Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne saldırı için 40 gün tünel kazılmış

Güncelleme Tarihi:

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne saldırı için 40 gün tünel kazılmış
Oluşturulma Tarihi: Şubat 21, 2018 15:16

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne saldırı için 40 gün tünel kazılmış

Haberin Devamı

Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, (DHA) - DİYARBAKIR Emniyet Müdürlüğü ek binasına 11 Nisan 2017 tarihinde tünel kazılarak düzenlenen bombalı saldırıda 1'i polis 3 emniyet mensubunun şehit olmasına ilişkin soruşturma tamamlandı. İddianamede tutuklu 2 şüphelinin 4'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 6 bin 37'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. İddianamede, PKK'lı teröristlerin Emniyet Müdürlüğü binasına ulaşmak için bir depo satın olarak, 40 gün boyunca tünel kazdıkları kaydedildi. 
PKK'lı teröristlerin Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ek binasına tünel kazarak düzenlediği bombalı saldırıda polis memuru Burhan Mercan ile teknisyenler Cengiz Tekin ve Yunus Elaltunterin'in şehit olması ve 118 kişinin yaralanmasına ilişkin soruşturma tamamlandı. İddianamede, tutuklu şüpheliler Mehmet Onur ve Mehmet Hüseyin Maral hakkında, 'Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak' ile 3 kişiye karşı 'Nitelikli kasten öldürmek' suçlarından 4'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu, yaralanan ve zarar gören 562 kişi için ise 'Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs', 'Mala zarar verme' ve 'Kamu malına zarar verme' suçlarından 6 bin 37'şer yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede, 11 şüpheli hakkında ise takipsizlik kararı verildiği belirtildi. 
8-10 METRE DERİNLİĞİNDE ÇUKUR OLUŞTU
Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, 11 Nisan 2017 günü İl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet yerleşkesinde bulunan araçların tamir ve bakımının yapıldığı kademe binasında patlama meydana geldiği, patlamada binanın orta kısmında 8-10 metre derinliğinde, 15-20 metre genişliğinde çukur oluştuğu ifade edildi. 
Patlamanın şiddetiyle çok sayıda kişinin yaralandığı belirtilen iddianamede, olayda yaralanan, ev ve işyerleri zarar gören 561 kişinin şikayetçi oldukları kaydedildi. Yapılan araştırmada, patlama noktasına en yakın konumda bulunan bir bodrum katında inceleme yapıldığını belirten savcı, burada ranza ve yatakların bulunduğunu kaydetti. Bodrum katında çok sayıda çuval içerisinde toprak ve taş parçalarının olduğu, oda duvarlarında örgütsel yazıların tespit edildiğini belirten savcı, PKK/KCK terör örgütünün sözde simgelerinin duvara kazındığını vurguladı. Odanın bir noktasında patlamaya bağlı duvar göçüğünün oluştuğu belirtilen iddianamede, göçüğün altında insan yapısı olduğu belirlenen çukur tespit edilmesi üzerine, olay yerinin kontrol altına alındığı ifade edildi. 
Tünelin kazıldığı bodrumu kiralayan şirketin Hiva Yüksekbağ isimli kişiye ait olduğunu belirten savcı, bu kişinin yakalanamadığını ifade etti.Devam eden çalışmalarda Yüksekbağ ile irtibatı tespit edilen şüpheli Mehmet Onur'un Şırnak'ın Cizre ilçesinde yakalandığı ifade edilen iddianamede, Onur'dan alınan kan örneğinin olay yerinde bulunan bir havludan alınan örnekle aynı olduğunu kaydetti. İddianamede, olay yerinde ele geçirilen 13 naylon ambalaj üzerindeki parmak izlerinin de Mehmet Onur'a ait olduğu kaydedildi.
40 GÜN BOYUNCA ÇALIŞARAK TUNELİ KAZDIM
İlk ifadesinde iddiaları reddeden Mehmet Onur, ek ifadesinde tüneli nasıl kazdıklarını anlattı. Tünelin kazıldığı bodrum katını kiralayan Hiva Yüksekbağ'ın kendisine sürekli maddi destek verdiğini belirten Onur, "Bir poşet içerisinde çok miktarda parası vardı. Parayı verdikten 1 hafta sonra yine eve gelip, 'Sana verdiğim para benim değil. Bunların hepsi kanlı para, örgütün parası, bana bir yardımcı lazım' dedi. Bir süre sonra birlikte Lice'ye gittik. Orada örgüt mensupları ile görüştü. Hiva ile Eylül kod adlı örgüt mensubu başbaşa sohbet ettiler. 10 dakika sonra Eylül beni çağırdı ve uyuşturucu dosyam olduğu için, 'Seni Irak'a yollayalım. Ancak bizimle olacaksın ve yardım edeceksin' dedi. Bu durumu kimseye söylersem yüzümü bile değiştirsem beni bulup, ailemle birlikte mahvedeceklerini söyledi. 2016 yılının Ekim ayında Hiva beni dükkana götürdü. Daha önce aldığımız malzemeler oradaydı. Burada sokak girişine bakan kameralar vardı. Sonraki gün dükkana gittiğimizde çok sayıda çuval olduğunu gördüm. Dükkanın arka tarafında 4 fayansın yerinden çıkartılarak, kaldırıldığını ve betonunun kırıldığını gördüm. 'Burada polis okulunun altına tünel kazarak bomba yerleştireceğiz. Ben bunun için gerekli keşif çalışmalarını yaptım. Depoyu örgütün verdiği para ile 85 bin liraya aldım. İstersen git polise ihbar et. Seni ve aileni öldürürüz. Birkaç gün sonra spor salonunu patlatacağız' dedi. Birkaç gün sonra beni evden alarak dükkana getirdi. Tulumu giyerek işe başladık. Hilti ile Hiva'nın daha önceden açtığı yerden betonu kırarak kazı yaptık. Toprağı kazınca su çıkmaya başladı. Suyu motorla tahliye ettik. Toprağı kazarak yaklaşık 2,30 metre derinliğinde çukur kazdık. Çıkan toprakları çuvallara koyarak, araca yüklüyor ve boş arazilere atıyordu. Kazdığımız çukurun derinliğini elindeki lazermetre ile ölçüyordu. Yeterli derinliğe ulaşınca polis okuluna doğru tünel kazmamı söyledi. Yaklaşık 80x80 santimetre çaplı bir tünel kazmaya başladım. 40 gün boyunca saat 10.00-15.00 arası alışarak bu tüneli kazdım. Beni bu işten çıkarmasını ve yapmak istemediğimi söyledim. Kazı işlemi emniyete bombalı araç ile yapılan saldırıdan 10-15 gün önce sona erdi. Daha önce trenle gelen iki örgüt mensubu da bu dükkandaydı.Tünelin geri kalan kısmını Hiva, Botan ve Harun Kod isimli örgüt mensuplarının kazdığını düşünüyorum. 2017 yılında nevruzdan bir hafta önce Hiva beni dükkana gönderdi. Kamyonetten 2 adet 20-25 kiloluk çöp poşetine sarılı paketi indirdi. Bunları dükkanın girişine koydum. Hiva da dışı çamur olan 15 un çuvalı büyüklüğünde ağızları bağlı çuvalları aldı. Vazgeçmem ya da başkasına söylemem durumunda bana ve aileme zarar vereceklerini, yüzümü değiştirsem bile beni infaz edeceklerini söylediler. Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum" dedi.
FOTOĞRAFLARI ORTAYA ÇIKTI
Tünel kazılması sırasında çekilmiş fotoğraf ve video kayıtlarının Muş'un Şanyayla kırsal alanında düzenlenen operasyonda ölü ele geçirilen PKK/KCK terör örgütü mensubunun üzerinden çıktığını belirten savcı, bu kayıtların incelenmesinde şüpheli Mehmet Onur'un tünelde kazı yapıldığı sırada çekilen görüntülerinin tespit edildiğini kaydetti. İddianamede, 
bahse konu yerde PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu olan ve aranma kayıtları bulunan Zinar Kod adlı Hiva Yüksekbağ, Botan Farqin kod adlı Veli Taşkıran, Harun Kod adlı Ayhan Küçükçelebi, Çiyager Herekol kod adlı Berşan Ölmez ve açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şahısların görüntülerinin bulunduğu ifade edildi.
Olaydan sonra firari durumda olan Hiva Yüksekbağ'ın aracında, diğer şüpheli Mehmet Hüseyin Maral'ın parmak izinin tespit edildiğini belirten savcı, bu kişinin de Lice'de bulunan Mavi kod adlı PKK terör örgütü mensubu olduğunu kaydetti. İddianamede, firari şüpheli Hiva Yüksekbağ'ın aracının boş arazide terk edilmiş olarak bulunduğu belirtilirken, araçtan alınan örneklerde TNT kalıntıları tespit edildiği kaydedildi. Bombada ana patlayıcının RDX, TNT, Amonyum Nitrat ve Mazot karışımı olduğunu belirten savcı, patlama olayının organizasyonu Hiva Yüksekbağ ve Mehmet Hüseyin Maral'ın PKK terör örgütünün dağ kadrosundaki örgüt mensuplarıyla beraber planladıkları ifade edildi. Şüphelilerin PKK/KCK silahlı terör örgütünün üyesi olduklarını belirten savcı, Hiva Yüksekbağ ve diğer şüphelilerin örgütten aldıkları talimatla tünel kazmak amacıyla işyeri açtıkları, nüfusu son derece yoğun olan Bağlar ilçesindeki Emniyet Müdürlüğü yerleşkesinin araç tamir ve bakım onarım binasının orta kısmına kadar tünel kazdıkları, binanın alt kısmına yüklü miktarda patlayıcı yerleştirerek, patlattıkları kaydedildi. 
KARDEŞİNİN 20 BİN LİRASINI ÇALARAK, KAÇMIŞ
Firari şüpheli Hiva Yüksekbağ'ın kardeşi S.Y. iddianameye yansıyan ifadesinde, ağabeyinin bir yıl önce evden ayrıldığını belirterek, "Hiva hiçbir işte çalışmıyordu. Eve hiçbir katkısı yoktu. Bu nedenle evde sürekli kendisi ile problem yaşardık. Hiva evden ayrılırken çalışarak biriktirdiğim 20 bin lira paramı da götürmüştü. Evden ayrıldıktan 5 ay sonra beni telefonla aradı. PKK terör örgütüne sempatisi vardı. Toplumsal olaylara karışmıştı. Ancak hiçbir zaman dağa gitmekten bahsetmedi. Hayatını yaşamaya düşkün biriydi. Ben onun dağa gideceğini, örgüt saflarına katılacağını düşünmüyorum. Ancak yine de PKK 'ya sempatisi olduğu için ikna edilebilerek örgütün dağ kadrosuna katılabileceğini düşünüyorum" dedi.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!