Dokunulmazlık rezaleti

SEVGİLİ okuyucularım, Türkiye'de korkunç bir rezalet yaşıyoruz. Bunun adı dokunulmazlık rezaleti. Anayasa'nın 83. maddesinin Meclis tarafından kötüye kullanılmasından kaynaklanıyor. Pek çok şeyin arkasında bu yatıyor. Pek çok kimse milletvekili seçilebilmek için bu yüzden kuyruğa giriyor, bu uğurda cebinden nice paralar harcıyor. Nedir milletvekili olmanın ardında yatan bu gizem? Dokunulmazlık. Dün gazetelerde haberler vardı. Şu anda mevcut milletvekili adaylarının dörtte biri sabıkalı imiş. Eğer doğruysa, korkunç bir şey. Dokunulmazlık Batı ülkelerinde de var. Ancak bu hadise kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı. Yani bir milletvekili Meclis kürsüsünden istediği gibi, özgürce konuşabilsin. Türkiye'de bunu bile kötüye kullananlar var. Örneğin biri Meclis kürsüsünden çıkıp PKK propagandası yapar, ‘‘Bizim amacımız şeriat devleti kurmaktır’’ der ve bu sözlerini dışarıda da tekrar ederse, ne yapacaksınız?Biz buna da razıyız! ***Ama işin farklı boyutlarını görmek ve iyi irdelemek gerekiyor. Örnekler vereyim:1- Adam milletvekili seçiliyor, sonra çeşitli suçlar işliyor. Onu sorgulamak, yargılamak mümkün değil... Çünkü dokunulmazlığı var!2- Adam hakkında çeşitli mahkemelerde davalar açılmış. Yargılanıyor. Hırsızlık, yolsuzluk, tecavüz, silah, hakaret vesaire. Adam milletvekili seçildiği anda dokunulmazlık kazanıyor ve davalar duruyor. 3- Adam hüküm yemiş. Örneğin 3 yıl hapis yatacak ama henüz içeri girmemiş. Milletvekili seçiliyor ve içeri girmiyor... Çünkü artık dokunulmazlık kazandı!(Bir not: Ağır cezayı gerektiren suçüstü durumları hariç. Örneğin cinayet işlerse -çok şükür ki- dokunulmazlık çalışmıyor.) ***Meclis, dokunulmazlık dosyaları konusunda her dönem son derece ‘‘duyarlı’’ davranıyor! Yargıdan gelen dosyaları çok zorunlu olmadıkça, ya da kamuoyu baskısı oluşmadıkça işleme koymuyor. Adam suç işliyor, polisin ve yargının karşısına dokunulmazlık duvarı çıkıyor. Meclis'e gönderilen dosya orada aylarca, yıllarca ve üzerinde hiçbir işlem yapılmadan bekletiliyor, uyumaya terk ediliyor. Birbirinin ‘‘düşman kardeşi’’ olan partiler ve milletvekilleri, iş bu konuya gelince ‘‘kardeş’’ olmayı başarıyor! Kimse kimsenin dokunulmazlık dosyasına el atmıyor. ‘‘Milletvekili olarak görevini yapsın ama yargılanması sürsün’’ diyen, ne yazık ki olmuyor. Bu açıdan birbirlerini koruyorlar, kolluyorlar. Düğmeye basan olmuyor. İş düğmeye basmakla da kalmıyor. Dosyalar Meclis komisyonlarına havale edilecek, oralardan karar çıkacak, sonra Genel Kurul bunları görüşecek, oylamalar yapılacak, iş uzadıkça uzayacak. Genel anlayış şu: ‘‘Kimsenin üzerine gitmeyelim ki, sıra bize gelirse onlar da bizim üzerimize gelmesin.’’ Dokunulmazlık dosyaları Meclis'te yatıyor, yatıyor, yatıyor...Milletvekilleri özgürce suç işliyor, iş buraya gelip takılıyor.***Şu anda Meclis'te 146 milletvekili hakkında 256 suç dosyası mışıl mışıl uyuyor. Demek ki bunların yaklaşık dörtte biri suç işlemiş ama haklarında hiçbir işlem yapılamıyor. Yeni gelenlerin de bunlar gibi olacağından hiç kuşkunuz olmasın... Çünkü bu iş her dönem aynı. Değişen bir şey yok. Hiçbir demokraside ve dünyanın hiçbir uygar ülkesinde böyle bir rezalet, böyle bir kepazelik olamaz. Partilere ve milletvekillerine ‘‘gelin şu dokunulmazlık olayına akılcı bir çözüm yolu bulun’’ desek, Anayasa'nın bu maddesini adam gibi değiştirmeyi önersek, gülerler! İşlerine hiç gelmez... Çünkü onların suç işleme özgürlüğü, bu dokunulmazlık duvarının ardında sürüp gidecektir. Yolsuzluk, hırsızlık, ihale bağlama, tecavüz, dolandırıcılık, trafik, silah, aklınıza ne gelirse!
Yazarın Tüm Yazıları