DTP-ANAP işbirliği mümkün mü?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Önümüzdeki pazartesi günü olağanüstü kongresini yaparak yeni liderini seçecek olan Demokrat Türkiye Partisi'nin 18 Nisan genel seçimlerindeki şansı nedir?

Kamuoyu yoklamaları, partinin genelde yüzde 1 dolayında bir eşikte seyrettiğine işaret ediyor.

Bu eşik, seçime üç aydan az sürenin kaldığı bir zamanlamada, DTP açısından parlak bir gelecek vaat etmiyor.

DTP'nin ne yapacağı, kongreyi kimin kazanacağı sorusunun yanıtıyla da ilişkilidir.

Yalım Erez'in kazanması halinde, kuvvetli ve iddialı bir kampanyaya girişerek, DTP'ye yüzde 10 barajını atlatmayı hedefleyeceği anlaşılıyor.

Erez'in rakibi Gökberk Ergenekon'un kazanması halinde ise daha farklı bir yöneliş söz konusu olabilir.

Ergenekon, siyaset serüveninin önemli bir bölümünü yasaklar döneminde geçirmiş ve sabır testinden başarıyla çıkmıştır.

Dolayısıyla, Ergenekon'un kısa dönemli bir strateji yerine, zamana yayılan, uzun soluklu bir politikayı benimseyeceği tahmin edilebilir.

Gelgelelim, hangisi kazanırsa kazansın, DTP'nin yüzde 10 barajının altında kalması kuvvetle muhtemeldir.

* * *

Bu tabloya bakınca, DTP, gerçekçi davranmak zorunluluğuyla karşı karşıyadır.

Gerçekçilik, DTP'ye genel seçimde ANAP'la işbirliğini dikte ediyor.

Bu işbirliği DTP'nin kamuoyunda, özellikle de sağ tabanda tanınan, güven yaratan popüler isimlerinin ANAP listelerinden bağımsız aday olarak gösterilmesi şeklinde formüle edilebilir.

Bu çerçevede İsmet Sezgin, Hüsamettin Cindoruk, Yıldırım Aktuna, Yalım Erez, Gökberk Ergenekon ve Mehmet Batallı gibi isimlerin ANAP listelerinden bağımsız aday olarak seçime katılabilecekleri bir uzlaşı pekala gerçekleştirilebilir.

* * *

Bu uzlaşının ANAP açısından yararı, merkez sağda bütünleşmenin çekim merkezi olduğu mesajını kullanabilecek olmasındadır.

Ancak, bu işbirliğine muhtaç olan tarafın yalnızca DTP olduğunu düşünmek hatalı olur.

ANAP da kamuoyu yoklamalarında çok üstün, başat bir konumda olduğunu ileri sürebilecek durumda değildir.

Bu yönde bir işbirliğinin doğuracağı sinerji, ANAP'a yarar sağlayacaktır.

Yalım Erez'in siyasi çürümüşlükle ilgili tespitleri ve reform çağrılarının kamuoyunda yarattığı ilgi, bu ittifaka kanalize edilebilir.

Ayrıca kendisine 1997 yazında başbakanlık kapısının aralanmasında Erez'in oynadığı belirleyici rol nedeniyle, Yılmaz'ın kendisine bir vefa borcu da olsa gerektir.

Son olarak, Büyük Birlik Partisi'ni 1995 seçimlerinde TBMM'ye taşıyan ANAP Lideri Yılmaz'ın, benzer bir cömertliği dünya görüşü itibariyle kendisine yakın duran bir merkez kadrodan esirgemesi tuhaf kaçacaktır.



Yazarın Tüm Yazıları