Davos'ta açıkladı: Bakireyim

DÜN sabah Davos’a tepeden bakan Schatzalp Oteli’nin kahvaltı salonunda sabah kahvemi içiyordum.

Haberin Devamı

Müthiş bir güneş vardı.

Bir zamanlar Thomas Mann’ın oturduğu salondaydım./images/100/0x0/55eb329ef018fbb8f8b1b060

Salonda beş-altı kişi vardı.

İşte tam o sırada, ışıl ışıl parlayan bir kadın içeri girdi.

Charlize Theron karşımdaydı.

Good morning” deyip yan masaya oturdu.

O sempatiden istifade edip “Dün akşam yaptığınız konuşma harikaydı” dedim.

“Gerçekten mi” diye cevap verince, yaptığı konuşmanın en çarpıcı cümlelerini tekrarladım.

Aynı otelde kalıyormuşuz...

Benim için güzel bir sürpriz oldu.

* * *
  
Bir akşam önce, Promenade yolu üzerindeki Kirscher Müzesi’ndeyiz.

Kürsüde Charlize Theron var. Konuşmasına “Ben bakireyim” diyerek başlıyor.

Yanlış duymadınız, aynı Madonna’nın şarkısındaki gibi“I’m a virgin” diyor.

Konuşmanın devamına geçmeden önce, davet hakkında bilgi vereyim. Geceyi, Global Fund düzenliyor. Hani tanıtım yüzleri arasında benim de yer aldığım dünyanın en güçlü yardım fonlarından biri.

Afrika kıtasında AIDS, malarya ve tüberkülozu tamamen ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz.

Salonun hemen girişine, bu yardım kampanyasına katılanların fotoğraflarını asmışlar.

Arianne Huffington, Shaquil O’Neil, Bill Gates, Bono, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un fotoğrafları var.

Onların arasına benimkini de koymuşlar.

Gecenin en büyük sponsoru Coca-Cola.

Başta Muhtar Kent olmak üzere, Ahmet Bozer ve Gürtay Kıpçak’tan oluşan ağır bir kadroyla oradalar.

* * *

Haberin Devamı

Önce Muhtar Kent konuşuyor.

Afrika’da yürüttükleri bu kampanyanın, Coca-Cola için büyük bir onur olduğunu söylüyor. Ve büyük bir iddiada bulunuyor:

Kendimi angaje ederek söylüyorum ki, 2015 yılına kadar Afrika’da HIV virüsüyle doğan çocuk kalmayacak...”

Bu arada kravatını gösteriyor ve “Bunu, birazdan bu kürsüde konuşacak olan Charlize Theron’a, Güney Afrika’yı ne kadar sevdiğimizi göstermek için taktım” diyor./images/100/0x0/55eb329ef018fbb8f8b1b062

Sonra benim kazağımı işaret ediyor. Benimki de Güney Afrika rengi...

Eee bu kadar güzel bir kadın için böyle bir jest çok mu fazla...

Şimdi geliyorum Charlize Theron’un kestiğim sözüne.

Haberin Devamı

* * *
  
Evet, “Ben bir bakireyim” deyip karşısındaki kalabalığı süzüyor. Yüzlerde şaşkınlıkla gülümseme arası bir ifade...

Sonra kendisi de gülmeye başlıyor ve devam ediyor:

Bakire dediysem, Davos bakiresiyim.”

Yüzlerdeki ifadeler biraz daha belirginleşiyor ve cümlesinin sonu geliyor:

Yani Davos’a ilk defa geliyorum demek istedim...”

Bir anda kahkaha patlıyor...

* * *
  
Güney Afrika’da AIDS çok yaygın...

Binlerce çocuk HIV’le doğuyor. Charlize Theron bu faciayı önlemek için bir vakıf kurmuş ve doğup büyüdüğü Güney Afrika’da çalışmalara başlamış. Gerisini ondan dinliyoruz:

İlk zamanlar çok zorlanıyorduk. Güney Afrika’da cinsel konular tabudur. Çocuklar, gençler, bu konuyu konuşmak istemez. Ben elimde bir prezervatifle, ‘Bakın bununla korunacaksınız’ demeye başladığım zaman, hepsi elleriyle yüzlerini kapatıyordu.”

Yılmamışlar. Çocukların annelerini babalarını alıp gitmişler.

Onlarla birlikte anlatmışlar.

18 ay sonunda yine o okullara gittiğimizde psikolojik bariyer kırılmıştı. Çocuklar gelip ‘Hadi seks konuşalım’ diyorlardı.”

Komik bir anekdotu da anlatıyor. Bir gün bir genç elinde bir prezervatifle gelmiş ve şunları söylemiş:

Artık bilinçlendim. Hep prezervatif kullanıyorum. İşim bitince yıkayıp tekrar kullanıyorum...”

Charlize Theron bu çalışmalarıyla bu yıl Davos’ta ödül kazandı.

Haberin Devamı

Çok güzel kadın ama bana göre değil

TABİİ ki ayaklarında Christian Louboutin’in Red sole’u var. O yüksek topuklarla benden uzun görünüyor. Etkileyici bir kadın, ama itiraf edeyim bana göre değil. Çok ince, hatları çok düz... Ama etkileyici bir kadın. Koyu renk bir pantolon giymiş. Üzerinde kirli sarı bir tişört var. Onun üzerine önü açık bir yün ceket giymiş. Kulağında küçük pırlanta küpeler var. Saçlarını çok kısa kestirmiş. Erkek çocuğuna benzer bir hali var. Etkileyici bir kadın. Özellikle gözleri insanı çarpıyor. Ama dediğim gibi, benim kadın tipim değil. Scarlette Johannson’u tercih ederim...

Rus Başbakan Medvedev’e sordum: Türk halkı daha ucuz gaz kullanabilecek mi

Haberin Devamı

DÜN sabah dünya medya liderleri grubu olarak Rusya Başbakanı Medvedev’le birlikteydik./images/100/0x0/55eb329ef018fbb8f8b1b064

Çok modern görünümlü bir adam.

Kendinden çok emin. Bütün sorulara rahat bir havada cevap veriyor.

Tabii günün konusu, bir gün önce Bloomberg televizyonuna söylediği sözdü.

Doğalgaz ihracatı konusunda Gazprom tekelini kaldıracağız” demişti.

Soru bir Türk gazetecisi olarak beni çok ilgilendiriyordu.

Tekel kaldırılır, Rus şirketleri arasında rekabet başlarsa, acaba fiyatlar iner miydi?

Rekabet başlarsa, Türk tüketiciler daha ucuz doğalgaz kullanabilir mi...”

Güldü ve şu cevabı verdi:

Galiba Bloomberg’e söylediğim bu sözler fazla ileri gitti. Bir kere, ‘Tekeli kaldıracağız’ demedim. ‘Kaldırmayı tartışıyoruz’ dedim. Söylediğim bir şey daha vardı. Eğer bu olay Rusya’nın doğalgaz gelirlerini düşürürse, o zaman bunu kaldırmayız. Elbette Türk tüketiciler daha ucuz doğalgaz isteyecek. Bizler de Rusya’nın gelirleri düşmesin istiyoruz. Bir uzlaşma bulunur elbet.”

Arkasından ilginç bir şey daha söyledi:

Dünyada enerjinin geleceği ne olacak henüz bilmiyoruz. 30 yıl sonra enerji sepeti değişebilir, çeşitlenebilir. Kaya gazları bir devrim yapacak mı yapmayacak mı bilmiyoruz. Ama şurası kesin ki, enerji sepeti sadece petrol ve gazdan ibaret kalmayacak.”

Haberin Devamı

Sünniler tek başlarına gelirlerse Alevileri Hıristiyanları kesebilirler

MEDVEDEV Suriye konusunda ilginç bir analiz yaptı.

- “Suriye’ye ilk gittiğimde çok etkilendim. Tabii demokrasilerinden değil. Demokrasi yoktu. Ama sokaktaki insanlar beni çok etkiledi. Çok modernlerdi. Kozmopolit bir toplumdu. Kadınların görünümü çok iyiydi. Müthiş bir hoşgörü toplumu izlenimi verdi bana.”

Peki bugün?

- “Suriye’de sorunu Suriye halkı kendi çözmelidir. Dışarıdan bir ülke müdahale etmemeli. Suriye’ye silah sokulmasını önlemeliyiz. Tabii ki taraflar anlaşarak çözmelidir. Öteki türlü taraflardan biri ötekini bastırarak çözerse, ne olacağını bilemeyiz. Silahlı Sünniler, yarın orada Alevileri, Şafileri, Hıristiyanları kesebilir.”

Amerikan ailelerinin moral değerleri bizimkilerden yüksek

- BENİ çok etkileyen bir cevabı da, Rusya’nın, Amerikalı ailelerin Rus çocuklarını evlat edinmelerini engelleyen bir kanunu çıkarmasıyla ilgili soruya verdiği çok içten ve cesur cevaptı.

- KENDİ ÇOCUKLARIMIZA BAKABİLİRİZ
Rusya büyüyor. Orta sınıf gelişiyor. Öksüz ve yetim çocuklarla biz kendimiz ilgilenebiliriz. Buna imkânlarımız var.”

Bunu söyledikten sonra “Ancak” dedi ve şöyle devam etti:

- ONLAR ENGELLİ ÇOCUKLARI DA ALIYOR Ancak şunu kabul edelim ki, evlat edinme konusunda Amerikan ailelerinin moral değerleri bizimkilerden yüksek. Ruslar bir çocuğu evlat edinirken fiziki görünümüne bakıyorlar. Engelli bir çocuksa istemiyorlar. Ama Amerikalılar çocuğun engelli olmasından etkilenmiyor. Yani bu konuda onlardan öğreneceğimiz şeyler var.”

‘Bana Müslümanlar asansörde öpüşür dedirtemezsiniz’ mi diyorsun

İRAN’I karıştıran asansörde öpüşme olayına Ahmet Hakan da girdi. Benim analizimle aynı görüşte değilmiş. Yazısını dikkatle okudum.

Ben, “Kızlara matematiği ve fen derslerini yasaklayan Müslüman’ın da şehvet duyguları olabilir” dedim.

O ise başka yerden bakıyor.

Bu olay, benim yazdığım değil, sadece totaliter rejimlerin ikiyüzlülüğünü gösteriyormuş.

Açıkça söylenmiyor ama yazısına baştan sona şu duygu hâkim gibi geldi bana:

Bana Müslümanlar asansörde öpüşür dedirtemezsiniz.”

Eee öpüştüler sevgili Ahmet. Adam mümin, kadının başı örtülü.

Yani o da mümin...

Basbayağı öpüştüler işte...

Şimdi ben de “Bir mümin bir müminde” diye başlayan o cümleyi mi bitireyim.

Cinsellik ne zamandan beri totaliter ikiyüzlülük oluyor.

Müslümanların öpüşmesine bahane aramayı bırak sen de benim gibi haykır:

“Yaşasın asansörde öpüşme özgürlüğü...”

Bak daha şimdiden “AÖÖP” kuruldu.

Açık adını merak ediyorsan onu da yazayım:

Asansörde öpüşme özgürlüğü platformu...”

Yazarın Tüm Yazıları