Daum'un problemi

F.BAHÇE, Kayseri önünde üstün oynuyor. Ama, tribünde birlikte maç seyrettiğim pek çok kişi, memnun değil. İzleyenlerin hemen hemen hepsi, Daum hakkında negatif görüşlere sahip."Acaba bu bir önyargı mı?" diye düşünmeden edemiyorum.Ama "Hayır" değil. 7-0 kazanılan maçta da, 4-0 kazanılan maçta da bu tür görüşler dile getiriliyor. Bu, Daum'a karşı memnuniyetsizliğin bir göstergesi. Daum demişken devam, edelim. Alman Teknik Direktör zaman zaman, "Bazı yöneticiler beni sevmiyor" gibi açıklamalar yapıyor. Ama işin gerçeği bu değil. Aslında Daum, bazı yöneticileri sevmiyor. Bu konuda bilgilerim var. Daum, bununla da yetinmiyor. Türkiye'de, F.Bahçe ya da kendisiyle ilgili bir gündem yaratmak için Türk basınını değil, Alman basınını seçiyor. Alman gazeteleri aracılığıyla bir takım haberlerin Türkiye'de yayınlanmasını sağlıyor. Biliyor ki, Almanya'da yayınlanan en küçük bir haber, Türkiye'de yankı bulacak. Bunlardan biri de, İspanyol Valencia takımının Daum'u istediği haberi. Aslında olay doğru. Ama bir farkla. İstek İspanyollardan değil, Daum'dan geliyor. Yani Valencia'nın, Daum'u istediği haberi doğru değil. Lucescu'nun da, teknik direktör olarak F.Bahçe'ye gelmesi ihtimal dahilinde değil.Ama Daum, Alman basınına verdiği bu tür demeçlerle, F.Bahçe'ye, "Problemlerim var. Gitmeyi düşünüyorum" mesajı vermeye çalışıyor. Bu tamamen benim fikrim.Ama Dahi Daum, bir şeyi unutuyor. F.Bahçe artık bir kurumdur ve bu kurumun bu hale gelmesinde en büyük pay, başkan ve yönetimindir. Şu anki durumda, herhangi bir futbolcunun, teknik adamın ya da bir idarecinin görevden ayrılması F.Bahçe'de hiç bir şey değiştirmez. ANELKA DİRENCİFENERBAHÇE maça çok rahat çıktı. İki hafta önceki 7-0'lık galibiyet sarı lacivertli takım üzerinde ne kadar olumlu etki yaptıysa, Kayseri için de o kadar büyük bir psikolojik baskı yarattı. Bu 2 maçı birlikte değerlendirirseniz, çıkarılacak en önemli ders, 2 maçta 11 gol yiyen Kayseri defansının Anelka'dan gol yememesi oldu. Bu konuda dirençleri mükemmeldi.Ben olsaydımF.BAHÇE ikinci yarıya 3 değişiklikle başladı. Bu pek alışık olmadığımız bir durum. Kayseri gibi zayıf bir ekip karşısında sahaya bugüne kadar daha az görev verdiği oyuncularla çıkmaması, Daum'un takımına olan güvensizliğinin bir göstergesi mi? Türkiye'de hemen hemen herkesin teknik direktörlük konusunda yorum yaptığını düşünürsek, bana da söz hakkı doğuyor; "Ben olsam bu maça Volkan'la başlardım. Hooijdonk'u ilk onbirde sahaya sürerdim."Gol mü, mücadele mi?BU maçta en önemli olayı Anelka'nın isteğiydi. Gol attı, atmadı bunlar önemli değil. Anelka, birinci dakikadan, maçın bitimine kadar, iyi oynamak, takıma faydalı olmak için çırpındı. Defansa geldi, orta alana girdi, kanatlara kaçtı, forvete koştu. Evet doğru, kamuoyunun Anelka kriteri, gol. Ama bence, mücadele de gol atmak kadar önemli.MAÇIN ADAMI: DENİZ, ANELKA, AURELİO