Doğançay’ın otizmli çocuklara sürprizi

Güncelleme Tarihi:

Doğançay’ın otizmli çocuklara sürprizi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2010 15:35

Şişli’nin hercümerci içinde böyle bir bina ve böyle bir bahçe olduğunu tahmin edemezsiniz. Burası Tohum Otizm Vakfı. Bakımlı bahçesi “özel” çocuklarla dolu, güzelim tarihi binasındaysa bir ressam var. Ressamı tanırsınız; eserleri rekor fiyatlara satılan Burhan Doğançay.

Haberin Devamı

“Bebeler” dediği çocukları o kadar seviyor ki büyük sanaçı: “Vakıftan aradıklarında hiç düşünmeden en yüksek geliri getirebilecek resmi bağışladım.” Doğançay’ın jesti büyük, resim sürpriz. Projenin adıysa belli: “Beni Koşulsuzca Sevin”.
Hastalığın tek bir boyutunu göstermiş olsa da, hepimizin hafızasına Yağmur Adam (Rain Man) filmiyle kazındı otizm. Türkiye’de otizm denilince ilk akla gelen adres ise Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı. Bu vakıf “Otizm ve Yaygın Gelişim Bozukluğu” olan çocukların erken tanısı, özel eğitimle topluma kazandırılması ve bunun yurt çapında yaygınlaştırılması için 2003’te kurulmuş. 2008-2009 eğitim yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanarak bu alanda pilot bir okul olmuş.
Otizm konusunda ABD’nin önde gelen okullarından “Princeton Child Development Institute” (PCDI) ile işbirliği yaparak bu modelin aynısını Türkiye’ye getirmek için bir bilgi değişim anlaşması imzalamalarıysa 2005 yılına rastlıyor. Bu okulda uygulanan ve yararlılığı bilimsel olarak kanıtlanan “Davranışçı Yöntem”se bir yıl sonra Tohum Otizm Vakfı Okul Programı adı altında ilk üç sınıfıyla uygulanmaya başlamış.
Çocuklara tıraş olmaktan dişlerini fırçalamaya kadar aklınıza gelebilecek her tür beceri kazandırılıyor bu yöntemle. Tam 900 beceri sistematik bir şekilde öğretiliyor. Vakfın hiçbir kararı bilimsel danışma kurulunun onayından geçmeden alınmıyor. Her yıl Amerika’dan denetimciler geliyor ve okulun kendi standartlarına uygunluğunu kontrol ediyorlar. Tohum Vakfı’nın direktörü Binyamin Birkan’ın Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü’nde doçentlik derecesi var. Ayrıca Princeton’daki okulda da eğitim almış.

Haberin Devamı


DİLEKÇE YAZMAYI BİLE ÖĞRETİYORLAR

Vakfın kurucu başkanı Mine Narin, “Bu modeli almak bize çok zaman kazandırdı” diyor: “Otizmli çocukların kaynaştırma eğitimine gidebilmeleri ve normal gelişim gösteren akranlarıyla aynı ortamda eğitim almaları çok önemli. Türkiye 1999-2000’de kaynaştırma eğitimine geçti, yani engelli çocukların devlet okullarında diğer arkadaşlarıyla birlikte okuyabilecekleri sınıflar var. Uyguladığımız modelin başarısı normal eğitim kurumlarına gönderebildiğiniz öğrenci sayısıyla ölçülüyor. Son 3 yılda çocuklarımızın 3’ünü yani yüzde 25’ini normal okullara gönderdik. Herkes bunu sabır işi sanıyor ama tamamen teknik, metodoloji ve uzmanlık gerektiriyor.”
Otizmde erken tanı çok önemli. Mesela 3 yaşında tanı konulursa başarı şansı yüzde 50 artıyor, yani erken farkına varılırsa engelli bir çocuğa engelsiz bir hayat armağan etmek mümkün. Bu nedenle en çok 0-12 yaş arası çocuklara konsantre oluyorlar. Ancak okulun müfredatı 21 yaşına kadar çocuklara uygun. Yılda 12 ay, haftada 40 saat kesintisiz eğitim var. Özel programlarla kurumlara ve ailelere de otizmi anlatıyorlar. Otizm şüphesi altında bulunan ya da tanısı konmuş çocukların ailelerine yönlendirme ve destek hizmetleri veriyorlar.

Haberin Devamı

OTİZMLİ ÇOCUKTAN MEKTUP VAR

Okul programında 24 otizmli çocuk tam gün; 97 çocuk da seanslı eğitim alıyor. Kurs programında bugüne dek 300 otizmli çocuğa birebir eğitim verilmiş. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelerek eğitsel değerlendirme alan ve ailelerine yazılı rapor verilen çocuk sayısıysa 369.
Mine Narin’in verdiği bilgiye göre otizmli çocuk okullarında da, kaynaştırmada görevli öğretmenlerin eğitiminde de büyük boşluklar var. Otizm konusunda bilgisi ve eğitimi eksik öğretmenler otizmli çocukları sınıflarına almıyor. Bu açığı kapatmak için de bakanlıkla işbirliği yapıyor Tohum Vakfı. Başta özel eğitim öğretmenleri, rehberlik ve araştırma merkezi eğitmenleri olmak üzere eğitim veriyorlar. Kurulduğundan beri 1800 öğretmeni eğitmişler, bunlardan 120’si otizm konusunda uzmanlık kazanmış. Bu eğitimler sayesinde de 8 bin 340 otizmli çocuğa ulaşılmış. Otizmli bir çocuğa sanat eğitimi vermek içinse mutlaka özel eğitim uzmanlardan yardım almak gerekiyor. Mesela bir çocuk müzik konusunda ne kadar yetenekli olursa olsun, bu tür özel bir işbirliği olmadan piyano eğitimi alması neredeyse imkansız.
Vakfın bir başka misyonu da bilimsel dayanağı olmayan yöntemler konusunda aileleri bilgilendirmek. Vakfın hazırladığı eğitim kitinde, haklarını aramak isteyen aileler için İstanbul barosuyla 1,5 yıl boyunca çalışarak oluşturdukları dilekçe örnekleri bile bulunuyor. Otizmli bir çocuğun ağzından yazılan mektupsa okuyanları hem duygulandırıyor hem de bilgilendiriyor.

Haberin Devamı


7 BİN ÇOCUĞA DOKUNAN RESSAM

Dünyaca ünlü ressam Burhan Doğançay 114 memleket dolaşıp 50 yıl yurtdışında yaşadıktan sonra ülkesine dönmeye karar verdi. Amerikalı Eşi Angela ile uzun ve mutlu evliliğine rağmen çocuğu yok. Çocukları çok sevdiği için önce bir okul yaptırmak istemiş ama bütçesi yeterli olmadığı için vazgeçmiş. Bunun üzerine “ağaç yaşken eğilir” diyerek 6 yıl önce kendi adını taşıyan bir müze kurmuş Beyoğlu’nda. “İstanbul Modern’e üç-dört hafta fark attığımız için Türkiye’nin ilk modern sanat müzesi oldu bizimki. Aynı zamanda Balkanlar ve Türkiye’deki ilk kişisel müze. Burayı kimseden yardım almadan yaptım ama bazı hizmetler karşılığında resim verdim” diyor Doğançay.
Çocukların sanatla haşır neşir olmasını her zaman çok önemseyen Doğançay, beş yıl önce İstanbul’daki ilköğretim okulları arasında bir resim yarışması düzenledi: “7 bin resim geldi ilk yarışmaya. Jüride Adnan Çoker ve Güngör Taner gibi isimler vardı ama her çocuk güzel resim yaptığı için birinciyi seçmekte çok zorlandık. Kazananları yurtdışına göndermeyi istedik. Paris’teki müzeleri gezsin, sanat havasını teneffüs etsin diye. Ben Paris’e ilk kez 25 yaşında gittim ve dünyam değişti. İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş elinden geleni esirgemedi. Çocukları Mudo’dan tepeden tırnağa giydirdik, bebek gibi oldular. Bugüne kadar açılan bütün yarışmalara katılanların yüzde 76’sı kız. İlk yıl kazananların ikisinin de isimleri Merve, ikisi de İstanbul’un kenar mahallelerinden. Eski Radikal gazetesi yazarı ve edebiyat fakültesi dekanı Hasan Anamur Paris’i avcunun içi gibi bildiği için çocuklara rehberlik yaptı. İkinci yılın birincileri de Londra’ya gönderildi. Yarışma hala devam ediyor ve önümüzdeki yıl Türkiye çapında olacak.”
BENİ KOŞULSUZCA SEVİN
Yenilenen ve ismi Bosphours By Sortie olarak değiştiren Sortie, bu yaz kapılarını Tohum Otizm Vakfı yararına verilecek bir partiyle açıyor. Tarih 24 Mayıs. Bu özel gece; karşınızdaki “özel çocuğu” anlayabilmek, önyargısız yaklaşabilmek ve koşulsuzca sevebilmek için bir çağrı niteliğinde. Mine Narin ve Burhan Doğançay’ın “Beni Koşulsuzca Sevin” projesi kapsamında otizmli çocuklar için bir araya gelmesiyle gerçekleştirilecek gecede Doğançay’ın çok değerli bir eseri otizmli çocuklar yararına satışa sunulacak. 450 davetlinin katılacağı gecede toplanan gelir vakfın projelerinde kullanılacak. Gecenin ana konseptini oluşturan “Beni Koşulsuzca Sevin” sloganı kapsamında özel olarak hazırlanan bir çizgi film de gösterilecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!