Doğan Hızlan: ‘Bir Ömre Bedel’dir

Doğan HIZLAN

MÜZEYYEN SENAR artık şarkı söyleyemeyecekmiş.

Bir şarkıcı için ne acıdır.

Çünkü sahne sanatçıları, son nefeslerini sahnede vermek isterler, yani gerçek yaşam mekánlarında.

Ünlü soprano Melba, son notasını sahnede söyledi, Mario Lanza'nın hayat öyküsünü sinemada seyredenlerimiz vardır.

Giuseppe Sinopoli, elinde batonla noktaladı mesleğini ve yaşamını.

Artık söylemeyecek, dinleyecek.

Yeni CD'si Diva'mız Müzeyyen Senar 2001'i dinlerken, onun plak ve sahne öyküsü, çocukluğumdan bugüne uzayan ses bandında yeniden canlanıyor.

Kimi zaman ses Odeon plaklarından, yılların ötesinden geliyor, kimi zaman sahnedeki görüntüsüyle ses örtüşüyor.

Müzeyyen Senar'ın klasik şarkılardan oluşan programını hálá anımsıyorum.

İstanbul Radyosu'nda şair Baki Süha Edipoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Ehl-i Dil programında Tamburi Ali Efendi'nin ünlü bestesini okumuştu:

Senden bilirim yok bana bir faide ey gül.

Issız yaz gecelerinden biriydi, üstelik cumartesiydi, herkesin başka dünyalarda avunduğu saatler.

* * *

DEĞİŞİK sanatçıların onun sesine eşlik etttiği, Bir Ömre Bedel'i dinleyip yazmıştım.

Ünlü, ekol niteliği taşıyan bir ses sanatçısına sesle saygılarını, sevgilerini sunması çok hoşuma gitti.

Bazı parçalar vardır, o ses sanatçısıyla birlikte doğarlar ve yaşarlar.

Keklik'i, Feraye'yi kimden dinlerseniz dinleyin, onun tınısı sürüp gider.

Yeni CD'deki iki besteyi dinlemenizi özellikle tavsiye edeceğim.

Güşen-i Hüsnüne ve Geçti Sevdalarla Ömrüm.

İyi bir bestenin, iyi bir üslubun, müzikteki önemini kim inkár edebilir?

Geçmişten Günümüze Türk Müziği (Türkiye İş Bankası) CD'lerinde, onun kariyerinin, ilk yıllarındaki o bazen hüzünlü, bazen neşeli, bazen baştan çıkarıcı, bazen anılara yollayan icrasını bulursunuz.

* * *

ONUN sesini dinledikçe, sadece bizim yerküremiz altında yaşadığını bilmemiz bizi mutlu ediyor.