Defile-i Gastronomi ya da Tabakta Sanat

Eminim sizler de benim gibi yemek yemeyi sadece karın doyurma eylemi olarak görmüyor, bir keyif, müthiş bir zevk olarak algılıyorsunuzdur.
İşte Le Meridien Otel’de düzenlenen gastronomi defilesi de sizin ve benim gibi düşünenler için biçilmiş kaftandı.
Le Meridien Otel’in şefleri Tarkan Özdemir ile Erol Sarıdoğan ve tabii ki ekipleri, hazırladıkları benzersiz lezzetleri, bir modacının kreasyonunu tanıtması gibi, podyumda mankenler eşliğinde tanıttı.
Ben de bu keyifli defilenin moderatörlüğünü üstlendim.
‘Tabakta Sanat’ yani benim deyimimle ‘Defile-i Gastronomi’ beni çok heyecanlandırdı. Üstelik ilk defa, sunduğum yeni lezzetleri ben yapmamıştım.
Türkiye’de ilk defa gerçekleşen böylesi bir gösteriyi yemek yazarı olarak sunmak bana büyük heyecan verdi.
Defilenin amacı taze, doğal ve yöresel yiyeceklerin yaratıcı fikirlerle tasarlanıp, bilimsel pişirme teknikleriyle hazırlanarak sanatsal bir sunumla tabaklara yerleştirilmesiydi.
Türk mutfağının yüz akı olan, icatçı, keşfetmeyi seven ve yenilik peşinde koşan çok değerli şeflerinin bu çalışmalarının mutfağımızın tanınıp gelişmesinde çok faydalı olacağına inanıyorum.

BALIK DOLMASI KIZARMIŞ KAVUN

1990’larda başlayan ve 2000’li yıllarda çok popüler hale gelen bu yepyeni mutfak akımının en tanınmış şefleri, Kuzey İspanya’nın BASK Bölgesi’nden Ferran Adria, Luis Aduriz, Huan Arzak ve Pedro Subijana’dır.
Yemeklerin farklı pişirme teknikleri, sıklıkla fizik ve kimya kullanılarak ortaya çıkarıldığı bu akıma “moleküler gastronomi” ya da “deneysel mutfak” adını veriyoruz.
Ben de bu unutulmaz gecede Türk mutfağıyla dünya mutfağını buluşturan ve belki de ilk defa duyacağınız yemeklerden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum:
Zeytinyağlı balık dolmaları, kızarmış kavun üstü beyaz peynir, güllaç yapraklarına sarılı ördek eti, baklava yufkasında levrek böreği, tel kadayıfla buluşturulmuş peynirli pastırma... Ve bohça şeklinde kapatılarak kızartılmış acılı ezme soslu mega mantı...
Kısacası bu muhteşem gecede Türk mutfağının başyapıtları sıra dışı bir sentezle izleyicilere sunuldu diyebiliriz.
O geceki tatlı telaşımız en sonunda benim de podyuma fırlamamla sona erdi.
İçinden elmalı kek çıkan, şişirilen şekerin yeşil elma şeklinde üzerini kapladığı “Havva’nın Elması” sunulduğunda alkış sesi birden yükseldi ve izleyenler hayran bakışlarla bu muhteşem tatlıyı seyretti.
Sanki bir yemek cennetine girmiş, hem damaklarımızı hem de gözlerimizi şenlendirmiştik.
Kısacası Le Meridien’de gerçekleşen bu yemek defilesi hepimiz için eşsiz bir deneyimdi.