Doğan Hızlan: Hoş geldin 'Güle Güle'

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Siz, ünlü bir filozofun, 'Dostlarım dost yoktur,' paradoksuna inanmayın.

Her zaman, üzüntülerimizi ve sevinçlerimizi paylaşacak bir dosta ihtiyacımız vardır.

Her zaman, küseceğimiz, yerden yere vuracağımız bir dostun eksikliğini duyarız. Dostların münasebeti güllük gülistanlık değildir, dikenleri de ayıklamasını bileceksiniz. Kimileri ısırgan otu gibidir, kimileri kadife çiçeği gibi.

Zeki Ökten'in Güle Güle'sini seyrederken, zihnimde hep dostlar ve dostluk üzerine çeşitlemeler yaptım.

Gönendirdiğim, haksızlık ettiğim, kırdığım, özür dilediğim, nefret ederken bile sevdiğim dostlarımı düşündüm.

Benim gibi kuşkulu bir adamın bile gerçekten inandığı, sevdiği, kızdığı dostları vardır. Onları bazen rahatsız edercesine severim.

Onlara sadıkımdır.

Sizi bırakıp giden ve dönmeyen/dönemeyen dostlarınızın acısı onulmaz bir yara gibidir.

Hakkı Devrim'in Güle Güle filmini Zihni'yle birlikte seyrettik yazısını (6 Şubat 2000 Pazar, Radikal) okurken işte Güle Güle bu dedim. Onu böyle anlatmak lazım.

O, unutamadığı arkadaşı tiyatro dünyasının ustalarından rahmetli Zihni Küçümen'i öylesine güzel anmış ki yazısında, benim, kaybettiğim dostlarıma nerdeyse ağıt yazdıracaktı.

Hele dünya görüşünü, zevklerini, tutkularını paylaştığınız dostların yokluğu belli bir yaştan sonra, insanı hava gibi sarar, her an kendini hissettirir.

***

GÜLE GÜLE'de küçük bir adada yaşayanların, birbirine olan bağlılıkları şiirsel bir dille aktarılmış bize.

Her gün bir arada olan, artık tek bir aile gibi yaşayan insanların masalı.

Ustaların kenteti benim için Güle Güle. Bu kenteti unutamayacaksınız: Metin Akpınar, Zeki Alasya, Şükran Güngör, Yıldız Kenter ve Eşref Kolçak.

Sanki kamera karşısında değiller de hayatlarından bir kesiti canlandırıyorlar.

Horlanan değerleri yeniden dirilttikleri için.

Yıldız Kenter, rutin bir yaşamda sevgisini yüreğinde saklayan bir sevecen kadını, Metin Akpınar, uzak bir aşkı -sevgilisi Küba'da- hayal ederek bile mutlu olunabileceğini, bir kara sevdayı dostlarla birlikte yaşamanın tadını, Zeki Alasya yalnızlığın panzehirinin sadece ve sadece dostluklar ve dostlar olduğunu, Şükran Güngör kırgınlığı bir uğraşa adayarak gidermenin iç burkan hüznünü, Eşref Kolçak, sevgisini, aşkını belli etmeyen evli bir sevgiliyi ne güzel oynuyorlar.

Madam'da Güler Ökten, bu insanlara taze süt ikram ederken bile, çekemediği dertleri bölüşmenin tadını bize hissettiriyor.

***

GÜLE GÜLE'yi mutlaka görün.

Benim için sadece sıcak, güzel bir film değil. Yitirdiğimiz insanlık hücrelerini tazelememizi sağlayacak bir şifa kaynağı.

Yazarın Tüm Yazıları