DİSK’ten ‘Torba Yasa’ protestosu

Güncelleme Tarihi:

DİSK’ten ‘Torba Yasa’ protestosu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2010 15:59

DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Başkanları Kurulu, bölge ve il temsilciliklerinden gelen yönetici ve temsilcileri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen ‘Torba Yasa’ tasarısını Ankara'da protesto etti. Mithatpaşa’da toplanan DİSK üyeleri, TBMM Çankaya Kapısı’na kadar yürüyerek görüşlerini içeren bir dosyayı meclise sundu.

DİSK üyelerinde oluşan yaklaşık bin kişi, sabah saatlerinde Mithatpaşa Caddesi’nde toplandı. Buradan meclise yürümek isteyen üyelerle, güvenlik önlemi alan polis ekipleri arasında yürüyüş güzergahı konusunda tartışmalar yaşandı. Bunun üzerine DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile yöneticilerin, polis yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerin ardından yürüyüşe karar verildi.

Mithatpaşa Caddesi’nde hareket eden grup, sırasıyla Sakarya Meydanı, Yüksel Caddesi ve Konur Sokak’tan geçerek Meclis Çankaya Kapısı’nın karşısına kadar geldi. Sloganlar atarak, davullar eşliğinde yürüyen grup, Meclis Çankaya Kapısı karşısında geniş güvenlik önlemleri alan polis ekipleri tarafından durduruldu. DİSK Genel Başkanı Çelebi ile bazı sendika yöneticileri, hazırladıkları dosyayı sunmak üzere polis kontrolünde Meclis kapısına kadar geldi. Çelebi ve beraberindekiler hazırladıkları dosyayı, meclis kapısında kendilerini karşılamaya gelen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun CHP’li üyelerine verdi. Ardından grup tekrar sloganlar atarak aynı güzergahtan Sakarya Caddesi’ne geldi. Burada açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, hükümetin ‘Torba Yasa’sını çorba yasasına çevirdiğini belirterek, “Bu işçiler, bu emekçiler, bu halk sizin başlarına örmek istediğiniz çorap yasaya da, hırsızlık yaptığınız torba yasaya da, herşeyi birbirine karıştırdığınız için çorbaya dönen yasanıza da karşı” dedi.

‘TORBANIN İÇİNE KAZIKLAR KONMUŞ’

Yasa oluşturulurken sosyal tarafların, işçilerin, çalışanların, emekçilerin görüşlerine başvurulmadığını belirten Çelebi şunları söyledi:
“Eskiden birkaç konu bir arada olduğunda ‘yasa paketi’ denilirdi, şimdi belki kömür torbasını filan çağrıştırdığından ‘Torba Yasa’ diyorlar. Önce dediler ki, ‘Yaşadınız! Alın size bir kıyak daha... Vergi borçları affedilecek ve sözüm ona bazı güzellikler’ yapılacaktı. Sonra bir baktık, aynı torbanın içine sessiz sedasız öyle kazıklar konmuş ki... Özellikle belediye işçilerinin, genç işçilerin, engellilerin vb. canlarına okuyacak düzenlemeler... Ve öyle bir tezgah ki, ‘vergi borcum kalktı’ diye sevinen esnaf, işçi oğlunun canına okuyacak aynı yasaya mecburen sessiz kalacak. Zaten maksat da bu değil mi? Birisi bağırırken diğeri onu sustursun! Bu Çorba Yasa’nın özelliği saymakla bitmez. Önceden toplam 113 maddeden oluşan ve gerekçeleriyle 163 sayfa olan bu değişiklik tasarısında, 3 ayrı kanunda 42 madde değiştirilmek isteniyordu. Şimdi 216 maddeye çıkartıldı. Bunlardan biri de, yapılan düzenlemelerle gizli işsizlerin sayısının artması. Yani yarı zamanlı ve geçici çalışma yaygınlaşacaktır. Bu tasarı ile insan onuruna yaraşır, nitelikli ve güvenceli işler yaratılması amaçlanmamaktadır.”

‘KADINI EVE HAPSEDİYOR’

Bu yasanın temel gerekçelerinden birinin de ‘evden çalışma’ ve ‘uzaktan çalışma’ gibi esnek çalışma modellerinin yasal dayanağa kavuşturulması ve uygulamasının yaygınlaştırılması olduğunu savunan Çelebi şöyle devam etti:

“Bu işçiler, bu emekçiler, bu halk sizin başlarına örmek istediğiniz çorap yasaya da, hırsızlık yaptığınız torba yasaya da, herşeyi birbirine karıştırdığınız için çorbaya dönen yasanıza da karşı. Tasarı toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmekte ve kadınları çalışma yaşamının dışında tutmayı sürdürmektedir. Başbakan kadınlardan 3 çocuk doğurmalarını istiyor, anneliği neredeyse meslekleştiriyor. Açık açık, ‘kadın erkek eşitliğine inanmadığını’ söylüyor. Başbakanın bu söylemlerinin, hazırlanan yasa tasarının fikri çekirdeğini oluşturduğu gözümüzden kaçmamıştır. Kadın işçiler lehine hiçbir olumlu değişikliğe gidilmemiş, kamu emekçisi kadınlarla ilgili yapılan düzenlemeler eksik ve cinsiyet körü olmaya devam etmektedir. Tüm bu değişiklikler dikkate alındığında yasa tasarısının kadını eve hapseden, erkek egemen bir kapitalist zihniyetle hazırlandığı bir kez daha gözler önüne çıkmaktadır.”

ESNEK ÇALIŞMA

Torba Yasa ile kamuda esnek istihdamın artık yasal hale getirileceğini, öngörülen değişiklik ile bir memurun birkaç farklı kurumda çalıştırılabileceği gibi, 8 saatlik çalışma süresinin dışında farklı şekillerde de çalıştırılabileceğini kaydeden Çelebi şunları söyledi:

“657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125'inci maddesinde tanımlanan ve sendikal hak eylemlerinin işten atma nedeni olarak belirlendiği hükümler taslakta korunmakla kalmamakta, ayrıca grev vb. yasaklar arasında sayılan ‘engelleme’ ibaresi ‘kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme’ şeklinde ele alınarak, kamu emekçilerinin sendikal hak arama yollarına getirilen sınırlandırma genişletilmektedir. Bu yasayla gençlerin yanı sıra işsizlerin de ekmeği çalınacaktır. ‘Hırsızlık Yasası’yla, çalışma hakkının gasp edilmesi, işten çıkartılma, iş bulamamanın karşılığında sana maaş ödenmesi için ayrılan kaynak, yani İşsizlik Fonu işverenlerin daha fazla yağmasına açılmaktadır. İşçi düşmanlığı yapan bu hükümet, işsizleri de kendi sistemlerinin günah keçisi yapmaktadır. Sevgili işsiz arkadaşım, iş bulamamak senin sorumluluğun değil, sana iş yaratması gereken Hükümetin sorumluluğudur. Fakat bu yavuz hırsız, seni işsiz bıraktığı dönemlerde sana ödemesi gereken kaynağı da elinden almak istemektedir. İşte şimdi de bu yasayla esnek çalışma biçimlerinin, gençlerin sömürüsünün ve taşeronlaşmanın yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır. Yani gençlere daha fazla sömürü, işçiye ise esnek ve güvencesiz çalışma.” dedi.
Basın açıklamasının ardından DİSK üyeleri sloganlar atarak olaysız dağıldı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!