Doğan Hızlan: Sincan'da roman sesiyle uyanmak

Doğan Hızlan
Haberin Devamı

CEVDET Kudret Roman Ödülü'nü bu yıl Bin Hüzünlü Haz kitabıyla (Adam Kitabevi) Hasan Ali Toptaş kazandı.

Tank görüntüleriyle anımsadığımız Sincan'dan bu kez bir romancı geldi İstanbul'a.

Cevdet Kudret (1907-1992) Yedi Meşale akımından bir edebiyatçı.

Romancı, şair, edebiyat tarihçisi, eleştirmen, denemeci Cevdet Kurdret'in hepimizin üzerinde büyük emeği var.

Bin Hüzünlü Haz'ı okurlarımıza kısaca, roman üzerine yazılmış bir roman, diye tanıtabilirim.

Romanın kahramanı yok, yazarın dediği gibi Kafka'nın 'K.'sını daha da aza indirgemiş.

Daha önce Yunus Nadi Roman Ödülü'nü de kazanan Hasan Ali Toptaş'ın belirgin özelliği, dile, üsluba verdiği önem.

Bin Hüzünlü Haz'ı sindire sindire, tadını çıkararak okursanız, romancının dilini sever, okuma ritmine kendinizi kaptırabilirsiniz.

Şehirden bozkıra, yalnızlıklara uzayan bir iç dünya zenginliği.

İyi bir okur kendini onunla özdeşleştirebilir.

Fethi Naci de onun betimlemelerindeki başarısına değindikten sonra şöyle yazmış:

‘‘Hasan Ali Toptaş, temiz bir Türkçe'yle yazıyor; cümle içinde sözcüklerin yerleriyle ustaca oynayabiliyor, devrik cümleyi yerli yerinde kullanıyor; roman dili üzerinde düşündüğü belli; daha şimdiden birçok ünlü romancımızdan çok daha iyi kullanıyor dili.’’

Başka bir incelemeci, Yıldız Ecevit de, Toptaş için; ‘‘Yüzyılın son çeyreğindeki Türk edebiyatının birkaç kilometre taşından biri’’ yargısına varıyor.

* * *

HASAN Ali ToptaşErtuğrul Özkök'e anlatırken, belleğinde başka bir ünlü romancı adı uyanıyor:

‘‘Demek ki yeni Yusuf Atılgan.’’

Bu tesbitin ardından, Yusuf Atılgan'ın İstanbul'a ilk gelişini düşünüyorum.

Laleli'de bir kıraathanenin üstünde; ben, Onat Kutlar, Adnan Özyalçıner, Kemal Özer.

Utangaç, konuşurken önüne bakan bu adam hepimizin hayran olduğu Aylak Adam romanının yazarı. Elinde hiç sönmeyen bir Birinci sigarası. Türk romanını, dünya romanını hatmetmiş.

Türkoloji'de okumuş. Manisa'nın Hacırahmanlı köyünde çiftçilik yapıyor.

Yalnız bir adam Hasan Ali Toptaş da, sadece okuyor ve yazıyor. Yusuf Atılgan İstanbul'a yerleştikten sonra o yalnız yaşamını sürdürmeye çalışmıştı.

Toptaş büyük şehirlerin gürültüsünden ve baştan çıkarıcılığından uzakta roman yazıyor.

Oscar Wilde en çok Honore de Balzac'ı, Stendhal'i sevdiğini açıklamıştı. Çünkü zindanda, onların darağacında can veren kahramanlarını hatırlıyordu.

Toptaş, hayran olduğu, özellikle okuduğu üç yazarın adını verdi:

Yusuf Atılgan, Bilge Karasu ve Oğuz Atay.

Sanırım bu seçim bile, onun yazarlık çizgisi konusunda size epey fikir veriyordur.

* * *

BİN Hüzünlü Haz'ı okuduğunuzda iyi bir romancıyı tanımaktan mutlu olacaksınız.

Yazarın Tüm Yazıları