Doğan Hızlan: Aşk virüsü yalnız bilgisayarları vurmaz

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

HÜRRİYET'teki bir haber beni teknolojiden başımdaki bahara götürdü:

Aşk virüsü bilgisayarları vurdu

Ona çare bulunur da, insanı vurursa ne olur. Teknoloji henüz buna çare bulmadı.

O virüsten uzak durabilirim ama diğerinden asla.

İlk bilgilere bakılırsa, aşk virüsünü, I love you'yu yaratan çocuk 23 yaşında Filipinli bir öğrenciymiş. Baharı başına vurmuş.

Doğrusu herkesi teslim alabilecek bir cümle bulmuş. Tam baharın ilk günleri gelmişken, herkes Aşk imiş her ne var álemde dizesini mırıldanırken, bu hitaba hemen cevap vermek gerekir. Gördünüz mü yaptığı haytalığı. Eros'un okuna teknolojiyi alet etmiş. Kimbilir kaç kişiyi canevinden vurmuş.

Bahar ayında insanlar aşk teklifine ne kadar da hazırmışlar.

I love you'yu yaratan çocukta - ki bence bir yaratıdır - habis bir zeka var. Şimdi kıs kıs gülüyordur. Bu da bir başka zemzemci. Herkesi öyle ya da böyle peşine düşürmenin zevkini de çıkarsın çocukcağız.

Mutsuz bir genç herhalde, baharda kötülük düşünebilmek için sevgilinizin olmaması lazım.

Sevgilisi olmayanlar da iştahla bunun üzerini tıkladılar.

Hadi Uluengin sürekli bir aşk halet-i ruhiyesi içinde yaşadığından, bu hitaba hemen kapılmış olabilir, neyse ki belki ilk kez bu hitaba kapılarını değil de bilgisayarını kapatmış.

Böylece bu baharı da yeni bir aşkla bitiririm, diye düşünürken cumartesi günkü I love you yazısından öğrendiğime göre, hevesi kursağında kalmış.

Mesihi'yi dinlesin, aşkını bir başka bahara ertelesin.

* * *

VİRÜS artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Bilgisayarları kullandığımız müddetçe.

Protestocular, dünyanın gidişatını beğenmeyenler, bireysel yeteneklerini kanıtlamak sevdasında olanlar, artık meydanlarda toplanacağına ekranı tercih ediyorlar.

Cop yemeden, üzerinize su sıkılmadan, tutuklanma tehlikesi olmadan düşündüğünüz her şeyi kitlelere iletebiliyorsunuz.

Filipinli gencin yaptığı bir zeka ıspatıdır. Zekanın iyisi kötüsü olur mu? Ancak zekasını kötüye kullandı, diyebiliriz.

Ben gene de zekasına saygı duydum.

Ortalarda dolaşan aşağı yukarı on bin virüs varmış.

Bizim bir de Uğur Mumcu virüsümüz vardı, zarar vermedi ama onun ölümünü protesto etmek amacıyla gönderiliyordu.

Leonardo, Çernobil virüslerini de unutmayın.

Onların da bir mesajı var. Uğur Mumcu'yu, Çernobil'i unutmayın diyorlar. Bizi bazı konularda uyanık ve canlı tutmak istiyorlar.

Dünyada bireyselliğin önemini, kötü yolla da olsa, gündeme getiren bir eylem. Bence bireyselliğin zaferi.

Kurumlara, örgütlere karşı tek başına bir zafer.

Teknoloji ile bireysel zekanın ölüm dansıdır virüsler.

Bir bigisayarcı arkadaşım da aklımı karıştırdı. O daima öküzün altında buzağı aradığı için, bana, işin ticari yanını da unutmayalım dedi.

Her virüs için bir anti-virüs programı üretilir, firmalar da bunu satar.

Bunu anlatırken, şimdi arkasından da 'kahrolsun oligarşi' gelecek diye bekliyorum ve geliyor.

* * *

BİLGİSAYARDAN da gelse, virüs de olsa 'I love you' diyeni cevapsız bırakmayın. Çöken bilgisayarınızı kapatın, kırlara açılın, siz de I love you diye seslenin.

Aşk bir virüs müdür?

O konuda yorum yapacak güçte birine rastlamadım.

Bilgisayardaki I love you'yu bir tuşta yok ediyorsunuz ama gönlünüzdeki virüs yıllarca içinizden çıkmıyor.

Dilerim bilgisayarınızda değil de yaşamınızda size hep I love you diye seslenecek biri çıksın.

Yazarın Tüm Yazıları