Dizikolik sayılırım

 Türkiye'nin her şeyini özlediğini söyleyen Hido, "Genelde maç zamanı otelde dinlenirken internetten dizileri izlemeye çalışıyorum. Favori dizilerim "Kurtlar Vadisi", "Annem" ve "Elveda Rumeli". Özellikle "Kurtlar Vadisi"ni kaçırmamaya çalışıyorum" diyor.

- NBA'in sosyal çalışmalarını yürüten NBA Cares ve bilgisayar markası Lenovo'nın düzenlediği "Sınır Tanımayan Basketbol (Basketball Without Borders)" organizasyonu kapsamında, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı Zeyrek Öğrenim Birimi Teknoloji Odası'nın açılışı için buradayız. Sizce NBA'in düzenlediği bu tür organizasyonlar yeterince efektif mi?
H. Türkoğlu: Mutlaka... Benim de çocukluğumda idol olarak gördüğüm sporcular vardı, onlarla aynı ortamda bulunmak bir çocuğu nasıl mutlu ettiğini çok iyi biliyorum. Burada sevdikleri bir NBA oyuncusuyla konuşmak her çocuğu sevindirir diye düşünüyorum. NBA'in düzenlediği bu tür organizasyonların çok büyük faydası var. NBA yıldızları sayesinde medyanın bu tür organizasyonlara dikkate çekiliyor bu da sosyal yardım organizasyonlarının daha kolay duyurulması anlamına geliyor. Ben bu tip organizasyonlara çok katıldım, çocuklarla birlikte olmak çok güzel.

- Çok güzel bir sezon geçirdiniz. NBA'de Gelişme Gösteren En İyi Oyuncu seçilmek nasıl bir duygu?
Hidayet Türkoğlu: Teşekkür ederim. Yıllardır büyük emek harcadım ve sonunda bu emeğin meyvelerini toplamaya başladım, çok mutluyum. Çoğu insan tarafından iyi bir oyuncu olduğum biliniyordu. Şimdi bir üst seviyeye geçtiğim, bu unvanla kanıtlanmış oldu.

Çocuklara büyük destek

- Asıl önemli olan Orlando Magic'te son topları sizin kullanıyor olmanız...
H. Türkoğlu: Zaten bir basketbol oyuncusunun da gelmek istediği üst nokta budur. En kritik anlarda sorumluluğu üstlenmek, antrenör ve takım arkadaşlarının bu sorumluluğu size vermesi, NBA'de gerçekten önemli bir durum. Çünkü NBA'de isim yapmış, belli bir yere gelmiş oyuncular bu tür sorumlulukları üstlenir. Ben yıllardır milli takımda da bu sorumluluğu almış bir oyuncuydum. NBA'de de bu şans bana verildi. Boston Celtics, Miami Heat, Chicago Bulls ve daha birçok maçta attığım son saniye sayılarıyla bu şansı en iyi şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum. Tabii kaçan sayılar da oldu ama o pozisyonlarda bile takımım bana güvendi. Bu güven duygusunu elde etmek çok önemli.

- Özellikle play-off'larda, Detroit maçında, son topta Tayshaun Prince'in üzerinden smaca gittiğiniz pozisyon nefes kesiciydi. Smacı kaçırdınız ve eleştiri aldınız.
H. Türkoğlu: O pozisyonda smaca gitmeyi doğru karar olarak düşündüm. Smaca giderken ya basket olur ya da faul çalarlar diye düşündüm ama Tayshaun'un benden uzun olması, zamanlaması ve özellikle de kollarının uzun olması basketi engelledi. Sonuçta adam sağlam bir blok attı. Söylenecek fazla bir şey yok. Son topların böyle de büyük riski var.

- Basket olmasa da o pozisyon bence lider oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğinizin en güzel göstergesiydi.
H. Türkoğlu: Demin de söylediğim gibi ben çoğu maçta son saniyede üçlük attım. Kaçırdıklarım da oldu ama bu sene NBA'de son periyotlarda Lebron James ve Kobe Bryant'ın ardından en çok sayı atan üçüncü oyuncuydum. Bence bu unvan da çok önemli.

- Bir röportajınızda, Amerika'da olmanıza rağmen Türk dizilerini kaçırmadığınızı söylemişsiniz...
H. Türkoğlu: Evet, fırsat buldukça takip ediyorum. Genelde maç zamanı otelde dinlenirken internetten izliyorum. Favori dizilerim "Kurtlar Vadisi", "Annem" ve "Elveda Rumeli". Özellikle "Kurtlar Vadisi"ni kaçırmamaya çalışıyorum.

- Biraz da Amerika'daki yaşamınızdan konuşalım. Dostlarınız ve aileniz dışında Türkiye'ye dair en çok neyi özlüyorsunuz?
H. Türkoğlu: Türkiye'nin her şeyini özlüyorum aslında. Sezon bittikten bir hafta sonra hemen Türkiye'ye geliyoruz. Burada tatil geçirmek için çok güzel yerler var. Özellikle İstanbul'u ve mekanlarını çok özlüyoruz. Saçma bir örnek olacak ama ABD'de denize girdiğinizde her zaman üzerinizde bir korku oluyor, "Acaba denizden köpekbalığı çıkar mı" diyorsunuz. Okyanusta rahat yüzemiyorsunuz ama burada öyle bir sorun yok.
Banu Türkoğlu: Türkiye vatanımız, her şeyini özlüyoruz ama ABD'de de çok iyi dostlarımız var. Onlar bana Türkiye'den uzak kaldığımı hissettirmiyor açıkçası.
H. Türkoğlu: Orlando'da dördüncü yılım, orada da çok iyi bir çevre edindik. Takım arkadaşlarımla aram iyidir, sık sık gidip geliriz birbirimize. Zaten ailelerimiz de sık sık bizi ziyarete geliyor, canımız çok sıkılmıyor.

- Hido'nun maç programı çok yoğun değil mi?
B. Türkoğlu: Evet, haftada dört maça çıktığı bile oluyor. Deplasman turnesine çıktığında ise 15 gün eve gelmediği oluyor.
H. Türkoğlu: Bu konuda eşim biraz haklı. NBA'in maç programı çok yoğun. Bu da bizim işin bir cilvesi. Ama o da bu duruma alıştı.
B. Türkoğlu: Evet, o kadar alıştım ki, senenin yarısını yalnız geçiriyorum! (Gülüyor) Yılbaşını, doğum günlerimi hep tek başıma geçiriyorum.

- Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?
B. Türkoğlu: Dışarı çıkmayı, farklı mekânlarda yemek yemeyi seviyoruz. Tabii bu biraz da benim iyi yemek yapmamamdan kaynaklanıyor.

11 EYLÜL BİZİ ETKİLEMEDİ

- 11 Eylül olaylarından sonra Amerikalılar'ın Ortadoğu ülkelerine olan bakışları değişti. Türkiye de zaman zaman bu durumdan nasibini alıyor. Siz böyle bir baskı hissetiniz mi hiç?
H. Türkoğlu: Bana hiç negatif bir yansıma olmadı. Tabii sporcu olduğumuz için seviliyoruz. Ben her fırsatta Amerikalı arkadaşlarımıza Türkiye'nin ne kadar güzel bir ülke olduğunu anlatıyorum. Bruce Bowen örneğini vereyim. Bowen, San Antonio Spurs'ten çok iyi arkadaşım. Ben hep kendisini Türkiye'ye davet ederdim, bu sene ülkemize gelme fırsatı buldu ve burayı çok sevdi. Şimdi ailesiyle birlikte Türkiye'de tatil planları yapıyor. Ülkemiz hakkında çok fazla bilgileri olmadığı için bazen kafalarında soru işaretleri oluşuyor, ancak bizim insanımızı tanıdıklarında her şey değişiyor, bir daha gelmek istiyorlar.