Dilekçeler

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

GENELKURMAY Başkanlığı'na:

Sayın komutanlar,

Size teessüf ediyorum.

Haydi şubat ayında yapılan basın brifingine çağrılmamamı bir dereceye kadar anlayabiliyorum.

Ama insaf, şimdi son yapılan Güneydoğu gezisine de çağrılmadım.

Yani ne daha sempatik baktığınız, ne de biraz daha az sempati duyduğunuz gazeteciler listesinde ben yokum.

Zaten sinirleri hayli zayıf olan bir insanda böylesine bir kimlik krizinin nelere mal olacağından haberdar değilsiniz tahmin ediyorum.

İki kategoride de bulunmamam benim bir ‘sıfır’ olduğum anlamına mı geliyor?

Neden beni hiç kimse sevmiyor?

Neden beni kimse hiçbir yere davet etmiyor?

Ben o kadar rahatsız edici bir karakter miyim? Ben anlamsız mıyım? Felsefi açıdan kocaman bir boşluk muyum ben?

Yoksa Rana'nın Güneydoğu'ya bile benim yalnız başıma gitmeme izin vermeyeceği yolundaki istihbarat size de mi geldi?

Eğer geldiyse yalvarırım size hiç olmazsa bu sorunu nasıl çözeceğimi anlatın bana.

***

Sayın Mesut Yılmaz,

Başınıza uçaklarda gelen çeşitli teknik aksamalar ve son paketlenmiş maytap bombası olayından sonra size eski usul bir tütsü yapılmasının en doğru hareket olacağı anlaşılmıştır.

Geleneklerimize göre bir soba yakacağız, tütsüyü bakır tencerede sobanın üstünde ısıtacağız ve sonra da sizi çıplak bir biçimde tütsünün üstünden üç kez geçireceğiz.

Burada tek sorun sizi çıplak olarak kaldırmak fikrine bugüne kadar kimsenin sıcak bakmaması ve hatta birkaç kişinin bu öneriyi duyunca panik içinde odadan kaçmasıydı.

Ancak ben kendimi her zaman olduğu gibi vatanım için feda etmeye karar verdim.

Sizi ben tütsüleyeceğim.

Ancak sizden ricam tütsülenmek üzere soyunduğunuzda lütfen gözlüklerinizi de çıkarın.

Çünkü aksi takdirde bu son derece fantastik ve komik bir görünüm arz edebilir.

Saygılarımla.

***

Sayın Türk halkı,

Genel yayın yönetmenimiz Ertuğrul Özkök, çarşamba akşamı birlikte katıldığımız Cem Ceminay'ın Power FM'deki şovunda benim bir aydın olduğumu söylemiştir.

Bu ayıba kalbimin nasıl dayanabileceğini bilemiyorum.

Umarım sayın halkımız aydın olduğum iddiası sonucunda bana kötü gözle bakmaz.

Bana sürülen bu lekeyi en kısa sürede temizleyeceğime namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum.

***

Sayın Anayasa Mahkemesi üyeleri,

Bundan sonra sizlere tek bir eleştiri bile yöneltmeyeceğim, bundan emin olun.

Çünkü siz yeteri kadar acı çekmiş durumdasınız.

Erbakan'ı bir saat bile hiç ara vermeden dinleyen sıradan insanların dahi delirme noktasına geldiği bir dünyada sizler onu şu ana kadar toplam 7.5 saat boyunca dinlemek zorunda kaldınız.

Sizin için çok üzülmekle birlikte, yapabileceğim de bir şey yok.

Naçizane tavsiyem, şu iş bittikten sonra hepinizin uzunca bir tatile çıkmanız ve yaşamakta olduğunuz travmanın izlerini bir an önce silmenizdir.

***

Sayın BİBA dergisi yöneticilerine,

Türkiye'nin en seksi 185 erkeği arasına beni de almış olduğunuzu öğrenmiş bulunmaktayım.

Çok incesiniz, çok düşüncelisiniz, teşekkür ederim.

Ama lütfen bir daha kendinizi bu kadar zorlamayın.

Beni de listeye dahil edebilmek için kriterlerinizi o kadar zorlamışsınız ki sonuçta seksi erkek sayısı da 185'e vurmuş.

Şunu haber vereyim ki her yıl biraz daha çirkinleşmekteyim.

Beni listeye dahil etmekte ısrarlı olursanız, gelecek yıl listedeki seksi erkek sayısı da ne yazık ki abuk bir şekilde 1 milyon 435 bin 389 olmak zorunda kalacak.

Çünkü ben ancak kriterler böylesine geniş bir yürekle tanımlanınca listeye dahil olabileceğim.

Bir de şu var. Liste gelecek yıl bu kadar genişlerse o zaman genel yayın yönetmenini de listeye dahil etmek zorunda kalacaksınız.

Kabul edin ki böyle bir durumda liste tamamen bir felsefi anlamsızlık haline dönüşecek.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

***

Sayın Doğan Hızlan,

Sir,

Acaba ben modern dünyanın Goethe'si miyim?

Faust'a son olarak göz attığımda Goethe'nin de masturbasyona fena halde takmış olduğunu gördüm.

Acaba bütün edebiyatçı dâhiler aynı takıntıdan mı müstarip?

Yoksa yaratıcı olabilmenin kaçınılmaz önşartı mı bu?

Eğer öyleyse Babıâli'deki diğer köşe yazarlarının daha yaratıcı hale gelebilmeleri için onlara bazı tavsiyelerde bulunmanın zamanı da geldi mi?

Geldiyse bunu onlara kim anlatacak, anlatsak da anlarlar mı?

Lütfen bu konuda bana fikir verin.

***

Sayın genel yayın yönetmeni,

Goethe kadar ve belki de ondan daha kıymetli olan Serdar Turgut adlı yazarınızın maaşını acilen artırın.

Teşekkürler...

Yazarın Tüm Yazıları