Devlet memuru maaşım, azıcık İngilizcemle 44 ülke gezdim

İSMAİL RAGIP GEÇMEN, TRT’de birlikte programlar yaptığım prodüktörlerden.

Hatta yıllar önce bir program için çekim ekibiyle Sakız Adası’na gitmiştik. O zaman ondaki seyahat tutkusunun farkına varmamıştım. Yıllar içinde o, onlarca ülke gezdi, hatta bu konuda kitap yazdı. Gezi anılarının yerlerimize yapışık yaşayan bizleri biraz olsun hareketlendirmesini umuyorum.

Æ Nereden çıktı bu gezme sevdası?

Æ Çocukluktan vardı. Gidenlerin arkasından üzülür, ağlardım. Gitmek hep farklı gelmiştir bana. İnsan gittiği zaman sıradanlıktan, tek düzelikten aynı hayattan başka bir dünyaya adım atmış olur.

Æ Gezmeyi bu kadar seven birisinin en yerleşik işlerden, devlet memuru olması ilginç değil mi?

Æ Aslında Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdim. Ankara’da TRT’ye başladım. Üniversiteden sonra da evlilik ve çocuklarım oldu. Sonra aynı yerde, aynı insanlarla olmaktan sıkılıp ailemle İzmir’e yerleştim.

Æ Genelde ses getiren ve ödüller kazanan programlar çekiyorsunuz.

Æ Daha çok belgeseller üzerine çalışıyorum. Alaçatı, Tanju Okan, Kore Savaşı’na giden askerlerimizi anlatan Kutup Yıldızı. 2003 yılında Uluslararası Çevre Filmleri Festivali yapıldı. BBC, ZDF gibi Avrupa’nın tüm önemli kanallarından filmler katıldı. Grand Prix ödülünü TRT, benim Tuz Gölü hakkındaki "Geç Olmadan" adlı filmle kazandı.

Æ Kaç ülke gezdiniz şimdiye kadar?

Æ 44 ülke oldu. Arkamda duvara asılı dünya haritası var, oraya işaretliyorum. Baktığımda, ne kadar az yer gezdiğimi görüp hırslanıyorum. Daha fazla yer görmek, insan ve kültür tanımak istiyorum.

Æ Gezdiğiniz ülkeler hangileri?

Æ Başta Hindistan, Kamboçya, Seul, Vietnam, Malezya, Tayland, Güney Kore, Avrupa’nın yüzde 99’u yani İngiltere hariç..

Æ İngiltere’ye başvurdunuz da red mi edildiniz?

Æ Hayır hiç başvurmadım, ben gitmeyi reddediyorum.

Æ Neden?

Æ Yeşil pasaportum var. İngiltere, Yunanistan gibi bazı ülkeler bunlara da vize istiyor. Aslında bu vize özellikle Türk vatandaşları için problem. Bizleri nefret uyandıracak, insan onurunu kıracak düzeyde bir vize sorununa maruz bırakıyorlar. O yüzden mesela İngiltere’ye gitmeyi reddediyorum. Bence yetkililer bunu çözümlemeli. Nüfus kütüğü, malvarlığı, banka hesapları tüm belgeler veriliyor, o da yetmiyor sizi karşılarına alıp neredeyse sınav yapıyorlar. O kişi karar veriyor. O kişi kimdir, neye göre karar verebilir meçhul..

Æ "Hınzır İçimden Sızıyor Haylaz Hindistan" kitabını yazma fikri nasıl çıktı?

Æ Gezide aklımda kitap yoktu. Tren yolculuklarımda notlar alıyordum, ileride bakarım diye. Döndüğümde bir arkadaşım kendi internet sitesi için istedi. Çok ilgi görünce kitap haline getirmeye karar verdim. Ama kitabım kesinlikle bir gezi rehberi değil. Ben daha çok izlenimlerimi ve düşüncelerimi yazdım, kendi ülkemizle kıyasladım. Okuyanları eğlendirdiğini düşünüyorum.

Æ Hindistan belgeseli yapmayı düşünmez misiniz? Ya da gezi belgeseli?

Æ Çok isterim. Gerçi şimdiye kadarki gezilerimi çekmedim ve o niyetle gezmedim. Ama zaten bir yeri gezerken filme ya da hatta fotoğrafa çekersem orayı yaşayamayacağımı düşünüyorum. O nedenle fotoğraf bile çekmiyorum. Birçok yerde fotoğrafım yoktur. Gerçi sonrasında pişman olduğum da oldu.

Æ En çok etkileyen anınız nedir?

Æ Dalai Lama’nın yaşadığı Dharamsala diye bir şehir var Tibet sınırında. Dalai Lama yılda sadece bir hafta insanların karşısına çıkıp konuşma yapıyormuş. Çok güzel bir tesadüf, bu dönem bizim de orada olduğumuz zamana denk geldi ve Dalai Lama’yı yakından gördüm. Herkes gibi yere eğilip selam verdim, ama yan gözle de takip ediyordum ve gözgöze geldim. Açıkçası karizmasından çok etkilendim.

Dünyayı dolaşmak için yabancı dil bilmenize gerek yok

Æ Son gezdiğiniz yerler nereleri?

Æ Tayland, Vietnam, Kamboçya hepsi de muhteşemdi. Ben kültür meraklısı olduğumdan İtalya’dan, Fransa’dan daha çok heyecanlandım. Bence gezmek insanın kendi kendine verebileceği en güzel hediye.

Æ Tehlike yok mu?

Æ Tehlike her zaman her yerde var. Riskler, hastalıklar, kazalar, hijyen farklılıkları var. Ama risk olmadan da hayattan zevk alınmaz ki.

Æ Bu seneki plan neresi?

Æ Yeterli para yı biriktirebilir, ayarlayabilirsem Güney Amerika’yı düşünüyorum. Sonraki yıl ise Afrika’yı uzunca bir süre kara yoluyla gezmeyi planlıyorum.

Æ Kaç dil biliyorsunuz?

Æ Herkes bana bunu sorar. Ama ben yarım yamalak İngilizce dışında dil bilmiyorum. Buna rağmen 44 ülke gezdim. Hatta sadece Türkçe bilen birisinin bile yurt dışında rahatlıkla gezebileceğini iddia ediyorum. Çünkü vücut dilinizle her şeyi anlatabilirsiniz. Bence tek gereken cesaret. Ayağınıza potini, sırtınıza çantanızı alıp yola çıkmalısınız.

Biz Türkler nasıl göçebeymişiz hiç anlamıyorum

Æ Devlet memuru maaşıyla bu kadar geziyi nasıl başarabiliyorsunuz?

Æ İnsanların kafasındaki yanlış bir imaj bu. Düşünce şu; insan yurt dışına çıkıyor, geziyorsa mutlaka çok parası vardır. Bence çok yanlış. Çünkü Türkiye’den doğuya doğru gittikçe bizim ülkemizde yaşamanın çok daha pahalı olduğunu,bizim daha fazla para harcadığımızı anlıyorsunuz. Mesela İran’da İzmir’dekinden çok daha az para harcarsınız. Hatta bitli turist tadında gezerseniz İzmir’den Hindistan’a 150 dolar civarında gitmeniz mümkün.

Æ Bir ülkede ne kadar kalabiliyorsunuz?

Æ Memur olduğumdan yılda 30 gün iznim var. Bu izinlerimi yazın kullanmayıp biriktiriyorum. Bayramlar ve resmi tatillerle birleştirip daha uzun geziler yapabiliyorum. Bence insan istedikten sonra hem para, hem de izin işini çözebilir.

Æ Geziye nasıl hazırlanıyorsunuz?

Æ Sadece uçak biletimi ayarlıyorum. Gideceğim yerlere karar verip harita çiziyorum. Çok turistik yerlere yarım gün veriyorum, merak ettiğim yerlerde dört gün bile kaldığım oluyor. Oteller yerine geceliği 3-5 dolarla 15 dolar arası olan guest house ya da hostel denilen pansiyon gibi yerlerde kalıyorum. Sadece adreslerini alıyorum, gidince yerimi ayarlıyorum. Bir şeye bağlı kalmayı, hele turlarla gezmeyi hiç sevmiyorum. Ama yeni gezmeye başlayanlara turları tavsiye ediyorum. Yeter ki biz Türkler biraz hareket edelim. Açıkçası bazen biz nasıl göçebeymişiz anlayamıyorum.

İnsanlar hayata dar bir kalıptan baktığından seyahate para ayıramıyor

Æ Biz seyahat ederken bile statü peşinde mi koşuyoruz, asla burada kalmam, şuna binmem gibi?

Æ Bence yurt dışını iyi bilmediğimizden korkularımız var. Orta halli bir insanın geliriyle gezmesi mümkün. Bodrum ya da Antalya’da tatil yapmakla doğuda herhangi bir ülkeye gitmek arasında çok büyük fark yok. Hatta yurt dışı çok daha ucuza gelir. Ben seyahatlerimi genelde ülkelerin ölü sezonlarına denk getiriyorum, gittiğim yerde uçakla değil kara araçları ile seyahat ediyorum, daha ucuz oluyor.

Æ Ama herkes ya ev için, ya da yeni araba için para biriktirir. Kimse tatil için para biriktirmez.

Æ İnsanlar hayata dar bir kalıptan bakıyor ve tekdüze yaşıyor. Benim eşyaları, arabamı yenileyeyim, plazma TV alayım gibi dertlerim olmadı. Onun yerine daha mütevazı şartlarda yaşayıp yeni kültürleri farklı dünyaları tanımayı tercih ediyorum.

Æ Eşiniz ne düşünüyor?

Æ O benimle gelmese de, çok büyük desteği var. Ben onun gelmesini de arzuluyorum ama her insan farklı yapıda. Hatta o benim sorumluluklarımı bile üstleniyor, bana destek veriyor.

Buraya gelen ilk Türk sizsiniz dediklerinde üzülüyorum

Æ Az seyahat eden bir toplumuz ama her gittiğimiz yerde de bir Türk’e rastlarız değil mi?

Æ Buna son zamanlarda rastlıyoruz. Bana eskiden hep, ’Buraya gelen ilk Türk ya da tanıdığımız ilk Türk sizsiniz’ denirdi, rahatsız olurdum. Ama bu değişiyor. Özellikle genç kızlarımızın özgürce gezmesi sevindirici. Hindistan’da rastladığım 23 yaşında İzmirli Ebru isimli bir kız vardı. Altı aydır geziyordu, altı ay daha gezecekti. Çok büyük paralar harcamıyordu ama çok yeri gezebiliyordu.

Æ Gezmeyen bir toplum olmamız bizi nasıl etkiliyor sizce?

Æ Gezginliğin en büyük faydası, sınırlarımızın dışına çıkınca kendimizi nasıl bir çerçeveye hapsettiğimizi görmemiz. Beyninizin, ufkunuzun ne kadar genişlediğine şaşırıyorsunuz. Neye inanıyorlar, nasıl yaşıyorlar, olaylara nasıl bakıyorlar derken kendi alışkanlıklarınızı sorguluyorsunuz. Mesela Tayland’da çocukların başı okşanmıyor. Çünkü baş kutsal sayılıyor. Bu farklar sizi zenginleştiriyor.

Æ Sizde de değişiklikler oluyor mu gezi sonrası?

Æ Her gezi, her ülke kişilerde küçük de olsa değişiklik yapıyor. Ben Hindistan’dan döndükten sonra kendimde bazı farklar gördüm; önyargı ve sert bakış açılarımdan kurtuldum, daha hoşgörülü oldum. Hindistan gerçekten etkileyici. Neden insanlar birbirlerinin giysilerine karışıyorlar diyorum ve özgürlüğün en iyi ilaç olduğuna inanıyorum. Sorunların üstesinden ancak özgürlükle gelebiliriz.
Yazarın Tüm Yazıları