haberin Devamı

- Uçuşu THY ile yaptım. Emirates 3. Terminal’e indiği için pasaportta bekleme olmuyor ama THY 1. Terminal’e indiğinden ciddi bir kuyruk beklemek zorunda kalıyorsunuz. Göz taraması adı altında bir işkencedir gidiyor. Kalabalık bir saatte indiyseniz, uçuş süresinin yarısını gözden çıkarmanız gerek.
- THY’nin uçak içi film seçeneklerinde “İncir Reçeli” de vardı. Halil Sezai’nin “İsyan”ı söylediği sahneyi bir kez daha yaşamak için tekrardan izledim filmi. Ve en çok en ufacık küfrün bile biplenmesine şaşırdım. Sadece biplemekle kalmamışlar, İngilizce altyazısında da sansürlemişler cümleleri. Film kuşa dönmüş. Tuhaf, öyle değil mi?
- Dubai basını bugünlerde gazete editörleri, yazarları ve basın danışmanları arasındaki ilişkiyi konuşuyor. Pek çok gazete, yazar ve editörlerinin basın danışmanları ve PR şirketi çalışanları ile özel hayatta görüşmelerini yasaklamış, araya mesafe koyulmasını istemiş. Alınan hediyeler, özel ilgi, iş dışında buluşmalar ve verilen ödünler böylece tamamen ortadan kalkmış oluyor. Bu, sadece Dubai değil dünya basınının da sorunu. Gerçekleşmesi zor gibi görünse de alınan karar gayet yerinde. 
- Dubai Rixos geçtiğimiz hafta sonu açıldı. Giderek büyüyen, denizin içine ahtapot gibi giren kara parçalarında dünyanın en önemli otellerinin açıldığı Palm Jumeriah bölgesinde bir Türk otelinin olması ve de en iyilerinden olması sevindirici. Gerek yönetimi gerekse de personeli ile Türk misafirperverliği Dubai’ye de taşınmış durumda. Aklınızda olsun mutlaka. 
- Dubai Rixos’un iki adım ötesinde o meşhur Atlantis oteli, akvaryumu ve su parkı bulunuyor. 2008’in eylül ayında Kylie Minogue konseri ile açılan ve hemen sonrasında “X Factor” filmine de dekor olan Atlantis’i gezdim.
Su parkındaki havuzlarda, kaydıraklarda insanlar eğlendiği sürece sorun yok tabii ama işin içine yunuslar ve küçücük akvaryumlarda ömür tüketen deniz canlıları üzerinden eğlence girince sinirim bozulmadı değil. Atlantis’in içindeki 11 milyon litrelik dev akvaryumda tutulan yavru balina köpekbalığı Sammy’nin serbest bırakılması için yapılan eylemler sonuç vermiş ve boyu 12 metreye kadar ulaşabilen bu zararsız köpekbalığı 2010’un martında özgürlüğüne kavuşmuştu.

Haberin Devamı

Duran Duran konseri

Haberin Devamı

Duran Duran denince kızlar ikiye ayrılırdı; Simon le Bon ve John Taylor’cılar.
Ben birinci taraftaydım, odamın duvarları Simon le Bon posterleriyle doluydu.
Kısmet işte, rüya grubumu canlı canlı izlemek yıllar sonra, Arap çöllerinde, Dubai’deki bir rugby stadında kısmet oldu.
Simon le Bon, İngiliz soğukluğuna yakışır bir şekilde başladığı konseri “Wild Boys”, “Notorious”, “Rio” ile ateşledi.
Ve konserde bir şarkıyı da Suriye için söyledi, iç savaşa karşı tek yürek olmamızı isteyerek.
Ben mesajı, derdi olan ünlüleri seviyorum.
Şöhretlerini boşa harcamadıklarını düşünüyorum çünkü.
Bir cümleyle, bir mesajla milyonları etkilemek çok fazla insana nasip olmaz.
Ne iyi ki en büyük hayranlarından olduğum Simon le Bon da bu ayrıcalığını güzel şeyler için kullananlardandı.
Boşa değilmiş dedim.

Haberin Devamı

Mandalar ölüyor

Hayvanseverlik sadece kedi-köpek muhabbeti yapmak olmamalı. İşte ülkemizden iki örnek.
Denizli’de horoz dövüştüren hayvan hakları derneği üyelerinin tutuklanmalarına çok sevindim. Tutuklama ne yazık ki hayvanlara verilen zarardan dolayı değil de kumar oynandığından dolayı gerçekleşti. Hiç yoktan iyidir diyoruz yine de!
Kastamonu’da mandaları açlıkla imtihan ediyorlar. Cide’nin Loç vadisinde yollar kapalı olduğu ve mandalara saman götürülemediği için iki manda daha şimdiden telef olmuş.
“Zaten kesecekler” demeyin, açlıkla ölüm başka bir şey.

Yalnızlık Şarkıları

Yalnızlık tek kelime, söylenişi ne kadar kolay! Oysa taşınması o kadar zordur ki...
Goethe ne güzel de anlatmış yalnızlığı.
Yalnızlık paylaşarak yok olur ya da ağırlığı azaltılır belki.
Joyturk ve Pasaj Müzik’in çıkardığı “Yalnızlık Şarkıları”nı bu yüzden çok sevdim.
Yalnızlığa eşlik ettikleri için.
Sezen Aksu’dan Candan Erçetin’e, Şebnem Ferah’tan Model’e, Emre Aydın’dan Nev’e pek çok önemli müzisyenin şarkılarının olduğu “Yalnızlık Şarkıları” albümünün sürprizi, sadece bu albümde yer alan ve JoyTurk için kaydedilen Gökhan Türkmen’in “Susma” yorumu.
Bu albümden yola çıkarak Joyturk Radyo Müdürü Gökhan Çınar’ın bir temennisi var:
“Bitmeyen sessizliklerle değil, paylaşılan umutlarla geçsin uzun geceleriniz. Çaresiz kaldığınızda zorunlu değil, ihtiyaç duyduğunuzda gönüllü yalnızlıklarınız olsun.”
Katılmamak mümkün mü!

Yazarın Tüm Yazıları