Doğan Hızlan: Reklam dediğin böyle olur

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

TÜKETİCİ ruhu bende gelişmiştir. Alışverişten hoşlanırım. Bu yüzden de reklamları çok severim. Önemli olan reklamın estetik duygularıma hitabıdır, reklamı yapılan maddeye ihtiyacım olup olmaması ikinci planda kalır.

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın 'Tiyatro Festivali' için hazırladığı katalogdaki ilanları gördüğümde, reklamın sanata/sanatçıya olan sevgisinden, saygısından etkilendim doğrusu.

Reklamın yaratıcı gücünün, konuya göre buluşların önemini bir kez daha anladım.

Reklam estetiğinin aldığı yolu bu reklamlarda izleyebilirsiniz. Yıllar önce böyle kataloglara baştan savma, konuyla, temayla yakından uzaktan ilgisi olmayan baştan savma bir reklam gönderilirdi.

Reklam, sanata önem vererek reklam sanatında da bir ilerleme kaydetti.

***

BEĞENDİĞİM reklamları tanıtayım size...

Hoşuma gitme gerekçelerini de sarılamış olurum.

Koçbank'ın reklamında sahnede metin okuyan bir aktör ve iki seyirci. Sloganı: Empati.

Başarılı tiyatrocu, canlandırdığı karakterin gözleriyle görür her şeyi...

Biz de hayata sizin gözlerinizle bakarak, sizin için çözümler üretmeyi sürüdürüyoruz.

Sanattan ekonomiye insanı rahatsız etmeyen bir geçki.

Tiyatrocu olmasa ben bunu okumazdım.

Renault, siyah deri bir koltuk koymuş ilana, üstüne de sadece 'İyi seyirler' yazmış.

Festivalin taşıyıcısı DHL'in yazısı şu:

'İsteyin, onu da getirelim!'

Ve afişte yer alan kitabın adı:

Samuel Beckett, Godot'yu Beklerken

Hürriyet'in reklamında büyük bir İstiklal Caddesi fotoğrafı var.

Yukardaki yazı tırnak içinde:

'Şehir tiyatrosu'

İstanbul büyük bir sahne ve hepimiz bunun oyuncuları, her gün rolümüz değişiyor ya da her gün aynı rolü oynayarak tekdüze bir ömrün rekorunu kırıyoruz.

‘‘İstanbul büyük bir sahne...

Her yeni gün, yeni bir oyun perdelerini açar bu şehirde...

Tiyatronun hayatla buluştuğu bu özel günlerde sizinle birlikteyiz.’’

Hayatla sanatı birleştiren bir hatırlatma.

Milliyet, tiyatronun iki maskını koymuş, ‘‘Tiyatro... Yeniden’’ diyerek. Radikal, bir CD'nin görüntüsünde, okurlarının sanata yatkınlığını belirterek, tiyatroya gidecekleri kanısını örtülü biçimde iletiyor.

Sabah'ın reklamı çok yalın.

Siyah bir zemin üzerinde tek bir cümle:

‘‘Sahnede bizim de tozumuz olsun dedik.’’

Yeni Binyıl, Haldun Taner'in Sersem Kocanın Kurnaz Karısı'na bir gönderme yaparak tiyatro festivalini anımsatıyor:

‘‘İki kalas bir heves’’

Türk Hava Yolları'nın reklamında kanatı çağrıştıran yana açılmış iki el var.

Sanatçının elleri ile kanat esprisi yaratıcılıkta buluşmuş.

Yazısı da güzel:

‘‘Bu oyunda bizim de rolümüz var.’’

Wall Şehir Dizaynı, reklamını minimalist bir anlayışla oluşturmuş:

‘‘Festiwall’’ yazarak.

Aktif Dağıtım İletişim Hizmetleri A.Ş.'nin görselliği ve sözleri uyum içinde:

Bir karede bohça içinde bir çocuk, diğer karede bir zencinin elinde beyaz çocuk.

‘‘Leylekler kapıya bırakır

Biz teslim ederiz.’’

***

KURUMLARIN sanata verdiği özel ilgiden kim memnun olmaz.

Reklam verenler kadar, ilanı hazırlayanlara da bana verdikleri estetik haz için teşekkür ederim.

Yazarın Tüm Yazıları