Dha Spor'dan, Milli Takım, teknik direktörler ve TFF analizi

Güncelleme Tarihi:

Dha Spordan, Milli Takım, teknik direktörler ve TFF analizi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2017 16:07

Dha Spor'dan, Milli Takım, teknik direktörler ve TFF analizi

Haberin Devamı

*Dünyanın en pahalı hocası bizde! Dünyanın en yıldız futbolcuları da bizde! Ama Dünya Kupası finalleri görmeyen gençlik de bizde!
*Paranın her kapıyı açacağını sandık. Teknik direktörlere, futbolculara milyonlarca Euro dağıttık. Ama 2002'den bu yana Dünya Kupası finallerine katılamadık. 2022'ye katılabilirsek eğer 20 yaşındaki bir genç ilk kez Ay Yıldızı Dünya Kupası'nda görmüş olacak
*Avrupa Şampiyonaları'na ise bu sürede 2 kez katıldık, ancak kavgalardan başımızı kaldıramadık. Son şampiyonada gruptan çıkamamalarına rağmen şampiyondan bile fazla prim alan futbolcuların "Ben az aldım, sen çok aldın!" kavgasına engel olamadık
*Teknik direktörümüzü "Dünyanın en fazla kazanan milli takım hocası" yaptık, olmadı! Milli takımın her kamp döneminde yaşananlar gerilim filmlerini aratmadı. Federasyon başkanları harcamada dünya rekoru kırdı ama kimseye yaranamadı
Dünya Kupası'nda yıllardır hep aynı şey oluyor. Eleme grupları belli olunca hep birlikte alıyoruz elimize kağıdı kalemi, her takımı rahat yenip, kağıt üstünde güle oynaya çıkıyoruz gruptan...
"Çünkü dünyanın en fazla kazanan teknik direktörleri bizde" diyoruz!
"Çünkü dünyanın en yıldız futbolcuları bizde" sanıyoruz!
"Çünkü TFF başkanları öyle şeyler söylüyor ki" inanıyoruz!
Maçlar başlayınca da acı gerçeklerle baş başa kalıyoruz!
TEKNİK DİREKTÖRLER
Son Dünya Kupası finallerine 2002'de gittik biz. Teknik direktörümüz Şenol Güneş'ti. 44 ay görevde kalmıştı, primlerle birlikte toplam 3.7 milyon lira almıştı. Ancak 2004'te Avrupa Şampiyonası eleme gruplarında İngiltere'nin arkasından 2. olmasına fena içerledik! Bir de play off maçında Letonya'ya 0-1 ve 2-2 ile elenmez mi?
Hemen biletini kesiverdik! Yerine yıllık 1 milyon liraya Ersun Yanal'ı getirdik. 28 Nisan 2004'te göreve başlayan Yanal'a Haziran 2005'e kadar dayanabildik. Milli takımın başına daha da iyisini ve pahalısını getirmeliydik! Fatih Terim'i getirdik, aylık 135 bin lira verdik. Bu sadece maaşıydı tabii, primler hariç. Ekim 2009'da da Terim'le vedalaştık.
Evet... Terim kesmemişti federasyonu. Dünyanın en ünlü hocası olmalıydı yerine...
Bu kez gidip Hollandalı Guss Hiddink'i getirdik. Konuşulan paralar inanılmazdı. Ama rakamlar da ortadaydı. Önce "Ne var ki bunda, yılda 4 milyon Euro" dediler. Sonra sözleşmenin detayları ortaya çıktı, öğrenenler dondu, kaldı. Hiddink'i aylık 375 bin Euro maaş bağlanmıştı. Kazandığı her resmi maçın primi 300 bin Euro’ydu. (15 ay kaldı, 1.5 milyon Euro prim aldı). Boğaz kenarındaki bir otelin büyük dairesinde kaldı, geceliğine 3 bin 500 Euro ödendi. Üstelik menajeri Cees van Nieuwenhuizen de her ay 70 bin dolar para aldı.
Ağustos 2010'dan Kasım 2011'e kadar görevde kalan Hiddink de yaraya merhem olamadı, parasını aldı ve vedalaştı. Federasyon bu kez biraz da kamu baskısıyla Abdullah Avcı'yla anlaştı. Avcı'ya yakıştırılan para ise yıllık 2 milyon liraydı, ancak görevini bir yıl koruyabildi. 20 Ağustos 2013'te görevden alındı. Çünkü 2 milyon lira yıllık alan bir hoca bizim takıma olmazdı, Euro kazanıp, daha çok almalıydı. Avcı'nın ayrılmasından sadece 2 gün sonra Türk futbolunun imparatoru Fatih Terim işbaşı yaptı. Hem de yıllık 3.5 milyon Euro’ya... Primler dahil değildi buna.
Terim bu parayı dört yıl aldı.
Sonunda aldığı paranın karşılığını vermediği dört yılda anlaşıldı! Görevine son verildi, o da tazminatının peşine düştü! Hakkı yenmişti, görev süresinin bitmesine daha bir yıldan fazla zaman vardı. 3.5 milyon Euro tazminat istiyor şimdi.
Federasyon başkanı derhal harekete geçti! Özel bir uçağa atladığı gibi Romanya'ya gitti! Artık emeklilik hayatı yaşamaya hazırlanan 72 yaşındaki torun torba sahibi Mircea Lucescu'yu kişisel hatırını da kullanarak zar zor ikna etti! Ne de olsa Lucescu'ydu, milli takımı Dünya Kupası finallerine taşıyabilirdi. Lucescu yıllık 2.5 milyon Euro’ya 3 yıllığına ikna edildikten sonra Türkiye'ye geldi. Ve milli takım İzlanda'ya hem de sahasında 3-0 yenilip, Dünya Kupası finallerine Lucescu'nun yönetiminde seyirci kalmayı başardı!
TERİM 1 NUMARAYDI
Milli Takımımızın başında son döneminde 4 yıl kalan ve "Türkiye Futbol Direktörü" gibi eşi benzeri görülmemiş bir de unvana sahip olan Terim, görevden ayrılana kadar Dünya'da sahiden de tekti!
Çünkü ondan daha fazla kazanan milli takım teknik direktörü yoktu.
Terim 3.5 milyon Euro alıyordu, oysa dünyanın en iyi milli takımlarından biri olarak bilinen ve hemen her Dünya ve Avrupa Kupası’nda yer alan, çoğunda da final oynayıp, kupa kazanan Almanya'nın başındaki Löw 3 milyon Euro kazanıyor.
Brezilya'nın ünlü hocası Tite 2.9 milyon Euro ile onları takip ediyor.
Fransa tarihinin en çok maç kazanan hocası olan, 2012'de başına geçtiği milli takımla 2014 Dünya Kupası'nda çeyrek final, Euro 2016'da da final oynayan, şu anda Dünya Kupası elemelerinde takımı grupta birinci sırada yer alan Didier Deschamps 1.6 milyon Euro kazanıyor.
İtalya'nın hocası Giampiero Ventura 1 milyon 400 bin Euro, Portekiz'in Avrupa Şampiyonu hocası Fernando Santos 1 milyon 200 bin Euro alıyor.
B Grubu'nda 9'da 9 yapan İsviçre'nin teknik direktörü Vlademir Petkoviç'e ise sadece 750 bin Euro ücret ödeniyor.
İZLANDA'NIN HOCASI 300 BİN EURO
Dünya Kupası elemelerinde İzlanda'ya ilk maçta 2-0 yenilmiştik, deplasmanda...
Burada ise 3-0 yenilip, finallere katılma şansını kaybettik.
İşte o İzlanda'nın hocası Heimir Hellgrimsson yılda 300 bin Euro alıyor. Lucescu ise 2.5 milyon Euro!
Bize her çıktığında "Kesin yeneriz! Biz bunları rahat eleriz!" dediğimiz İzlanda ile 2016 Avrupa Şampiyonası elemelerinde de aynı gruptaydık.  Bizim takımın başında 3.5 milyon Euro’luk Fatih Terim vardı, onların başında da yine 300 bin Euro’luk geliriyle İzlanda mucizesini yaratan adam olarak tanınan Lars Lagerback...
İzlanda'da bize 3-0 yendiler.
Gruptaki son maçı burada 1-0 kazandık ve İzlanda ile birlikte biz de finallerde yer aldık.
Euro 2016'da İzlanda gruptan çıktı. Son 16 turunda İngiltere'yi eledi. Çeyrek finalde ise Fransa'ya yenilerek elendi.
REKOR PRİM ALAN FUTBOLCULARIN KAVGASI
Peki Euro 2016'da İzlanda bunları yaparken biz ne yaptık?
Biz prim kavgası yaptık!
Euro 2016'da gruptaki ilk maçta Hırvatlara 1-0, İspanyollara 3-0 yenildik.
Türkiye "Ah, vah" derken... Fatih Terim ve futbolcularının derdi primdi. Bir kavga koptu,  kıyamet koptu, böylesi yoktu.
Finallere kalmayı başaran ülkelere UEFA 8'er milyon euro vermişti. Bunu da bizim federasyon prim olarak dağıtmayı uygun görmüştü. Dağıtma nedeni finallere kalmayı başarmamızdı.
Oysa... Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, İspanya, Belçika, Portekiz, Ukrayna, Hırvatistan, İsviçre, Rusya dağıtmıyordu.
Çünkü bu milli hizmetti, prim önemli miydi? Bu ülkelerde prim eğer kupayı kazanırsan veriliyordu. Örneğin Fransa'da şampiyonluk primi futbolcu başına 300 bin euroydu. Bizde ise sadece finallere katıldılar diye dağıtılan prim adam başı 500 bin euroydu.
Bunu duyan halkımız şaşırdı elbette ki... Ya şampiyon olursak kazara! O zaman ne prim verilecekti? Türkiye'nin bütçesi yeter miydi?
Neyse... "Sen 550 aldın, ben niye 475 aldım" diye birbirlerine giren milli futbolcularımız, son maçta Çek Cumhuriyeti'ni yendiler. Gruptan çıkamayıp eve döndüler ama bu galibiyetle kendilerini futbollarından ve prim kavgasından dolayı eleştirenlere de bir güzel ders vermiş oldular!
Hatta dünyaca ünlü milli yıldızımız Arda Turan, bu prim haberleri nedeniyle aradan onca zaman geçtikten sonra gidip gazeteci Bilal Meşe'nin gırtlağına bile sarıldı uçakta! Hem de "Seni bu uçağa alana da, sana burada yer verene de" diye hocasını ve TFF'yi de ima ederek küfürler yağdırarak... Yumruk da atacaktı da zor tuttular! Sonra da yaptıklarından pişman olmadığını belirtip, milli takımı bıraktığını açıklamıştı.
Neyse ki Lucescu ayağına gitti de bu kararından vazgeçti! Öyle ya 72 yaşındaki bir adamı kırabilir mi?
Arda'nın geri dönmesi de iyi oldu! İzlanda maçında 3-0 mağlupken milli takımımız etrafa gülücükler saçarak oyundan çıktı da milletimizin üzüntüsü bu gülen yüz sayesinde biraz hafiflemiş oldu!
ŞİMDİ HEDEF 2022 DÜNYA KUPASI
İşte geldik bugünlere...
Şimdi hedefimiz 2022 Dünya Kupası...
3 yıllık sözleşmesi olduğuna göre... Oraya Lucescu ile hazırlanacağız herhalde... Yaşı da 75 olur o zamana kadar, iyice de tecrübelenir artık!
2002'de Katıldığımız son dünya kupasında doğanlar da 20 yaşında delikanlı olarak izlerler ömürlerinde milli takımımızı ilk kez bir dünya kupasında...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!