Deniz Baykal nereye koşuyor?

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

CHP Lideri Deniz Baykal'ı anlamak giderek güçleşiyor. Deniz Bey önce ‘‘Ara rejim gelebilir!’’ kehanetini, Ertuğrul Özkök'ün deyimiyle ‘‘fitili yakılmış bir dinamit gibi’’ siyaset arenasına fırlattı, ardından fırtına haberi veren hava tahmincisi üslubuyla konuşup ‘‘Sonbaharda erken seçim var!’’ dedi.

GÜNDEMDE SEÇİM YOK

Baykal'ın, İstanbul'da, aralarında Nazlı Ilıcak ve Mehmet Barlas'ın da bulunduğu bir grup gazeteciyle konuştuktan sonra seslendirdiği seçim planlarının rotası da, DYP Lideri Tansu Çiller'in söylemleriyle uyum gösteriyor.

İlginçtir, Deniz Baykal, partisi CHP'yi doğuran SHP'nin eriyip gitmesine neden olan Tansu Çiller'li DYP'nin cazibe alanından kurtulamamış görünüyor!

Deniz Baykal'ı anlamak gerçekten giderek güçleşiyor. Çünkü Baykal, olası bir erken seçim sonrasında üç aşağı beş yukarı bugünkü parlamento aritmetiğine yakın bir sonuç çıkacağını bile bile, seçimde ısrar ediyor.

Oysa ülke sorunlarına kafa yoran herkes görüyor ki, Türkiye'nin gündeminde seçim maddesi hiç yok. Peki ne var? Artık neredeyse havada uçan kuşlar bile gündemin birinci maddesinin ‘‘irticayla mücadele’’ olduğunu, enflasyon, gelir dağılımındaki dengesizlik ve giderek artan işsizlik sorununun da, bu ilk maddenin hemen yanıbaşında durduğunu çok iyi biliyor.

Siyasi hesaplardan arınmış olarak, Türkiye panoramasına bakanlar, ‘‘enflasyon, gelir dağılımındaki dengesizlik ve işsizlik’’ üçgenine adeta kara bir yazgı gibi çöreklenen ‘‘istikrarsızlık’’ canavarının, bir an önce yok edilmesini bekliyorlar. Bu içten dileği yüreklerinde taşıyanlar, mücadelenin kolay olmadığının, zamana ve kararlılığa ihtiyaç duyulduğunun da farkındalar.

Henüz dokuz ayı bile doldurmamış bir azınlık iktidarına sürekli olarak ‘‘Ömrün doldu, haydi seçime gidelim!’’ tehdidini savuran Deniz Bey, Türkiye'yi bu beladan kurtaracak ‘‘ekonomik önlemler paketi’’nin altına imza atmaktan sürekli şekilde kaçıyor.

İktidarı hem bu önlemleri uygulamaya, hem de erken seçime gitmeye zorluyor! Bu uğurda sık sık gensoru şantajını ortaya atmaktan çekinmiyor.

Oysa zaman, kısır oy hesaplarıyla ülkeyi sonu hüsranla bitecek serüvenlere sürükleme zamanı değil, aksine, parlamentoda temsil edilen siyasi partilerin, hayati sorunların çözümü konusunda ulusal uzlaşmayı sağlama zamanıdır.

Tüm kamuoyu yoklamaları, enflasyonun yüzde yüzlerde seyrettiği bu ortamda yapılacak bir erken seçimin, parlamento coğrafyasında önemli değişiklikler yaratmayacağını gösteriyor. Yani, erken seçimin getireceği tablo, yeni bir erken seçimin habercisi olacak.

Anlaşıldığı kadarıyla iktidar ihtirasıyla koşanlar, üst üste yaşanacak seçim şoklarının enflasyonu adeta bir füze gibi tırmandırıp, ekonomiyi oksijensiz bırakacağını hiç hesaplamıyorlar.

Oksijensizliğin ardından gelmesi kaçınılmaz olan toplumsal patlamaların korkunç boyutlarını düşünmek dahi istemiyoruz.

İHTİRAS KOŞUSU

Dünyadaki gelişmeler, Uzakdoğu'da başlayıp dalga dalga Batı'ya yayılan ekonomik krizler, dünyanın bu bölgesindeki politikaların iflas ettiği sinyalini vererek sosyal demokrasilere yeşil ışık yakıyor.

Deniz Baykal, kendisini ve partisini, sonu belli kısa mesafeli ihtiras koşularına sürüklemek yerine, dünyadaki değişimin ışığında, sağlıklı politikalar ve programlar üreterek, kalıcı toplumsal desteği sağlamayı tercih etmelidir.

Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan'la Melih Gökçek'i, iki büyük kentin belediye başkanlıkları koltuğuna, İSKİ ve ASKİ rezaletlerinin oturttuğunu henüz unutmadı.

Aynı Türkiye, CHP kongrelerinde milletvekillerinin suratlarına inen yumrukları da ibretle ve hayretle izliyor.

Deniz Baykal, sıraladığımız handikapların üstesinden gelebilecek, deneyimli, usta ve kalibresi yüksek bir liderdir.

Bu özellikleri taşıyan CHP liderinin, ülkeyi düze çıkaracak yolun ‘ acilen seçim’ değil , ‘ acilen siyasi ve ekonomik restorasyon’ dan geçtiğini göreceğine inanıyoruz.













Yazarın Tüm Yazıları