Dokuz ayın çarşambası

TAM da böyle oldu, dokuz ayın çarşambası bir araya geldi.

Eylül başı itibarıyla...

Sonbahara girdik,

Ramazan geldi,

Okullar açıldı,

Yeni yayın dönemi başladı.

Gerçi sonuncusu "Ötekilere benzemeyen seçenek hangisidir?" tarzı test sorusunun doğru şıkkı gibi görünüyor ama öyle demeyin!

Hepsinden önemli.

Günlük hayatımızı düzenlemede hepsinden etkili.

Çoğu evde kaçta yatılıp kaçta kalkılacağı, hangi günler sosyalleşileceği hatta hangi geceler sevişileceği televizyona göre ayarlanıyor.

Çocukların okul durumu belki de bu kadar belirleyici değil aile içinde. O daha ziyade sokaktaki adam için belirleyici oluyor. Ben mesela... Randevularımı okul saatlerine göre ayarlıyorum.

Eksik olmasın(!) okul servisleri sorumlu birer ana-baba yaptılar bizi adeta. Aman çocuklar okuldan çıkmadan evde olalım diye koşturuyoruz. Bilmeyen ebeveyn olarak çocuğun sütüyle kurabiyesini verme telaşındayız zanneder.

Bu açıdan bakarsanız İstanbul’un bütün çocukları hepimizin!

* * *

Sahi biz nasıl giderdik okula?

Servis falan hatırlamıyorum ben... Otobüsle giderdik bir güzel. İki durak öteden yolculuğa dahil olan "uzaktan sevgili" sivilceli oğlanla kesişe kesişe... "Lale Devri çocukları" olarak...

Okulun önüne gelirsiniz, şeytan "inme" der... O da kırsın okulu, el ele tutuşun gidin... Sinemaya, parka, pastaneye...

Fakat melek der ki: "Ya baban görürse!"

Hatta bazılarımızın meleği "Orospu mu olucan?" diye sorardı da.

* * *

"Çarşamba"lardan biri de ramazan.

Elimde bir araştırma sonucu falan yok ama gördüğüm kadarıyla oruç tutanların sayısı geçen yıllara göre daha az.

Bu yıl tutmayanlardan birkaçına soruyorum... Günler uzunmuş, iftar çok geç oluyormuş!

"Mevsimlik Müslüman" denilebilir bu arkadaşlara.

Ramazan kışa gelirse ne alá!

Bir de yazmalara doyamadığım, sabahın dokuzunda "oruç sersemi" olanlar var.

Kardeşim!

Oruç tutmayanlar daha kahvaltısını etmedi. Siz üstelik sabaha karşı sahur yaptınız, tıka basa yediniz, yani daha toksunuz aslında.

Sersemliğin sebebini başka yerde arayın diyeceğim ama denmiyor tabii.

MIŞ-MUŞ

Baykal "CHP hantal parti" demiş.

Muhalefeti öyle benimsedi ki kendi partisine bile muhalif!

84 yaşındaki Nijeryalı, 86 eşinden 82’sini şeriat uyarınca boşamayı kabul etmiş.

Aslında eşlerinin yaşları kendisine yakın ise adama bir huzurevi ruhsatı verilerek iş tatlıya bağlanabilirdi!
Yazarın Tüm Yazıları