Dört dörtlük magandalar

O kamyon kılıklı lenduha beni sıkıştırıp, yolun dışına atmaya çalışmasaydı, belki bu kadar öfkelenmeyecek, bu yazıyı da yazmayacaktım. Ama, hem uzun zamandır sinirime dokundukları için, hem de hava kirliliğine olan katkılarını öğrendiğimden, daracık İstanbul sokaklarında cirit atan tankları en azından kalemle deşmeye karar verdim. Konumuz, asla araziye çıkmayan arazi araçları; yani kuaföre filan giderken kullanılan 4x4'ler. Açıkçası bu nesnelerin sosyo-kültürel boyutu beni daha çok ilgilendiriyor. Ancak yine de, sadece şehir içinde kullanılan arazi araçlarını son derece çağdışı ve demode kılan çevre boyutunu es geçmemek gerekiyor. İşin çevre boyutunu, The Independent Gazetesi'ndeki Nicholas Schoon imzalı yazıyı okuyunca farkettim. Schoon, çevreyi korumak adına benzine zam yapıp araç kullanımını azaltmaya çalışan hükümete bir çağrıda bulunuyor ve arazi araçlarına daha pahalı benzin satılmasını öneriyor. Çünkü İngiliz yazarın deyişiyle bu ‘canavarlar’, örneğin iki tonluk son model bir Range Rover, 1.6 lt'lik normal bir otomobilin iki buçuk katı benzin yakıyor ve iki buçuk kat karbonmonoksit gazı salıyor. Bu gazlar da güneş ışınlarını bloke ederek sera etkisine ve global ısınmaya yol açıyor. Üstelik kamyonsu cüsselerine rağmen, binek otolardan daha fazla yolcu taşımıyorlar. O battal bedenlerine sığdırdıkları yolcu sayısı topu topu beş kişi. Piyasadaki yoğun talep üzerine üretilen daha küçük ve daha ucuz arazi araçları da o kadar masum değil. İngiltere'de en çok satan küçük tiplerden Land Rover Discovery, Vauxhall Frontera ve Toyota RAV4 de binek otolardan daha fazla benzin yakıyor. Yani onlar da aynı vahşi tabiata sahip. Sonra sözü sosyal statü boyutuna getiriyor Schoon. Anladığım kadarıyla bizdeki sonradan görme magandaların yerini, köhne kafalı Muhafazakar Parti yanlıları alıyor. Başta bir Range Rover sahibi olan Muhafazakar Parti Lideri William Hague ve karısı olmak üzere, çevresine caka satmak isteyen bütün demode insanların arazi aracı kullandığını söylüyor. Aracıyla bütünleşerek ‘Ben senden daha büyüğüm, sana tepeden bakarım’ mesajı verenleri, çevreyi umursamadıkları için çağdışı olmakla suçluyor.Ayrıca son derece konformist bir yönteme başvurarak ‘farklı’ olmaya çalıştıklarını, ancak topluca aynı araçları kullandıkları için kendi aralarında farklılaşamadıklarını söylüyor.Londra ve İstanbul'un caddelerini genişlik ve düzen bakımından kıyaslamak mümkün olmadığı halde, arazi araçlarının yolları işgal edip, terör saçtığından da yakınıyor Schoon. Tabii çevreye zarar vermeyen araç diye bir kavram bulunmuyor. Önünde sonunda hepimiz araçlarımızla çevreyi kirletiyoruz. Bu nedenle de İngiliz yazar Schoon, sosyal statüsünü ille de araçla vurgulamak isteyenlere, ‘Madem ki çevreyi kirleteceksiz, bari Porsche veya Jaguar’la kirletin de, gözümüz gönlümüz alçılsın' diye öneride bulunuyor. Magandalık ne kadar evrensel değil mi! Hem genel kanının aksine, sadece erkeklere özgü de değil. Yemin ediyorum, bizim semtteki kadınlar berbere Cherokee veya Explorer'la gidiyor...
Yazarın Tüm Yazıları