Demirel'den Danıştay'a mesaj

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümetin 1998 bütçesinde enflasyonu yüzde 50'ye indirme hedefine kuvvetli ifadelerle destek verirken, bir noktanın gözden uzak tutulmamasını istiyor: Büyüme...

Demirel'e göre, Türkiye'de büyümenin her yıl yüzde 5'ten aşağı olmaması gerekiyor:

‘‘Büyümenin enflasyon doğurduğunu kabul etmedim. Eğer dengeler iyi tutulursa, Türkiye hem yüzde 5 civarında büyümeyi yapabilir, hem de enflasyonu aşağıya çekebilir.’’

Cumhurbaşkanı, Kuveyt dönüşü uçakta yaptığı sohbette, büyümenin gerçekleştirilebilmesini yabancı sermaye girişine bağlıyor:

‘‘Türkiye'nin her sene dışarıdan 2 ile 3 milyar dolar yabancı sermaye getirmesi lazım. Türkiye, dünyada yılda dolaşan 200-250 milyar dolar sermayenin iki ile üç milyar dolarını alabilmesi lazım.’’

Nitekim, Demirel'in hafta başında yaptığı Kuveyt gezisinin en önemli hedeflerinden biri, bu ülkenin elindeki finans kaynaklarının bir bölümünü Türkiye'ye çekebilmekti.

Demirel bu beklentiyi aktardığında, Kuveyt Emiri'nden ‘‘Bize proje getirin’’ yanıtını almıştı.

KATI TUTUM

Ancak Demirel'e göre, bu noktada önemli bir sorunla karşılaşılıyor. Danıştay, ‘‘yap-işlet-devret’’ projelerine yabancı sermayenin girişinde Anayasa'dan kaynaklanan engeller nedeniyle katı bir tutum sergiliyor.

Bu durum, özellikle enerji projelerinde ciddi bir tıkanıklığa yol açıyor. Cumhurbaşkanı, ‘‘Enerji projelerinde hukuki durumun halledilmesi şarttır’’ diyerek, bir kez daha sorunun altını çiziyor.

Bir gazeteci, ‘‘Yap-işlet-devrette yasal bir sorun söz konusu değil mi? Sistem yeterince liberal değil ve bu yüzden engeller var’’ diye sorduğunda, Demirel, ‘‘Doğru, değişecek...’’ diyerek, sorudaki tespite katıldığını vurguluyor.

Demirel'in şu sözlerindeki eleştiri kısmen Danıştay'a gidiyor herhalde:

‘‘Neden değişecek? Ya değiştireceksiniz ve ülkenin kalkınması için lazım gelen kaynakları, yahut ülkenin kalkınması için mevcut olan kaynakları kullanacaksınız... Ya da değiştiremeyeceksiniz ve zengin kaynakların fakir bekçileri olarak üzerinde oturacaksınız. Birincisi olacaktır.’’

Eğer Demirel'in ‘‘Değişecek...’’ önermesinde Danıştay'ın tutumu aşılamayacaksa, herhalde iş anayasa değişikliğine kadar uzanacak...

Yabancı sermaye girişi önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen Demirel, sohbette sözü bir ara Avrupa'da değişim rüzgarları estiren ve kapsamlı bir reform programıyla yola çıkan İngiltere Başbakanı Tony Blair'e getiriyor.

Demirel, Blair'e dönük hayranlığını gizlemiyor:

‘‘Blair'in birkaç gün önce İşçi Partisi kongresinde söylediği sözlere dikkat edin...’’

Cumhurbaşkanı, ardından reform gereğini vurguluyor:

‘‘Bütün dünya daha iyi bir devleti arıyor, daha iyi idareyi arıyor. Ve Türkiye de, ‘daha iyi bir idare nasıl olur' tartışmaya devam etmelidir. Daha iyi neyi gerektiriyorsa, onu arayın. Tıkanıyorsa açın. Saçlar uzamış ise kesin. Reform arıyoruz. Aradığımız budur.’’

Demirel, sohbetin sonunda gazetecilere takılmadan edemiyor:

‘‘Son lafları benden almasaydınız, aç kaldıydınız...’’

Yazarın Tüm Yazıları