Doğan Hızlan: Türkler dışarda daha başarılı






Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

DÜNKÜ Hürriyet'in kültür sayfasında Berlin Film Festivali haberi üzerine düşünmemiz gerekiyor.

Festivalin seçiciler kurulunda Almanya'yı Türk yönetmen Fatih Akın temsil ediyor.

Gene bir Türk yönetmen Ferzan Özpetek de İtalyan yapımı Le Fate Ignoranti(Cahil Kader Perileri olarak dilimize çevrilebilir) filmiyle yarışmaya katılıyor.

İki taze örnek bende bir yargıda özetlendi:

Türkler yurt dışında daha başarılı.

Ferzan Özpetek'in Hamam ve Harem Suare filmlerini seyrettim ve çok beğendim.

İkisi de doğu ile batının birbiriyle flört ettiği bir Türkiye panoramasıydı.

Daha önceki yıllarda yurt dışı festivallerde yarışma dışı ya da yarışma içi, özel bölümlerde gösterilen Türk filmlerini hatırladıkça, uluslararası sinema arenasında varlık gösteremeyişimizin nedenini çok merak ediyorum.

Hiç kuşkusuz bunun analitik açıklaması sinema eleştirmenlerine düşer.

İki Türk, başarılarını yurt dışında yaşamalarına mı borçlular?

Yaratma, çalışma özgürlüğünün sınırsızlığı mıdır onları başarılı kılan?

Ekonomik olanaklar, bir filmin gerçekleşmesini kolaylaştırıyor mu?

Bir batı ülkesinde yaşayan Türk, yerelle evrenselin mukayesesini daha sağlam bir mantık içinde mi yapıyor?

Ülke seyircisi bir sanatçı için kısıtlayıcı bir nitelik mi?

Yurt dışında yaşayan biri, böyle bir ölçüyü belki de aklından bile geçirmiyor.

* * *

YUKARDAKİ soruların cevabını kesin biçimde veremiyorum.

İki açıdan, iki ülkeden bakınca, farklılıklar nerede uyuşuyor, nerede ayrılıyor, saptayamıyorum.

Ancak bir sinema seyircisi olarak bazı yorumlara varabiliyorum.

Bir zamanlar, Türk filmlerinin uluslararası festivallere gönderilenleri için, onlar yabancılar için çekiliyor suçlaması yapılırdı. Bu gerekçeden sonra kazanılan ödülü de bunun gölgesinde bırakırlardı.

Asla katılmadığım bir suçlamadır bu. O amaçla bile çekilse, bu gerekçe kabul edilmezdir.

Batının hoşuna giden bir Türkiye panoraması da artık bu günde inanılırlığını, geçerliliğini çoktan kaybetti.

Son yıllarda Türk sinemasının seyirciyi tekrar salonlara çektiğini, Türk fimlerinin gişe hasılatı yaptığını sevinçle açıklıyoruz.

Yıllardır özlediğimiz bir çizgi yükselmesine tanık olunca, acaba uluslararası ölçütleri gözönüne almıyor muyuz?

Gişe rekorlarına sayfalar ayırdığımız filmlerimiz, sınırdan dışarı çıkınca tek sütunluk haber olamayacak kadar başarısız mı?

Yurt dışı için çekilen filmler suçlaması şimdi sanırım tersine döndü, bu kez de bizim seyircimiz için çekiliyor. Onların beğenmesi önemli değil.

Bunlar sadece bizim seyircimizin beğenisini yansıtan ama uluslararası sinema festivallerinde ödül alamayacak filmler mi?

Çok mu yerli?

İran sineması bu kuralın dışında nasıl kalıyor?

Yoksa sinemamızı tanıtamıyor muyuz?

Genç yönetmenlerin kazandığı ödüller, büyük festivallerden değildi.

Büyüklük ölçüsünde çok mu tutucu davranıyorum acaba.

Ne var ki bir filmin ticari şansını belirleyecek büyük festivallerde adımız duyulmuyor.

Cannes, Venedik, Berlin gibi.

* * *

SEYİRCİ salona döndü sevinci ile idare edelim diyorsanız mesele yok.

Yazarın Tüm Yazıları