Devrimin öteki yüzü

Güncelleme Tarihi:

Devrimin öteki yüzü
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2011 10:56

Şimdiye kadar sessizliğini koruyan Mısırlı askerlerden birinin günlüğünde yer alan notların yayımlanmasıyla, devrim sırasında ordu içinde neler yaşandığına ayna tutulmuş oldu.

Haberin Devamı

Mısır’daki ayaklanmalarda önemli rol oynayan ordunun, bilhassa orta kademesinde yer alan askerlerin orduya bağlı olup olmamalarının, devrimin geleceği açısından belirleyici olacağı tahmin ediliyor. Ancak şimdiye kadar, Mısırlı askerler sessizliğini koruduğu için, ordunun içinde neler olup bittiği bilinmiyordu.   

Guardian gazetesinin, Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek karşıtı gösterilerde protestoculara müdahalede bulunan bir yedek subayın günlüğündeki notları yayımlamasıyla, bu sır perdesi aralanmış oldu.

Haberde, 2011’in sonlarında ordudan ayrılan bir subayın notları, adı ve şahsi bilgileri açıklanmadan aktarılıyor. Bunlar arasından dikkati çekenlerse şöyle:

“ÖFKELERİNİ BİZDEN ÇIKARIYORLARDI”

“Eğitim sabah saat beşte başlıyordu. Şartlar berbattı. Saatlerce anlamsız yere içtimalar yapıyor ve güneşin altında aynı pozisyonda saatlerce bekliyor, ulusal ve askeri marşlar söylüyorduk… Çavuşlar bize çok kötü muamele ediyordu. Fakat, bize ders veren bu çavuşların da bazen ordudan şikâyet ettiklerini görüyor ve beklentilerinden ne kadar uzak kaldıklarını, orduyu terk edemedikleri için ne kadar öfkeli olduklarına şahit oldukça şaşırıyorduk…”

Haberin Devamı

“HER ŞEYİMİZ VARDI: OYUN KARTI, BİRA, ESRAR…”

“Kusurlu davranışlarımız yüzünden, hapse atılmak dâhil da olmak üzere çeşitli cezalar alıyorduk. Ancak, hapse yollanmak günlük eğitim programına katılmaktan daha iyiydi. Önceleri telefon kullanılmasına izin verilmiyordu, ama zamanla bu yasak delindi. İstediğimiz şeyleri elde ettik. Bize cep telefonu, dizüstü bilgisayar, bira, esrar, satranç takımı, oyun kartı, su ısıtıcısı tedarik ettiler.”

“İSRAİL TEHDİDİNİ SÜREKLİ HATIRLATIYORLARDI”

“Yüksek rütbeli subaylar hâlâ 1973 yılındaki İsrail-Mısır savaşına takılı kalmışlardı. Bu yüzden bize sürekli İsrail tehdidini hatırlatıyorlardı. Öte yandan, orta düzey rütbeye sahip subaylar vatansever söylemlerle ilgilenmiyordu. Onlar için yaptıkları görev, herhangi bir işten ibaretti. Siyasi bir bilince sahip oldukları da söylenemezdi. Devrimle karşılaşınca şaşırdılar.”

Haberin Devamı

 “GÖSTERİLERDE GÖREV ALINCA EKSTRA PARA VERİYORLARDI”

"Hüsnü Mübarek düşüp Yüksek Askeri Konsey yönetimi devralınca, yüksek rütbeli askerler düşük ve orta rütbelilerin orduya bağlılığını korumak için çabalamaya başladı. Ne zaman büyük bir Cuma gösterisi ya da Tahrir Meydanı'nda bir eylem olsa, bir işe yarasak da yaramasak da, ekstra 250-500 Mısır poundu (75-150 TL) veriyorlardı. Ordunun üst düzeyinde de maaşlar ikiye katlandı. Askerler siyasi konularda pek kafa yormuyorlar, aldıkları ekstra paranın keyfini çıkarıyorlardı."

“ASKERLER ZAMANLA DEVRİM YANLISI OLDU”

"Buna rağmen, aylar geçtikçe, ordunun orta kademesindekilerin, ordunun başkomutanı Muhammed Hüseyin Tantavi’ye olan inancı azaldı. Onun Mübarek’in sağ kolu olduğu ve halka karşı kullanılan şiddetin ordunun imajına zarar verdiğini düşünenlerin sayısı arttı. 25 Ocak’ta protestolar başladığında, içgüdüsel olarak buna karşı tavır alan askerler, Mübarek ve çevresinin yolsuzlukları ortaya çıktıkça afalladılar, neye inanacaklarını şaşırdılar ve git gide devrim yanlısı, Tantavi karşıtı bir tutum içine girdiler.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!