Devlet gücüyle şantaj...

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

Toplumumuzun kültürel yaşamına asırlar boyu unutulmayacak katkılarda (!) bulunan eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman'a ne kadar teşekkür etsem azdır.

Hatırlayacaksınız, bu ünlü Türk büyüğü, göreve geler gelmez, bakanlığın temel direklerinden biri olan Prof. Dr. Semavi Eyice'nin işine son vermişti. Kahraman'ın isteklerine bilim, kültür ve tarih adına kahramanca direndiği için operasyona uğrayan Prof. Eyice'nin ardından kovulma gerekçesi şöyle açıklanmıştı:

‘‘İsteklerime karşı çıkınca, ben de kapı dışarı koydum!’’

Bakan Kahraman, kapı dışına koyamadığı bazı bayan görevlileri de sürgüne göndermişti. Giderayak yaptığı son uygulama ise, Bodrum Kalesi'nde gerçekleşti. Aklı başında tüm Bodrumlular'ı ayağa kaldıran bu uygulamaya göre, kültür kahramanı Bakan Kahraman, Bodrum Kale'sini camiye dönüştürmek istiyordu.

‘‘MEDYA KURUTULACAKTIR...’’

Gelelim benim teşekkürümün nedenine:

Efendim, eski Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın bir basın toplantısıyla açıkladığı ‘‘medya kurutulacaktır’’ kararından sonra, İsmail Kahraman kendi bakanlığı bünyesindeki kurutma işlemi için kolları sıvadı. Refah Partisi iktidarının Maliye Bakanlığı kadrolarında ön plana geçirdiği tarikatçı yandaşlarıyla dirsek temasına giren Bakan Kahraman, hemen bazı televizyon programlarını incelemeye aldırdı. Bunlar arasında bir numarada, ARENA vardı. İncelemeden amaç ise, bu programların Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca ‘‘eser’’ kapsamına girip girmeyeceğini belirlemekti. Kültür Bakanlığı'nın deneyimli bürokratları, ARENA'nın eser sayılması gerektiğini savunuyorlardı. Ancak Kahraman bakan, her türlü yolu deneyip, ARENA'nın eser olmadığını kanıtlamaya kararlıydı. Bu inançla ARENA senaryolarının bilim adamlarınca incelenmesi talimatını verdi. Böylece Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu, Doç. Dr. Atilla Özer ve Doç. Dr. Şükrü Kızılot'tan oluşan ‘‘Bilim Kurulu’’, ARENA ve bazı TV programlarını sıkı bir incelemeye aldı. Sonuçta 20 sayfalık, çok detaylı bir rapor hazırlandı. Ancak bu değerli bilim adamları, objektif davranarak, Bakan Kahraman'ın beklentisinin aksine, ‘‘ARENA eserdir’’ dediler. Niçin bu karara vardıklarını da raporlarında ayrıntılı bir şekilde açıkladılar. Bakanlık bürokratları da bilimi siyasete alet etmeyen uzmanların raporunu onaylayarak ARENA'nın ‘‘eser’’ özelliğini tescil ettiler.

YANLIŞ HESAP

Peki, Bakan Kahraman niçin böylesine çırpınıp, ARENA'yı mercek altına aldırdı? Hemen onu da anlatayım: Eğer ARENA eser sayılmamış olsa, SHOW TV ve şimdi KANAL D'ye bu ürünü hazırlarken kaynağında vergilendirilen (stopaj, KDV vs.) ve bize net olarak ödenen telif gelirlerimize ayrıca bir vergi uygulaması yapılacak ve Refahyol'a yağcılık etmek yerine onu eleştiren medyadan intikam alınmış olacaktı. Yani bütün bu işlemler, siyasi şantaj amacına dönüktü.

Ancak yanlış hesap Bağdat'tan değil, Ankara'dan döndü. İsmail Kahraman'ın Kültür Bakanlığı döneminde oluşturulan ‘‘Bilim Kurulu’’ndaki değerli bilim adamları, Bakan'ın oyununa gelmediler.

HANCI-YOLCU MESELESİ

Refahyol, bir kâbus gibi geldi geçti...

Aslında özgür basın için kâbus, Çiller'in başbakanlıyla başlamıştı. Belgeye dayanan yolsuzluk ve vurgun haberlerimiz karşısında yasalar önünde bir şey yapamayacaklarını anlayanlar, devletin gücünü kullanmaya yöneldiler.

O günlerden bu yana her türlü baskı, tehdit ve şantajı tüylerimiz ürpererek göğüsledik. Kurulan tuzaklara düşmedik, atılan iftira ve yalanlardan yılmadık. Çünkü bizim hancı, onların yolcu olduklarını çok iyi biliyor ve yüce yargıya inanıyorduk.

Nitekim geldikleri gibi gittiler.

Bakın Tansu Çiller'e... O, burnundan kıl aldırmayan, mağrur ve müstehzi kadından eser kaldı mı?

Şimdi bakakalıyor, giden DYP'lilerin ve iktidarın ardından.

MERAKLISINA DUYURU: ARENA'nın teknik hazırlığını HÜRRİYET PRODUCTION Şirketi yapıyor. Hiçbir ortaklığımın bulunmadığı bu şirket, ARENA kazancından sadece bu yıl için, 35 milyar lira vergi ödedi.

Yazarın Tüm Yazıları