Doğan Hızlan: Yağmur nasıl yağarmış öğrendim

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

AÇEV (Ana Çocuk Eğitim Vakfı) kuruluşunun yöneticileri ve Prof. Dr. Çiğdem K*ğıtçıbaşı, dün Hürriyet'in konuğuydular.

AÇEV, değişik projelerle hem anaları, hem babaları, hem de çocukları eğitiyor.

Hürriyet-AÇEV işbirliğinde 2000 yılında yurt genelinde yetişkin okur yazarlığı kampanyası ve 10 ilde İYOP (İşlevsel Yetişkin Okuryazarlığı Programı Uygulamaları) sonucunda 5000 kişi okumayı, yazmayı öğrendi.

Çiğdem Káğıtçıbaşı'nın anlattığı bir olayı dinledim ve göz yaşlarımı zor tuttum:

‘‘Derste yağmurun nasıl yağdığını anlattık, bir kadın bunu öğrendi ve ardından ağlamaya başladı. Demek ki o çok sevdiğim yağmur böyle oluşur, böyle dünyaya inermiş, diye.’’

Öğrenmenin mutluluğu, sevdiğiniz yağmurun nedenini öğrenmeniz.

Ötesi. Sevdiğiniz insanı da bilerek daha yakından tanımak, daha çok sevmek.

Okur-yazar sözü cumhuriyetten beri dilimizden düşmeyen ama bugün bile yavaş adımlarla yürüdüğümüz bir yol.

Çok tartışılır.

Canım okur yazarlar arttı da ne oldu, kitap okuma sayısında artış oldu mu? Bunlar neye yaradı?

Ben de çoğu zaman, okuma-yazmanın insana yararı olduğunu ama kitaba yükselmediği için hayıflanırdım.

Oysa dün öğrendiğim bazı veriler, bu yorumumu değiştirmeme neden oldu.

Okuma yazma öğrendikten sonra, özellikle kadınlarla yapılan röportajlardan şu sonuç çıkıyor:

‘‘Haberleri anlayarak dinliyoruz.’’

Türkiye'de her dört kadından birinin okuma yazma bilmediğini düşündüğünüzde, bu çalışmaların önemini algılarız.

İşte, seçime kadar uzayan yolda bir siyasal bilincin kıpırtıları.

Analitik düşüncenin ilk nebulası, haberin ardındaki doğruyu anlama aydınlığı.

Kelimelerin ardındaki kavramlara doğru başlayan bir yolculuk.

Okuma yazma öğrendikten sonra AÇEV'e ve Hürriyet'e yazılan mektupların duygusal bir özelliği de var.

Nice insan derdini, sıkıntısını, mutululuğunu, ailesini anlatabilmek için okuyup yazmayı beklermiş.

Ne hoşuma gitti.

Okuma-yazma öğrendikten sonra arkadaşına Hindistan cevizli kurabiye ile Patlıcan dolması tarifini yazmış.

* * *

KIRK yaşında okuma-yazma öğrenen insan yazar olabiliri mi?

Azimliyseniz evet.

Dudu Akpınar'ın serüvenini okuyunca siz de olur diyeceksiniz.

Dudu Akpınar'ın 'Benim Tek İstediğim Bir Kitap Yazmaktı' (Boyut Yayınları) küçücük, gerçekçi, otobiyografik öykücüklerden oluşuyor.

Okuma-yazmadan sonra, yaşamının engebelerini bütün açıklığıyla yazmış. Sanırım bu kitabı okuyanlar, yaşlarına bakmayıp, okuma-yazma öğrenecekler.

* * *

HERKESİN bir öyküsü vardır. Yazabilene.

Yazarın Tüm Yazıları