Denktaş ve Klerides’in son şansları

Yarın Kıbrıs’ın iki lideri bir araya geliyorlar. Bu, tarihi bir fırsattır. Tribünlere oynayıp bilinen görüşlerini ortaya koymakla yetinirlerse, çözümsüzlüğün getireceği sorumluluğu da yine ikisi paylaşacaklardır.

LEFKOŞA

Kıbrıs’ta yarın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile, Glafkos Klerides uzun yıllar sonrasında bir araya gelecekler.

Bu görüşme, Kıbrıs sorununda bir dönem noktası yaratabileceği gibi, hiçbir işe yaramayan ve sadece tribünlere gösteri ile sınırlı da kalabilir.

Herşey, Denktaş ve Klerides’in niyetlerine bağlıdır.

Sorunun önündeki engelleri kaldırıp müzakere sürecini başlatabilecekler veya durum daha da gerginleşecektir.

Kıbrıs sorunu artık yol ayrımındadır ve önümüzde de fazla bir zaman kalmamaktadır. 2002 sonbaharında bu konuda dananın kuyruğu kopuyor. Ya her iki tarafın kabul edebileceği çözüm olacak ve herkes rahatlayacak veya uzun ve son derece gerilimli bir döneme girilecek.

Bugüne kadar, her iki taraf tribünlere oynadı.

İsteklerini en üst noktada tuttu.

Şimdi iki lider kapalı kapılar ardında, BM Genel Sekreteri özel temsilcisi De Soto’nun da izlemekle yetineceği başbaşa bir konuşma yapacaklar.

Denktaş ile Klerides Kıbrıs sorununu ilk günlerinden bu yana yaşayan iki liderdir. Yaşları, 75’in üstündedir. Siyasi yaşamlarının artık sonuna gelmişlerdir.

Siyasi yaşamlarını, ya Kıbrıs’taki son bardağı da kırarak bitirecekler veya kırılmış olan bardağı yeniden tamir edeceklerdir.

KLERİDES’TEN BEKLENTİLER

Galfkos Klerides, Kıbrıs’ın geçmişini en iyi bilen kişilerin başında gelmektedir.

1950-1974 dönemini yaşamış ve Türk toplumunun yok edilmesi komplolarını bizzat bilen bir kişidir. Anılarında, çeşitli söyleşilerinde Yunanistan’ın Enosis için neler yaptığını anlatmıştır. 1974’e gelinmesinin başlıca nedeninin, Atina’nın Ada’ya soktuğu kuvvetler ve yerel güçlerin Türk toplumuna karşı yok etme politikası olduğunu açıklamıştır.

Bugün dünya değişti. Bölge ve Uluslararası dengeler de değişti. Ancak, herşey unutulup sanki hiçbir şey olmamış gibi hareket edilemez. Türk toplumu ve Türkiye’nin kuşku ve kaygılarını bir yana bırakıp çözüm aranamaz.

Kıbrıs sorununu, 1974 sonrasındaki bir istila olayı gibi görmek ve buna göre bir çözüm peşinde koşmak, sadece çözümsüzlüğü getirir.

Türk toplumuna azınlık statüsü vermek ve 74 öncesine dönmeye çalışmak, boşuna zaman harcamaktan başka birşey değildir.

Klerides, tarihe kırılmış bir vazoyu yeniden yapıştıran bir lider olarak geçmek istiyorsa, eskiyi tamir etmeli ve ülkesinin uzun vadeli çıkarlarını düşünmek zorundadır.

Unutulmaması gereken nokta, Ada’nın Kuzeyini dışarda bırakıp, Güneyini AB’ye sokmakla sorun çözülmeyecektir. AB üyeliği tek başına huzur getirmeyecektir.

Tam aksine, Kıbrıs’ta güven ortamı tam anlamıyla oluşturulamayacaktır. Bunun sonucu olarak, Türk-Yunan ilişkileri de rayına oturtulamayacaktır.

Klerides, vizyon sahibi bir lider mi, yoksa kısır politikalardan kendini kurtaramayan bir fraksiyonun başı mı olarak kalacağını Salı günkü tutumu ile ortaya çıkaracaktır.

DEKTAŞ’TAN DA BEKLENTİLERİMİZ VAR

Rauf Denktaş, hayatını Kıbrıs sorununa adamış bir liderdir. Geçmişin yaralarını unutamaması da son derece doğaldır.

Denktaş, sorunun çözümündeki en önemli anahtarı elinde tutmaktadır. Denktaş’ın kabul etmeyeceği bir kararı Türk kamuoyuna benimsetmek imkansızdır.

Denktaş’ta geçmişi unutmadan, bugünün gerçeklerine göre hareket etmelidir.

Klerides nasıl AB kurallarının arkasına saklanamaz ise, Denktaş da AB koruyucu kuralları tamamen tamamen gözardı edemez.

“Benim dediğim olur ve başka hiçbirşey kabul etmem” yaklaşımı yerine; Türk toplumunun uzun vadeli temel çıkarlarını korumak, Türkiye’nin 2000’li yıllarını huzur içinde geçirtecek ve yeni kavgalara yol açmayacak bir yaklaşım gerekmektedir.

Yarınki toplantı Denktaş’ın tarihe bölen değil birleştirerek Türk toplumunun ve Türkiye’nin çıkarlarını güvenceye alan bir lider olarak geçmesinin kapısını açabilir.
Yazarın Tüm Yazıları