Doğan Hızlan: Goethe, Hemingway veya Yaşar Kemal

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

ALMANYA Başbakanı Gerhard Schröder'in Berlin'de Dünya Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu üyeleri ile sohbetinde söyledikleri, bir ülkede yaşayan yabancıların o toplumdaki kültürel konumları üzerine düşünmeye çağırıyor.

Uzun bir inceleme konusu. Dünyanın ortak kültürü ve kesişme noktaları.

Yabancı ülkede yaşayanları derinden ilgilendiriyor.

Kültür, özellikle edebiyat üzerine söylediklerinin uygulanma, benimsenme oranı ne kadar?

Bakın ne diyor:

'Yabancı, Goethe veya Schiller yerine Hemingway veya Dostoyevski'yi benimseyebilir. Bizim de artık Alman tutuculuğunu terketmemiz lázım. Öncü Kültür muhalefet tarafından ortaya atıldı. Bu içi boş bir kavramdır. İsteyen istediği anlamı veriyor. Alman kültürünün büyük bölümü Yahudi kökenlidir. Bu bakımdan Alman öncü kültürü diye bir şey söz konusu değildir.'

Genel anlamda doğru; yabancı toplumda ulusal kültüre adım attığınızda eklemeler ve düzeltmelere, genişletmelere muhtaç.

Kültüre, edebiyata küresel bir yaklaşım diye tanımlayabilir miyiz bu konuşmayı?

Başbakan, demek istiyor ki, ille de belli bir ulusun, bizim ulusun, edebiyatımızın yazarlarını okumasını şart koşmuyoruz ama eşdeğer kalitede dünya yazarlarını bilmesini istiyoruz.

Yoksa Avrupa toplumuyla uyum sağlayamayız.

Gerçekten de ortak ölçütlerin sentezi olan Avrupa kültürü, uygarlığı için doğru bir gerekçe.

Almanya'da yaşayan yabancıların belli bir kültüre sahip olması kasdediliyor. Evet, ille de Alman dilinin ve edebiyatının ustaları söz konusu değil.

Adını verdiği dört yazar da, edebi kalitesini edebiyat tarihi içinde kanıtlamış yazarlar. Hem kendi hem dünya edebiyat tarihinin sayfalarında.

Ünlü yazarların evrensel özellikleri, ulusal nitelikleri bir arada varolur.

Bir ulusun insanlarını, onların yazarlarından tanımıyor muyuz?

* * *

EDEBİYAT, kültürün bir parçasıdır.

Kültür yaşama biçimini de içerir. Alman yazarını okumadan, edebiyatını bilmeden, o ülkenin yaşama biçimini sadece dış görünüşünden mi anlacaksınız?

Schröder, edebiyatı, hayatın içinden soyutlayarak tanımlamış.

Yabancılar, kendi yazarlarını da okumalılar. Yaşar Kemal'den Adalet Ağaoğlu'ya nerede yaşarlarsa yaşasınlar okumalılar.

Önce kendilerini, sonra başkalarını tanıyacaklar böylece.

Almanya'daki yurttaşlarımız, Almanya'yı eserlerinde çeşitli yönleriyle, Türklerin ve Almanların açısından başarıyla, gözlem ve saptama ustalığıyla anlatan Türk yazarlarını okumadan kendilerinin bulunduğu konumu nasıl tayin edecekler?

Bekir Yıldız'ı, Adalet Ağaoğlu'yu, Füruzan'ı, Yüksel Pazarkaya'yı, Aras Ören'i, Güney Dal'ı, Zafer Şenocak'ı, Feridun Zaimoğlu'nu es geçerlerse o toplumda tutunamayabilirler.

Bizim yurttaşlarımız kadar Almanların da Türk yazarlarını okumasını isterim. Onların da bizi tanıması için.

* * *

BİR ülkede yaşayan, o toplumun düzenine, yaşama biçimine elbette saygılı olmalıdır.

Ancak yabancıların da kendi özel, yerel, ulusal kültürlerini var edebilme özgürlüğüne hoşgörüyle bakılmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları