Doğan Hızlan: Eğitim üçgeninde kopukluk var mı

Doğan HIZLAN

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI, 'Çağdaş Öğretmen Profili' konulu bir araştırma yaptırmış. Anadolu Ajansı'nın haberine göre, MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı'nın amacı, halen görev yapan öğretmenlerin niteliklerinin yeterli olup olmadığı ve çağın gerektirdiği nitelikleri taşıyıp taşımadıklarını saptayabilmek.

Vermeden almak bizim işimiz ya. Araştırma da bunun son örneği. Sorular arasında; 'Öğretmenler öğrenciler arasındaki bireysel farklılıkları görebiliyor mu, öğretmenler öğrencilerini tanıyor mu?' da var.

Öğretmen çoğunluğu, soruları olumlu biçimde yanıtlarken, müfettiş ve öğrencilerin çoğunluğu olumsuz yanıtlar vermiş.

Yargımı yazmalıyım: Ben öğretmenlerden yanayım.

***

BÖYLESİNE anketlerden çözüme yarayacak sonuçlar, veriler elde edileceğine inanmam.

MEB'in yaptığı resmi soruşturmaya, öğretmenin ne cevap vermesini bekliyorsunuz. Kimse bu tür anketlerde doğruyu söylemez, kendine yontar, üstelik öğretmen grubu şimdiye kadar kime yarandı ki... Öğretmenin yaşadığı, çalıştığı koşulları düşünmeden, onu anlamadan yapılan eleştirmeler, ne gerçekçidir ne de insaflı. İlişkilerde nasıl kopukluk olmasın? Kalabalık sınıflarda öğretmenin her bir öğrenciyle ayrı ayrı ilgilenip onu yetiştirmesi olanağı var mı?

İnanmadığımızı eleştiri konusu yapmayalım. Öğretmenlerin, öğrencilerin bireysel farklılıklarını göremediklerini belirtmiş müfettiş ve öğrenciler. Öğrencilerin yüzde 62.9'u yani çoğunluğu -hepimiz o sıralarda öyleydik- içlerindeki cevheri öğretmenlerin ortaya çıkaramadığını, farklılığını anlayamadığını söyleyerek tembellik eder. Hayat boyu da öğretmenini suçlar.

Ne yazık ki veliler de çocuklarının bu görüşüne katılırlar.

***

MEB'in araştırmasını yetersiz, gerçeklere değinmeyen, öğretmenlerin fedakár durumunu ortaya çıkarmaktan uzak buluyorum.

Ben öğretmenlerden yanayım.