’Deprem Dede’ye emekli maaşı yeter’demek bana haksızlık değil mi

BİR konut projesinde danışmanlık yapan ve reklamlarında oynadığı için eleştirilere hedef olan ’Deprem Dede’ Prof. Ahmet Mete Işıkara, "Bu proje benim misyonuma uyuyor. ’Sen Deprem Dede’sin, Deprem Dede kal, emekli maaşınla geçin. Ek gelir sağlayacak hiçbir çabaya girme’ denmesi haksızlık değil midir bana?" dedi.

TÜRKİYE’nin 1999 yılında yaşadığı büyük deprem sonrasında halka, özellikle de çocuklara depreme hazırlıklı olma konusunda eğitimler verdiği için adı ’Deprem dede’ye çıkan Prof. Ahmet Mete Işıkara, bu kez bir konut projesinin içinde yer alarak gündeme geldi. Deprem konusunda uzman bir profesörün ticari bir projede danışmanlık yapması ve reklamlarına çıkmasının ’etik olup olmadığı’ tartışılmaya başlandı. Prof. Işıkara, "Bu proje benim misyonuma uyuyor. Yıllardır ’Türkiye bir deprem ülkesidir, depremden korunmanın en vazgeçilmez yolu da deprem güvenliğidir, deprem güvenlikli konut üretmektir’ diye söyleyip duruyorum. Şimdi nihayet birileri çıkmış benim dediklerimi harfi harfine yapıyor" diye konuştu. Projenin yayınlanan reklamlarından para almadığını vurgulayan Prof. Işıkara, bu reklamların da deprem konusunda milyonlara ulaşmak için en iyi yol olduğuna inandığını söyledi.

HER DEDİĞİMİ YAPIYORLAR: Han Yapı’daki danışmanlığının tartışılmasına çok üzüldüğünü dile getiren Prof. Işıkara, "Reklamdan para almadım, ama danışmanlık ücreti alıyorum. Şöyle bakılması beni üzüyor. ’Sen deprem dedesin, deprem dede kal, emekli maaşınla geçin. Ek gelir sağlayacak hiçbir çabaya girme. E bu haksızlık değil midir bana?" diye konuştu. Han Yapı yönetiminin projeye ilişkin yapılmasını istediği herşeyi, kontrolünden malzeme seçimine kadar harfiyen yerine getirdiğini vurgulayan Prof. Ahmet Mete Işıkara ile tartışılan Yönetim Kurulu Danışmanlığı ve konut reklamını, bu görevi neden kabul ettiğini ve yapmak istediklerini konuştuk.

Türkiye’nin Deprem Dede’si olarak sizin bir konut projesine danışmanlık yapmanız ve reklamlarına da çıkmanıza gelen tepkilere ne diyorsunuz?

- Han Yapı Yönetim Kurulu bana ’Hocam ikimiz de aynı ayakkabıyı giyiyoruz. Toplum sıkı bir denetimle yapılan ve gerçekten deprem güvenliği olan konutlara kavuşacak. Ben inanıyorum ki İsthanbul Evleri bir örnek olacak ve diğerleri de ister istemez böyle evler yapacak. Ben bu projeyle deprem güvenli ev dediğimde toplumun önüne artık somut bir örnek koyuyorum.

Reklamlara neden siz çıktınız?

- Ben 62 ili gezdim, ilkokul çocuklarını, halkı deprem güvenliği konusunda eğitmeye çalıştım. Okullarda bir anda 500-600 öğrenciye ulaşıyorum. Kendini yıllardır bu işe adamış ve misyon edinmiş biri olarak bu büyük bir fırsat değil mi? Bu reklamla bir anda 3-5 milyon insana çok önemli 4 mesajı aynı anda veriyorum: 1- Türkiye deprem ülkesidir, çünkü bunu artık unuttuk. 2- Depremle birlikte yaşamak zorundayız. 3- Depremden korunmanın tek yolu güvenli evlerdir. 4- Güvenli zemin yoktur, güvenli bina vardır.

Reklamdan para aldınız mı?

- Hayır para almadım, ama Yönetim Kurulu Danışmanlık ücreti alıyorum. Bunun yasal vergisi de ödeniyor. Şöyle bakılması beni üzüyor: Sen deprem dedesin, deprem dede kal. Emekli maaşınla geçin. Ek gelir sağlayacak hiçbir çabaya girme. E bu haksızlık değil midir bana? Eğer bir grup gelmiş, benim bunca yıllık bilgi birikimim ve tecrübemden topluma faydalı olacak bir projede faydalanmak istiyorsa, bunun da karşılığını veriyorsa neden olmasın.

Daha önce benzer teklifler de geldi mi?

- Evet geldi. Ama Han Yapı’daki ciddiyeti hissetmedim. Sadece adımı kullanacaklardı. Projenin gerçekleştirilmesi sürecinde dediklerimi yapacaklarına inanmadım.

Bu teklifi neden kabul ettiniz?

- Burada da adımı kullanıyorlar ama ben ne dersem onu yapıyorlar, ben çok rahatım. Ortakları Türkiye’nin ihracatına katkıda bulunan bir grup. Han Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Satıcı, ’Biz deprem güvenli, kaliteli, yaşam kültürü çok yüksek, ama toplumun her kesiminin alabileceği bir fiyatla konut üretmeyi hedefliyoruz. En önemlisi sen ne dersen biz onu uygulayacağız’ dedi. Oğuz Bey, bugüne kadar söylediklerimi toplumun önüne çok somut bir örnekle ortaya koyabileceğim bir projeyle geldi. Hep söylüyordum, bunu yaparak gösterme şansım doğdu.

99 depremindeki şiddeti uyguladık

PROF. Ahmet Mete Işıkara, evlerin yapılacağı araziyi sismik tomografik yöntemle incelediklerini, hastanede vücut tomografisi çektirir gibi, 50 metre derinliğe kadar arazinin tomografisinin çekildiğini anlattı: "Tomografi verileri Yıldız Teknik Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Grubu Teknolojik Araştırmalar Koordinatörü Prof. Kutay Özaydın ve ekibine ulaştırıldı. Ekip, zemin türüne ve o zemindeki olası depremin parametrelerine ilişkin bilgileri verdi, projenin statik planları bu çalışmalar sonrası yapıldı. 99 depremindeki şiddeti uyguladık bilgisayarda. Binadaki kat sayısını da buna göre dizayn ettik."

Mutlaka zeminin tomografisi çekilmeli

İNŞAAT yapılmadan önce yapılan zemin etüdlerinde sismolojinin ve sismik tomografinin yer almasını öneren Prof. Işıkara, bu görüşünü ilgili devlet kurumlarına da önerdiğini söyledi. Prof. Işıkara, "Güvenli zemin yoktur, güvenli bina vardır. Zemin türünün doğur belirlenmesi ve statik tasarımının buna göre yapılması gerekiyor. Zemin etüdlerine sismoloji ve sismik tomografi mutlaka eklenmeli" dedi.

Biz inşaat yapmıyoruz proje geliştirip hayata geçiriyoruz

HAN Yapı Gayrimenkul Genel Müdür Yardımcısı Leyla Üstel Çağatay, "Türkiye sanayi ve ihracat sektörlerinde faaliyet gösteren 17 büyük kuruluşun temsilcilerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş olan Han Yapı, salt bir inşaat şirketi değil; içinde inşa, yapı kurma faaliyetlerinin de yer aldığı çok daha geniş bir vizyonu temsil eden bir proje yatırım ve yönetim şirketi" dedi.

Depreme dayanıklı ev için diğerleri bizi kopya etsin

Şimdi çıkıp başka şirketler de ’ne derseniz yapacağız’ dese onlara da deprem güvenli ev konusunda danışmanlık yapar mısınız?

-
Çıktı da zaten, ama ’hayır’ dedim, teşekkür ettim. Bu bana göre etik değil. Bir grupla el sıkıştım, o grupla devam edeceğim. Depreme dayanıklı ev yapmak isteyenler bizi kopya etsinler. Depreme dayanıklı ev yapmanın sistemi belli, denetim mekanizmaları belli. Diğerleri de bunları titizlikle uygulasın.

Çıtayı yukarı çekiyorsam haksız rekabet mi

Sektöründeki diğer firmalar açısından haksız rekabet yarattığınız söyleniyor.

- Haksız rekabet yaratıyorsun diyorlar da niye yarattığımı söylemiyorlar. Eğer ben kalite ve güvenlikte çıtayı yukarı çekiyorsam, bu haksız rekabetse, ’evet haksız rekabet yapıyorum’. Topluma depreme dayanıklı konut edindirme konusunda haksız rekabet yapıyorsam ona razıyım.

AHMET METE IŞIKARA

Prof. Ahmet Mete Işıkara, 1941 Mersin doğumlu. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Bölümü’nde 1964’te lisans eğitimini, 1972’de doktorasını tamamladı. 1982’den beri Uluslararası Sismoloji ve Arziçi Fiziği Komisyonu üyesi. 1991-2002 yılları arasında Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, 1993-2000 yılları arasında Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu Avrupa Depremlerin Önceden Belirlenmesi Değerlendirme Danışma Komitesi üyeliği, 1992-2000 arasında B.Ü. Yönetim Kurulu Üyeliği, 2000-2002 arasında Başbakanlık Ulusal Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Doğal Afet Sigortaları Yönetim Kurulu üyeliği görevlerini yürüttü. 2002’den beri Afete Hazırlık Eğitim Derneği (AHDER) Başkanı, 2005’den bu yana Türk Kızılayı Genel Başkan Danışmanı. 2006 başından bu yana da Han Yapı Yönetim Kurulu Danışmanlığı’nı yürütüyor.
Yazarın Tüm Yazıları