Dokunulmazlık zırhını kim kaldıracak?

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

TBMM yarın tarihi bir karar daha verecek. Milletvekili dokunulmazlık zırhının inceltilmesine ilişkin Anayasa'nın 83'üncü maddesi değişikliği yarın Genel Kurul'da oylanacak.

Değişiklik teklifi özetle şu hükmü getiriyor:

‘‘Ağır hapis veya ölüm cezası gerektiren cürümlerde suçüstü hali ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından dolayı bir milletvekilinin sorguya çekilmesi veya yargılanması için Meclis kararı aranmaz...’’

TBMM eski Başkanı Mustafa Kalemli'nin geçen yıl uzun uğraşlar sonucu konsensüsle hazırladığı bu metnin altında, siyasi parti liderleri Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Bülent Ecevit, Deniz Baykal ile birlikte tam 292 milletvekilinin imzası bulunuyor. RP ise baştan beri teklife karşı çıkıyor.

* * *

İmzalardan yola çıkılırsa, tasarının geçmesine kesin gözüyle bakılabilir.

Ancak, durum hiç de böyle gözükmüyor. Hatta referanduma kadar uzanabilecek bir yola girilebileceğinin işaretini veriyor.

Değişikliğin referanduma gitmesi ihtimalinin temel nedeni ise DYP Genel Başkanı Tansu Çiller.

Geçen yıl bu metnin altına imza koyan ve bunu en fazla savunan Çiller, son günlerde bu görüşünden ‘‘caymış’’ durumda.

Çiller, her ne kadar değişiklik teklifine zorunlu oy vereceğini belirtse de, hemen ardından şunları söylüyor:

‘‘Dokunulmazlıkların bir ara rejim döneminde gündeme getirilmesi birinci temel yanlıştır. Sizin adınıza konuşan ve eleştirenleri, ancak yasama dokunulmazlığı ile koruyabilirsiniz.’’

* * *

Bu sözlerin adresi açık. Milletvekillerine, ‘‘Ben altında imzam olduğu için zorunlu olarak oy veriyorum, ama siz vermeyin’’ diyor.

Son dönemde Çiller'e en yakın isimlerden Kayseri Milletvekili Ayvaz Gökdemir'in görüşü de farklı değil...

DYP Grup Başkanvekili Turan Güven ise tam tersi görüşte. Çiller'in, milletvekillerine ‘‘oy vermeyin’’ mesajı yolladığı yorumlarına ‘‘O görüşlere ben katılmıyorum’’ diyor.

ANAP Grup Başkanvekili Uğur Aksöz gibi, Güven de sandığa attıkları beyaz oyları bir şekilde kamuoyuna göstereceklerini şu cümlelerle açıklıyor:

‘‘Bu bizim teklifimiz ve milletvekili arkadaşlarımızın hepsi de bunu destekliyor. Oyumuzun rengini bir şekilde belli etmeyi bile planlıyoruz.’’

Ancak yine de TBMM'deki endişeler giderilmiş değil.

Endişenin temel kaynağı da değişiklik teklifinin Genel Kurul'da referanduma gitmesini zorunlu kılacak bir oy oranı ile sonuçlanması.

Anayasa maddesinin değişikliği üçte iki çoğunlukla, yani 367 oyla gerçekleşebiliyor. Buna da ANAP, DYP, DSP ve CHP oyları yetiyor.

Ancak, Meclis'in beşte üç çoğunluğunun, yani 330 üyenin değişiklik yönünde oy kullanması halinde referandum yolu açılıyor. Anayasa, 330-367 arası bir oy çıkması halinde referandumu öngörüyor.

TBMM eski Başkanı, ANAP Milletvekili Mustafa Kalemli, dün bu duruma dikkat çekiyor ve ekliyor:

‘‘Eğer bu iş referanduma giderse, değişiklik halkın büyük çoğunluğunun oyuyla kabul edilir. O zaman bu Meclis'in itibarı çok zarar görür...’’

Kalemli, bunları söylerken, Meclis'te şu sorunun da yanıtı aranıyor:

‘‘Dokunulmazlıkla ilgili muhtemel bir referandum, başka bir şekle, yani iki ayrı cepheye dönüştürülmek istenirse ne olur?..’’

Yazarın Tüm Yazıları