Dilinizi ısırın

SAMSUNSPOR, Süper Lig’in gol bulmakta problem yaşamayan, ancak aynı beceriyi defansta gösteremeyen takımlarından. Ligin en çok gol atan ekiplerinden biri fakat çok da gol yiyor başka bir ifadeyle.

Galatasaray, Samsunspor karşısına bazı eksiklerle çıktı. Fakat aynı durum, Samsunspor için de geçerliydi. Yani demem şu ki; maç başındaki veriler, maçın çok hareketli, heyecanlı ve gollü geçebileceğini işaret ediyordu.

Ancak iki takım da beklentileri boşa çıkaran bir ‘canım da bugün hiç futbol oynamak istemiyor birader’ havasında oynadı.

İlk yarı Galatasaray şöyle bir silkindiği anda golü buldu. Hasan, ‘Hah, şimdi topu kaybedecek, ezecek...’ derken çizgiye indi, süper bir top kesti; Necati de uzak direkte kafayı çaktı.

İliç’in ‘ilgisiz’ futbolu, paslarda saçmalık derecesindeki isabetsizlik derken Samsunspor ‘Benim de söyleyecek lafım var’ dedi ve G.Saray’ın toplu halde bilincini yitirdiği bir anda golü buldu. Maçın ikinci yarısında Eric Gerets kadro üzerinde elinden geldiğince oynadı.

Şansı yaver gitti

Açık konuşmak gerekirse şansı da biraz yaver gitti. Hasan Şaş’ı oyundan almak çılgınca gözükmüş olabilir. Fakat Gerets, giderek sinirlenen oyuncusunu kenara almakla ve o bölgeye Heinz’i kaydırmakla doğru bir karar verdi. Çek futbolcunun Hasan Şaş’ın görev bölgesine kayınca ne kadar faydalı olduğunu görmüş olduk. Buna da halk arasında ‘Kısa günün karı’ deniyor...

Bu maç böyle gider mi denilen noktada Galatasaray oyuna ağırlığını koymaya başladı. Samsunspor da yorulunca işin rengi tamamen değişti.

Ve Galatasaray şu ana kadar gayet havalı gözüken lig performansını sürdürme şansını yakaladı. Genç Uğur, daha önce de örneklerini verdiği süper ortalardan birini daha yaptı, Necati de şahane bir kafa vuruşuyla Galatasaray’ı sorlu deplasmandan üç puanla çıkardı.

Futbolda olmasa da puan toplamakta bir istikrar söz konusu Galatasaray için. Bu da az bir şey değil demek ve dilimizi ısırmak düşüyor bize de.
Yazarın Tüm Yazıları