Doktor sayısı az değil

SAYIN Sağlık Bakanı Prof. Dr. Akdağ, göreve geldiği günden beri hep doktor sayısının az olduğundan yakınıyor, gerekirse yurtdışından doktor getirmekten söz ediyor.

Haberin Devamı

Oysa hekim sayısı hiç de az değil, ülke genelinde 500-550 kişiye bir hekim düşüyor, fakat dağılımı dengesiz... Doktor sayısına kıyasla hemşire sayısı çok daha az, (teorik olarak bir hekime karşılık en az 2-3 hemşire bulunması gerekiyor, ülkemizde 120 bin hekime karşılık 80-90 bin hemşire bulunmakta), ama bakan bu durumdan hiç yakınmıyor. Acaba neden? Doktor sayısı artınca hekim bulunmayan kırsal yörelerde hekim mi bulunacak? Hayır, halen 200-250 kişiye bir hekimin düştüğü il merkezlerinde 100-150 kişiye bir hekim düşecek ve hekim işsizliği ortaya çıkacak ve sonuç olarak hekim ücretleri düşecek. Böylece ‘sağlıkta dönüşüm’ün başlıca amacı olan devlet hastanelerinin özelleştirilmesinin (yerli-yabancı tüccarlara peşkeş çekilmesinin) önü açılacak. (Şu andaki hekim maaşları bu hastanelere göz koyan tüccarların gözüne fazla görünüyor olsa gerek, geçenlerde İzmir’deki bir hastanenin sahibi hekim ücretlerinin fazlalığından yakınmıştı.)
Turgut Özal da özelleştirmeleri başlatırken, buna benzer bir yol izlemişti; KİT’lerin işçi sayılarının fazlalığı yüzünden zarar ettiğini, bu zararı sonuçta halkın ödediğini açıkladıktan sonra, devletin bu yükten kurtulması için KİT’lerin özelleştirilmesi gerektiğini söylemişti. Sonra ne yaptı? Yük olan işçi fazlalarını KİT’lerden alıp devletin diğer kurumlarına dağıttı, yani yükü devletin sağ cebinden çıkarıp sol cebine koyduktan sonra bu kuruluşları yerli-yabancı tüccarlara altın tepsi üstünde servis etti.
Şimdi yapılmak istenen de budur. Kamu Hastaneleri Birliği Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte ‘getirisi çok olan’ hastaneler yandaş veya yabancı tüccarlara satılacaktır. Bunun için önce bir ‘yük gibi görünen hekim ücretleri’ düşürülecek, muhtemelen birçok hekim de işten çıkarılacaktır. Olay budur.
Dr. Ferit KOÇOĞLU-Halk Sağlığı Uzmanı

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Yunanistan batmanın eşiğine geldi. Ekonomisi çöktü; tek kurtuluşu ise komşusu Türkiye’yle ilişkilerde yepyeni bir dönem açmaktır. ‘Türk-Yunan İmparatorluğu’ kitabımda yazdıklarım beni haklı çıkarıyor. ‘Çamlıca Hayali’ kitabımda, İstanbul’un Türkiye ve Yunanistan’ın Brüksel’i olabileceğini anlatmaya çalıştım. Konfederasyon tarzında iki devletli, çevredeki diğer ülkelerin de şemsiyesi altına girebilecği yeni bir oluşum hayalimin gerçekleşeceğine olan inancım şimdi çok daha güçlü. Avrupa’dan kopacak Yunanistan’ı ancak Türkiye kurtarabilir.”
(Yunan asıllı Türkolog Prof. Dr. Dimitri Kitsikis)

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

İKİ dönemdir CHP Bahçelievler Belediye Meclis üyeliğinde bulunan, geçen dönem Büyükşehir İmar Komisyonu Başkanlığı’nı yürüten, son seçimlerde milletvekilliği adaylığı beklentisi nedeniyle hemşerisi Gürsel Tekin’e tepki gösteren Atalay Oğul’un partisinden istifa ettiğini; Eyüp Belediye Meclis üyesi Hüsnü Bilgin’in, de bir imar planına yaptığı itirazı daha sonra geri çekerek menfaat sağladığı iddiasıyla İl Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini... m ANKARA Barosu avukatlarından Sedat Vural’ın ‘hayvan haklarının korunması’ adına; insanların, kaba eylemler üzerine başkalarına hayvan isimleriyle hitap etmesinin, ‘hayvanlara hakaret’ anlamına geldiğinin ve bu tür ifadelerin ‘Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne aykırı olduğunun tespiti konusunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdığını...

Yazarın Tüm Yazıları