Dost, gözünden bellidir!

Ben kendi adıma söyleyeyim: AB uyum yasalarını onaylıyorum. Bu çabaların, ülkemizin demokratikleşmesi bakımından yararlı olacağı kesindir. Bunları kendimiz için yapalım. Ancak Avrupa Birliği’ne gireceğimize, ilk günden beri inanmıyorum!

Evet, dost gözünden bellidir. Avrupa Birliği Türkiye’ye, ortaklığa alınacak bir dost gibi değil, sakınılması gereken bir düşman gibi bakıyor.

O zamanki adı Ortak Pazar olan Avrupa Birliği ile antlaşma, 1963 yılında Ankara’da imzalanmıştı. Türkiye o günden beri (47 yıldır) Avrupa kapılarında süründürülüyor!

 * * *

Avrupa’nın lideri durumunda iki ülke var: Almanya ve Fransa... (İngiltere kendini biraz uzak tutuyor.)

Bu iki ülkenin yöneticileri Türkiye’yi küçümsüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy açık ve net olarak “Türkiye bir Asya ülkesidir, Avrupa Birliği’ne üye olamaz. Türkler Avrupa kültürüne ait değil. Onları birliğe alıp, İran ve Irak ile komşu olmak istemiyorum!” diyor.

Almanya Başbakanı Merkel ise “Türkiye Avrupa’ya ait değil. Türklere tam üyelik değil, imtiyazlı ortaklık yeter” diyerek bizi adeta kovuyor!

 * * *

Avrupa Birliği kapısında bekleyen ülkelerin sayısı 7’ye yükseldi: Türkiye, Hırvatistan, Sırbistan, İzlanda, Makedonya, Karadağ ve Arnavutluk.

Türkiye ve Hırvatistan’la müzakereler sürüyor. Diğerlerine ise henüz tarih verilmedi.

Türkiye ile Hırvatistan, aynı tarihte, 3 Ekim 2005’te görüşme masasına oturmuştu.

Avrupa Birliği, Hırvatistan’ı, en geç 2012 yılının ilk yarısında birliğe katmak istiyor. Henüz görüşmelere başlanmamasına rağmen İzlanda’nın da iki yıl içinde tüm formaliteleri tamamlayıp AB’ye alınması planlanıyor.

Bu durumda Avrupa Birliği 2012 yılı başında 29 ülkeye çıkmış olacak.

Türkiye ise nal toplamaya devam edecek!

Söyler misiniz, bu çifte standart değil de nedir?

 * * *

Avrupa Birliği ile 5 yıldır görüşmeler yapıyoruz ama bugüne kadar toplam 35 başlıktan ancak 12’si açıldı ve sadece bir tanesi tamamlanıp kapatılabildi.

Daha ele alınması gereken 23 başlık, bitirilmesi gereken ise toplam 34 başlık var.

Limanlarımızı ve havaalanlarımızı Rumlara açmadığımız gerekçesiyle 8 başlığı AB dondurdu. 6 başlığı Rumlar açtırmıyor. Fransa 4 başlığı engelliyor. Almanya 5 başlığı yokuşa sürüyor.

Bizimle aynı gün müzakerelere başlayan Hırvatistan ve görüşmelere henüz başlamamış olan İzlanda iki yıl sonra AB’ye girerken, biz yolun daha dörtte birine bile gelememiş olacağız.

Avrupa ikiyüzlü, çifte standartlı, içten pazarlıklı tutumunu devam ettiriyor.

 * * *

Avrupa Birliği, müzakere masasına bile oturmadan Sırbistan, Makedonya ve Karadağ’a vize uygulamasını kaldırdı. Kosova, Bosna ve Arnavutluk’a da yakında vize zorunluluğunu kaldırılacak. Türkler ise vize kuyruklarında sürünmeye devam edecek.

Söyler misiniz hakkaniyet bunun neresinde?

Uygar denilen Avrupa’nın tutumu haince ve zalimcedir!

Gerçek şu ki, AB ile ilişkilerde ağırlığı olmayan, sözü geçmeyen, küçümsenen bir Türkiye yaratıldı. Ülkemizi yönetenler bu durumu içlerine nasıl sindiriyor, anlamak zor!