Dar kapı...

Bekir COŞKUN

Fakültenin o geniş sınıfının bir yanına sağcı öğrenciler, öbür yanına solcu öğrenciler otururdu.

Ortada ise tarafsızlar...

Zaten biz kavganın tam dersin ortasında başlayacağını bilir, ürkek tavşan gibi gözlerimiz fıldır-fıldır ilk kitabın, ilk masa ayağının havada uçmasını beklerdik.

Kavga başlardı...

Kavga edenlere bir şey olmazdı. Ama her zaman en çok tarafsız olan öğrenciler yaralandılar.

Çünkü onlar hocaların anfiye girdiği o dar kapıdan kaçmak isterken, birbirlerini ezdiler.

Aradan zaman geçti...

Kavga edenler hiçbir şey öğrenemediler.

Ama tarafsız öğrenciler o dar kapıdan kaçmayı öğrendiler. Bir-iki saniyede sınıfı boşaltıyorlardı ve kimsenin burnu dahi kanamıyordu.

*

Yine öğrenci olayları gündemde.

Ben dar kapıyı düşünüyorum...

Arkadaşımız Kadir Çelik çok güzel bir program yaptı. Aslında konu dar kapıdaki Türkiye ve bir şey öğrenemeyen sağcılar ile solculardı.

Bu arada medyanın öğrenci olayları karşısındaki tutumu tartışılmaya başlandı.

Gazetelerin-televizyonların öğrenci olaylarını vermemesini, olaylar medyada yer aldıkça kavganın giderek artacağını savunanlar var.

*

Yine görmemezlikten gelerek mi üniversitelerdeki kaynamayı önleyeceksiniz?..

12 Eylül'den önce gazeteler olayların kaynağına inemediler. Televizyon ise sadece devletin TRT'si vardı ve olayları görmemezlikten geliyordu.

Olaylar durdu mu?..

Binlerce genç öldü ve sonunda darbe oldu.

*

Yine dar kapıdayız.

Hukukun, yargının, devletin çöktüğü bir ortamda medyanın önemi artıyor. Medya ‘‘Ne haliniz varsa görün’’ diyerek kafasını kuma gömemez.

Enine boyuna tartışmalıyız.

Kamuoyu, öğrencileri dinlemeli.

Niçin kavga ediyorlar?.. Uğruna vuruştukları şey ne?.. Nasıl bir provokasyon var?.. Bugün ülkeyi esir almış çeteler ile o eski öğrenci olaylarının ilişkisi rastlantı mı?..

Dans eden küçük kızların içeri atıldığı, ama eli kanlı katillerin serbest dolaştığı bir ülkede medya gözlerini yumamaz.

Bir dar kapıdayız...